"Hey, Sukuna'yı gördünüz mü?"
Megumi koltukta rahatsız olduğunu belli edercesine kıpırdandı, on sekiz yaşında ki çocuktu Sukuna nereye gidip gitmeyeceğini sana mı soracaktı?
Belki de?
Seni sevmediğini biliyordun bu sebeple ona aldırışş etmeden odun parçasının üstğne oturup merakla beklemeye başladın.
Midende garip bir ağrı, huzursuzlık vardı. Yine yüzünde yaralarla gelebilirdi ya da hırsızlık yaparken yakalanabilirdi.
Elini ağızına götürdün ve yere bakarak ayağınla ritim tutturmaya başladın.
"Olmaz öyle bir şey değil mi? Başına bir şey gelmez değil mi?"
Nobara sana baktı, elinde ki suyu sana uzataralk ifadesizliğini korumaya çalıştı.
"Merak etme bir şey olmaz o kertenkele suratlıya."
Yukarı doğru bakıp yalandan gülümsedin, samimiyetini karşılamak için. Bu Dünya böyleydi, Sukuna her an ölebilir ya da polisler onu suç üstü yakalayabilirdi.
"Teşekkürler ama elimde değil korkuyorum ya başına bir şey gelirse? Ben onsuz ne yaparım?"
Çaresizlik dolu sesin tüm odada yankı bulmuş gelen ayak sesini duymanıza engel olmuştu, hoş.
Hoş, zaten o ayak seslerinin sahibi topallayarak olsupunuz yere doğru geliyor sesinin her bir adımda daha da netleşmesi yüzünde ki gülümsemeyi derinleştiriyor, genişletiyordu.
Nobara önüne çömeldi, tebessüm etti ellerinde öldüğü arkadaşını senin için savundu.
"O senin Sukuna'n değil mi? Ne yapıp edip gelir, o semi asla bırakmaz Eiko."
Önünde oturmuş bacaklarını teselli edercesine tuttu, bacaklarını okşayan şefkat dolu elleri tuttun.
"Evet..."
Dedin;
"Evet, benim değil mi?"
Genç kız kafası ile seni onayladı.
"Benim Sukuna'm."
Yuji, pencere takılmamış yere oturmuş öylece dışarıyı seyrediyordu.
O da seni seviyordu ama Sukuna'nın ki gibi değildi, sende ona annesini hatırlatıyordun.
Bu yüzden senden hep bir şefkat ve saçının okşanmasını beklemişti lakin bunları dile getiremeyecek kadar korkaktı.
"Nobara uzaklaş."
Duyduğun ses ile aniden olduğun yerden kalkarak kapıya doğru baktın, tam da tahmin ettiğin gibiydi.
Sukuna kapıya bir elini yaslamış yarım yamalak bir gülüşle sana bakıyordu, boş eli ise karnında dururken bir gözü alnından akan kan nedeniyle kapanmıştı.
Yasladığı elinde bir yüzük kutusu duruyordu, içini kemiren duygu bu sefer yerini acıya bıraktı.
"Sukuna bu halin ne!?"
Gözlerin dolmaya başlamış, yaralı adama doğru koşarak sarılmıştın. Sukuna önce hissettiği acıdan inlemiş daha sonra ise sana karşılık vermişti.
"Eiko bir şeyim yok merak etme."
Omuzuna sertçe vurdun, genç çocuk aldığı darbe ile yere çöktü ardından da kahkaha atmaya.
Ne zamandır bu kadar mutlu olmaya başlamıştı ki? Sekiz yıl geçmişti birbirinizi tanıyalı, tanışalı.
Sana annesinin adını ve sen o adı taşıyalı sekiz yıl olmuştu. Sukuna bir an olsun yanından ayrılmamış senden ona hep anne şefkatini göstermeni istemişti.
"Ne demek bir şeyim yok? Yara bere içindesin!"
Sukuna yerde bacakları arasında ki sana baktı, yine yapıyordun.
Yine yapıyordun ona annesi gibi davranıyordun, genç adamın yüzünde ki gülümseme silindi.
"Yine annem gibi davranıyorsun Eiko."
Boydan boya kan akan yanağına götürdün elini, merhamet ile okşadın o kanlı yanağı.
"Çünkü ben senin herşeyinim, Sukuna."
Sukuna elini tuttu ve kendinş daha da yasladı.
"Herşeyim değilsin."
Megumi göz devireeek ayağa kalktı, böglr hallerinize şahit olmak midesini kaldırdığından yanınızdan geçip gitti. Odadan ayrıldı.
"Ne demek herşeyin değilim?"
Boşta ki elini sana doğru tuttu ve kutuyu açmanı gözleri ile işaret etti.
"Herşeyim olmak istiyorsan önce karım ol."
Elini yanaşından çekip kutuyu aldın ve kapağını açtın, Nobara da dahil olmak üzere ikinizin gözü olabildiğince çok açıldı.
"Sukuna, bu... Bu çok pahalı bir şey nasıl alabildin bunu?"
Mahçup bir şekilde sevdiğin çocuğa baktın o ise her zamanki gülümsemesi ile sana döndü.
"Geçenlerde soyduğumuz zengin adamın cüzdanında çok fazla nakit para çoktııbende o nakit paralarla sana bu yüzüğü aldım tabi yolda o adamın adamları çıktı karşıma."
Zoela soluk aldı ardından yüzünü işaret edip gözlerini kapatarak gülümsedi ve devam etti.
"Gördüğün gibi yüzüm de dahil fena benzettiler sonra yüzüğü görünce vicdana gelip bıraktılar."
Sukuna gözünü açtığında ağızınu eli ile kapatan ve mutluluktan ağlayarak yüzüğe bakan seni görünce yavaş yavaş yüzünde ki gülümsemesini soldurdu.
Tüm ciddiyeti ile mırıldandı, acılarını umursamadan.
"Sikeyim, bu kadar benzemek zorunda mıydınız?"
Yuji gibi o da senin hayat tarafından gönderilen bir hile, azap ya da cennet olduğunu düşünüyordu.
"Karın olmaktan mutluluk duyarım Sukuna!"
Sukuna başını okşamak için elini uzattı lakin hissetiği sızı ile karnını tutup yüzünü buruşturdu.
"Ah, sen önce gir büyü de sonrasına bakarız."
---
Net degilse bu linkten izleyin ve cidden bu kitabi yazdigim icin cok pisman oldum keske mutlu sonla bitirseydim, kahroldum ya...link acilmiyo o yuzden ezqwdz adli insta hesabimdan bakabilirsiniz, hesap herkese acik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
thє pσlícє - gσjσ ѕαtσru
Фанфик𝘽𝙞𝙡𝙡𝙞𝙚 𝙀𝙞𝙡𝙞𝙨𝙝 - 𝙃𝙖𝙥𝙥𝙞𝙚𝙣 𝙏𝙝𝙖𝙣 𝙀𝙫𝙚𝙧 - 𝙩𝙪𝙧𝙠𝙘𝙚 𝙘𝙚𝙫𝙞𝙧𝙞𝙨𝙞 𝙞𝙡𝙚 𝙙𝙞𝙣𝙡𝙚𝙮𝙞𝙣𝙞𝙯. ❝ "Hanagaki lütfen sana yardımcı olmama izin ver, seni buradan kurtarabilirim." Elini indirdin ve ala...