3.

159 16 12
                                    

"Ugh, bir dakika bekle. Bir insanı bu kadar süre aç bırakmak biraz fazla değil mi? Sanırım öleceğim! Küfür etmenin nesi yanlış! Bir çocuğu kaçırıp hapsettiğinin farkındasındır umarım? O herif cidden kaçığın teki!"

Kule Büyücüsü Lucas'ın konuşma biçiminden rahatsız olduktan sonra ona yemek vermeyi kestiğinde kısa süren ateşkesleri bozulmuştu.

"S*keyim seni, yemek ver bana, yemek! S*ktiğimin yemeğini ver! Hangi s*kuk beyinli bir insanın açlıktan ölmesine göz yumar! Manamı tekrar kullanabildiğim zaman sana yapacağım şeyler için sabırsızlanıyorum! Duymuyor musun?! Seni o*** çocuğu!"

Ancak bu sefer de, kaybeden kişi Lucas'tı.

"Ah, tamam! Anladım, bir daha küfür etmeyeceğim! Ah, s*kuk herif, p*ç... S*ktir, hayır! Duymamış gibi yap! Kes, kes!"

Kendi haline ağlayıp sızlarken, gözleri yaşlı bir şekilde yemeğini yemeye başladı.

"Tekrar büyü yapabildiğim zaman, seni kesinlikle öldüreceğim..."

"Şu anki haline bakılırsa, tekrar büyü kullanabilmen için en az bir üç yüz yıl geçmesi gerekiyor."

Kule Büyücüsü'nün düşünceli bir şekilde söylediklerinden sonra, Lucas sanki korkunç bir şaka duymuş gibi hızlıca yüzüne bitkin bir ifade takındı.

Yine de Kule Büyücüsü, ona her zaman kitabın içindekileri okuyup tekrar yazmasını istemedi.

Zaman zaman Lucas'a düzenli bir şekilde büyü dersleri vermeye başlamıştı. Onun öğretileri altında, Lucas önce vücudundaki mana sistemini öğrenmeye başladı.

Aslında, eskiden malikânedeki herkes Lucas'ın gücü hakkında bir tabu gibi davranıyorlardı bu yüzden daha önce hiç büyü kitabı okumamıştı. Aksi takdirde yürüyen bomba gibi gördükleri Lucas'ın öyle kitaplar okursa daha da güçleneceğinden korkuyorlardı.

Ancak Kara Kule'nin Büyücüsü, diğer türlü daha tehlikeli olacağını ve Lucas gibi güçlü bir büyücü için daha sonra sorun yaşamamak için önemli şeyleri düzgün bir şekilde öğrenmesi gerektiğini söylemişti.

Lucas kendini tuhaf hissetmişti çünkü doğduğundan beri kimse ona böyle şeyleri anlatmamıştı.

"Ne? Çoktan sekiz yüz yaşını çoktan geçtin mi? Son zamanlarda, düzgünce saymadığını da söyledin, yani daha da yaşlı olabilir misin? Vay, şaka gibi, moruk, yürüyen fosil. Hm, o hâlde sana yaşlı bunak desem de yeterli olmaz."

"Evet, işte bu yüzden benim gözümde göbek bağı yeni kesilmiş bir kan topağına benziyorsun."

"Seni kahrolası---! Tch, saçma sapan konuşmaya devam mı edeceksin?"

Lucas yavaşça kuledeki hayatına uyum sağlamaya başlamıştı.

Büyü yapamamak sinirini bozuyordu ama bunun dışında şaşırtıcı derecede rahat bir hayat yaşıyordu.

Farkında olmadan, kitapları kopyalama ustası olmuştu ve artık çok zaman harcamadan kitapları tekrar yazabiliyordu.

Kule Büyücüsü'nün zaman zaman anlattığı büyülerle ilgili eski hikâyeler ve efsaneler düşündüğünden daha çok ilgisini çekmişti.

Böyle ne kadar zaman geçmişti? Bir kez daha aniden bir yerlere ışınlanıp ve aniden geri dönen Kule Büyücüsü Lucas'la konuştu.

"Bugün bir yere gideceğiz, yani hemen hazırlan."

Onu duyar duymaz, rüzgârın ona, ne üflediğine dair içinde düşünceler oluştu. Her şeyden önce, Lucas'ın hazırlanacak hiçbir şeyi yoktu bu yüzden hızlıca ışınlandılar.

3. Yan Hikâye: LucasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin