Şaşırtıcı biçimde, Kule Büyücüsü şimdi biraz utanmış gibi gözüküyordu.
Elbette, çok belirgin değildi. Ancak birlikte o kadar çok yıl zaman geçirmişlerdi ki bunu fark edemeyeceğini mi sanmıştı?
Lucas buna nasıl tepki vermesi gerektiğini bilmiyordu. Bu yüzden aptal gibi ellerini sağa sola hareket ettirirken ve kekeledi.
"Bekle, kaç yaşında olduğunu unuttun mu? Kendinden utanmıyor musun? Karınla aranda kaç yaş olduğunun farkında mısın?
Diğer taraf, yakınlardaki bir köydeki eczacının kızıydı. Ayrıca Lucas köye uğradığında birkaç kez gördüğü bir kişiydi. İkisinin nasıl tanıştığına dair hikâyeyi bilmiyordu ve bilmek de istemiyordu ama kesinlikle bildiği tek şey bir aile kurmayı planladıklarıydı.
"Yüzlerce yıldır ilk kez böyle hissettiğim için ne diyeceğimi bilemiyorum."
Bir süre sonra, Kule Büyücüsü kadını Lucas ile tanışması için Kule'ye getirdi. Biraz kibar ve arkadaş canlısı bir izlenimi vardı ve biraz da utangaçtı 'Müstakbel kocamın tek öğrencisi olduğu için Lucas'la iyi geçinmek istiyorum' dedi. Lucas bunu duyduğunda alaycı bir tavırla ona kaba davrandı.
"Lucas, eğer gelecekte yanında olmak istediğin birisini bulursan, onu sakın kaybetme ve ona sıkıca tutun."
O gece, Kule Büyücüsü, yüzünde kafası karışmış bir ifade olan Lucas'la her zamanki gibi sakin tonda bir sesle konuştu.
"Çünkü uzun süre yalnız yaşamak sandığın kadar kolay değil. Sana bunu söylüyorum çünkü seni kendi oğlum gibi görüyorum."
Lucas, Kule Büyücüsü'nün sonunda bunadığını düşündü.
***
Ondan sonra, Kule Büyücüsü istediği şekilde yaşamak için Kule'den ayrıldı.
Diğer herkes gibi bir aile kurmak ve normal bir hayat yaşamak istediği için bunu yapmaya karar verdiğini söyledi. Bunu duyan Lucas, Kule Büyücüsü'nün kendisine hiç de yakışmayan bir şey yaptığını düşündü.
O sıralarda Lucas, orada kalmaktansa Kule'den dışarıda daha fazla zaman geçirdi. Kule Büyücüsü ve karısı olan kadın, Lucas'a ne zaman isterse evlerine gelebileceğini söylediler fakat tiksinmiş bir şekilde Lucas bunu reddetti.
O zamanlarda, onlu yaşlarının ortalarında gibi görünüyordu belki de bu yüzden kadın Lucas'ı küçük erkek kardeşi olarak görüyordu. Tabii ki, Lucas için bu son derece sinir bozucuydu.
Lucas'ın gerçek ailesindeki herkes çoktan ölmüştü. Lucas, neslinden olanların nasıl yaşadığını umursamıyordu bile. Fakat şimdi bir aile gibi davranıyorlardı, o kadar acınası geliyordu ki gülme hissi gelmişti.
Lucas Kule Büyücüsü'nün kurduğu evin yanından bile geçmemişti. O ikisini birlikte gördüğünce tuhaf hissediyordu bu yüzden onlardan daha çok kaçınmaya başlamıştı.
Ancak, Lucas, Kule Büyücüsü'nün çocuğunun dünyaya geldiği haberini görmezden gelemedi.
Hah, o yaşlı bunağın evlenmesi zaten şaşırtıcıydı şimdi de çocuğu mu oldu?
Lucas, o gülünç suratlarına kendi iki gözüyle tanık olma niyetiyle Kule Büyücüsü'nün evine gitti.
"Hoş geldin."
Kule Büyücüsü, yaklaşık beş yıl sonra ilk kez gördüğü Lucas'ı sanki daha dün yollarını ayırmışlar da şimdi buluşmuşlar gibi onu karşıladı.
"Bu o mu?"
"Evet. Haberleri duymuş olmalısın."
Söylentiler doğruydu.