𝒆𝒌 𝒃𝒐𝒍𝒖𝒎 ⅕

167 11 32
                                    

Bu ek bölümler Sukuna ile olan geçmişinizi anlatıyor, Sukuna'nın neden size bu kadar bağlı olduğunu, Sukuna'nın neden birden değiştiğini anlatmak ve eksiklerini gidermek için yazıyorum.

(Bölümler kısa olacaktır pek uzun yazacağımı sanmıyorum şimdiden üzgünüm.)

Senden bir kaç yaş büyük çocuk elinden tutarak yanan yetimhaneden koşarak çıkardı, nerede ve nasıl seni buldu ve niçin seni ölmekten kurtardı bilmiyordun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Senden bir kaç yaş büyük çocuk elinden tutarak yanan yetimhaneden koşarak çıkardı, nerede ve nasıl seni buldu ve niçin seni ölmekten kurtardı bilmiyordun.

Nefesin tükeniyor devamlı koşmaktan bitap düşüyordun, seni sürükleyen kolu çekiştirdin çaresizlikle.

"A- ah lütfen duralım nefes alamıyorum artık."

Pembe ve dalgalı saçları olan çocuk durdu ve sana baktı, kafasını yana yatırıp zar zor nefes alan seni inceledi.

"Üzgünüm."

Yüzünde bir duygu belirtisi yoktu, tuhaf hissetmiştin.

"Kaç yaşındasın?"

Gözlerin ani soruyla çocuğa döndü, neden yaşını merak ediyordu ki? Amacı neydi?

Ve niçin tuttuğu elini asla bırakmıyor, elinde ki tutuşunu sağlamlaştırmak için daha da oynatıyordu?

"Hey küçük dilini mi kaybettin bir anda?"

"Ha? Ne?"

Küçük tatlı suratı ifadesizlik ile bürünürken pembe saçlı çocuk tuttuğu eli ile seni kendine çekerek daha da yakınlaştırmış saçlarını okşamaya başlamıştı.

Yanaklarının hafif kızardığını hissediyordun.

"Ne yapıyorsun?"

"Saçlarını seviyorum, çok yumuşaklar onlardan hoşlandım."

Kafanı biraz yukarı doğru kaldırıp anlamaz gözlerle saçlarını seven çocuğa baktın.

"Hoşlanmak mı? O da ne demek?"

Sonunda bir gülümseme gördün, için kıpır kıpır oldu yüzün ise hafif kızarmış bir şekilde saçlarını hala okşayan çocuğa baktın.

"Şöyle, eğer sana karşı mutluluk hissedersem bu hoşlanmak olurmuş. Büyükler buna böyle diyor ve adın ne?"

"Ben, bilmiyorum ama bana genellikle Y/n diyorlar. Y/n L/n diyorlar."

Saçında ki eli yanağına indi, küçük baş parmağı ile yanağını okşadı. Küçük çocuk o kadar tatlı olduğunu düşünüyordu ki bir an olsun elini senden çekmek istemiyordu.

"O zaman sana Eiko ismini verebilir miyim?"

Sorar gözlerle ona baktın o ise yanağını okşayan parmağını durdurmuş gözlerinin içine bakmıştı.

"Çünkü babamı ve bizi terk başka bir adam için terk eden ve sonra da babamın ellerinde ölen bizim de yetim kalmamızı sağlayan annemin ismi, annemi özlüyorum ve sen bana onu hatırlatıyorsun."

Gözlerin şaşkınlıkla açıldı, ne yani o da senin gibi yetim miydi?

"Ben anlamıyorum?"

Genç çocuk ellerini boynuna çıkarıp seni kendine çekip sarıldı, ellerin havada kalmış yüzün küçük bir göğüs tarafından esir alınmıştı.

"Hep beraber olalım, beni terk etme Eiko yoksa ben ölürüm."

Daha bir saattir tanıdığın bir çocuğun sana bu şekilde konuşması hem uyandırıyor hem de deli gibi şaşırtıyordu.

Aslında Sukuna denen bu küçük çocuk sen yetimhaneye geldiğinden beri seni uzaktan izliyor arkadaşlarına ve ikizlerine hep senden bahsediyordu.

On yaşında ki çocuk nasıl olurda bu kadar şeyi yapabilirdi? Onun ki belki de aşk değildi sadece takıntıdan da ibaret olabilirdi.

Sukuna her gün bir sapık gibi ne yaptığını izledi, odana gizlice girdi kim sana nasıl davranıyor bir bir takip ediyordu.

O takıntılıydı ama kötü niyetli değildi seni korumak için yaptığı küçük çaplı bir iyilikti.

Aslında Sukuna Mahito'nun senden hoşlandığını anlayınca onunla yakın olarak aklına girmişti, gideceğini öğrendiğinde ise yetimhaneye yakmayı önermiş sonucunda da sen hariç herkesi öldürmüştü.

Ama o sana asla zarar vermezdi, sen onun bebeğiydin. Annesine benzemen de cabasıydı.

Sukuna'nın tek bir dileği ve tek bir isteği vardı, istediği seninle ömrü boyunca mutlu yaşamak tek dileği ise sonunuzun annesinin sonuna benzememesiydi.

Derler ya kader diye, kader önüne ne getireceğini bilemezdi tıpkı sana annesinin ismini vermesi gibi.

Sen onun annesi oldun, Sukuna ise babası oldu. Bir silah, hayaller ve bir çok kişiyi beraberinde götürdü.

Sukuna babasının kopyasıydı, sen ise onun tek ve biricik aşkıydın.

"Pekala, sende beni bırakma olur mu pembe saçlı."

Sukuna hafif kıkırdadı ve kollarını gevşeterek birleşen bedenlerinizi ayırdı.

"Benim adım Sukuna, senin Sukuna'nım."

-

kısa kısa yazdığım için kusura bakmayın lütfen, keyifli okumalarrr

thє pσlícє - gσjσ ѕαtσruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin