5. [FİNAL]

196 21 30
                                    

O günden sonra, bir daha asla Kara Kule'ye geri dönmeyeceğine dair kendine yemin etti elbette belli bir süre sonra içindeki bu saf öfke hafifleyip fikrini değiştirmişti ancak o an içtenlikle asla geri dönmek istemeyeceğini düşünmüştü.

Fakat bir gün bile geçmeden Lucas ışınlandığı yere tekrar geri döndü.

Fiyuu.

Kule Büyücüsü, şafak ışığının yayıldığı göğün altında duruyordu.

"Sen, ne yapıyorsun?"

Lucas'ın oraya geri dönmesinin nedeni, Kule'den anormal bir büyü gücü akışı hissetmesiydi. Lucas'ı, fırtına öncesi oluşan alışılmadık derecede sessiz ve sakin bir hava karşıladı.

Rüzgârda beyaz saçları uçuşurken Kule Büyücüsü doğan Güneş'e doğru bakıyordu.

"Bizim gibiler için tek teselli nedir biliyor musun?"

Şafak ışığı kadar huzurlu bir ses Lucas'ın kulaklarını doldurdu.

"Başlangıcı değil ama en azından sonu kendin karar verebiliyor olman."

Sanki Lucas'ın gelmesini bekliyormuş gibi konuştu.

"Şimdiye kadar ölmek için bir sebep bulamadım, bu yüzden bin yılı geride bıraktım."

Ardından gelen sözler üzerine Lucas tarif edilemez bir duyguyla dudaklarını ayırdı.

"Ama şimdi, sadece ölmek istediğimi hissediyorum."

Sırtı parlayan gökyüzüne dönük, her zamankinden daha belirsiz bir varlığa sahip olan adam dönüp Lucas'a baktı.

"Evet, sonunda şimdi."

Lucas sesini çıkarmayı başardı.

"Yani şimdi ölecek misin?"

Kule Büyücüsü'nün şu an kendi kendine mırıldandığı sözlerin anlamını çözümleyememişti. Hayır, aslında anlamı o kadar belliydi ki bunu kabullenemedi demek daha doğruydu.

Ölen oğlu yüzünden olabilir mi?

Lucas dişlerini gıcırdattı, öfkenin yavaş yavaş içinde büyüdüğünü hissetti.

Ne halttan bahsediyorsun sen?

Onunla ondan çok daha fazla zaman geçirmiş olmalıydı...

"Yalnızca bir kişinin ölümü yüzünden ölüler dünyasına giden yolu mu takip edeceksin?"

"Böyle söyleme. Yalnız kalma korkusunu bilmiyorsun."

Lucas öfkeli ve alaycı bir şekilde konuştuğunda, Kule Büyücüsü usulca cevap verdi.

Tam o sırada anormal bir şekilde yoğunlaşan mana etrafta dönmeye başladı. Neden bilmiyordu ancak Lucas'ın omurgasından bir an için ürkütücü bir his geçti.

"Yapma. Ne yapmaya çalışıyorsan, lütfen yapma..."

"Lucas."

Lucas anlaşılamayacak derecede tedirginlikle öne doğru bir adım attı. Ancak adını seslenmesi onu durdurdu.

"Bir gün senin de beni anlayacağına inanıyorum."

O sırada gözlerinin önünde görüşünü yok eder gibi görünen saf beyaz bir ışık yayıldı. Aynı zamanda, keskin rüzgârın içinden uçan sakin sesi kulak zarına girdi.

Çınn!!

Lucas refleks olarak gözlerini kapattı ve karşısında büyüyen büyü gücünü engellemeye çalıştı.

3. Yan Hikâye: LucasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin