herkese merhabaaa🙃🫠
biraz gec gelmis bir bolum oldu kusuruma bakmayin calistigim icin ne vakit bulabildim ne de uygulamaya girebildim
saat 12 den akşam 11 e kadar calisiyorum ;( dus almaya vaktim bile olmuyo amk neyseee zor bela yazdigim bolumu saliyorum 🤏😭
lütfen bol bol yorum yapın 😔😔 valla cok üzülüyorum siz yorum yapmayınca...
.
"Taehyung bebeğim!" elimdeki son bulaşığı, yüzeyine bulaştırdığım deterjan köpüğünden arındırırken Taehyung'a seslenmiştim. Son bir aydır her şey tıkırında gidiyordu. Ben mutluydum, hevesliydim, her gün Taehyung'a olan aşkımın sayfa atladığı bir zamandaydım ve bu bana nefes almayı öğretti.
Taehyung bana ölesiye güzel geliyordu. Onun ismini her andığımda, mutlulukla iç çekiyordum. Saçlarımız bile beraber uzuyordu. Kendimi şu kahrolası hayattan soyutlamış, koca oğlanımın nefesine adamıştım. O nefes alıyorsa, nefes alırdım.
Onsuz bir dünya düşünmek istemiyordum.
"Efendim güzelim." Taehyung'un ne ara geldiğini anlayamadan sesi kulağıma ulaştığında, elimdeki bulaşığa dikkat ederek bedenimi yavaşça arkaya doğru çevirmiş, kapı pervazına yaslanmış koca oğlanıma bakıyordum. Gözlerim mutlulukla neşelenirken kıkırdadım.
"Hiç, sana seslenmek istedim."
"Bak sen..." diyerek kapı pervazından ayrıldı ve ayrıldığı gibi arkamdan sarılarak, kollarını belime sımsıkı kenetlemişti. Sıcacık, huzur dolu göğsü sırtıma sürterken mutlulukla seslice gülüp, son birkaç bulaşığı da köpükten akıtıyordum.
"Ne var? İsmini seslenemez miyim yoksa?" Birazcık triplenerek konuştuğum sırada, koca oğlanım başını boyun girintime sokarak boyun çizgime sıcacık ve ıslakça bir öpücük kondurmuş ben de o sırada başımı hafiften yana eğdim. Birazcık daha öpsün diye.
O da bunu anlamış gibi art arda boyun girintime öpücükler yağdırmış kıkır kıkır gülmemi sağlıyordu.
Onunlayken kıkır kıkırdım. Engel olamıyordum kendime.
"Yok, seslenebilirsin tabii bal oğlanım." Şu son zamanlarda, bal tarçınlı oğlanım ibaresi bal oğlanıma evrilmişti. Gerçi onun ağzından çıkan her lafa müstahaktım.
"Bence de." Hızlıca elimdeki son bulaşığın da işini bitirdiğimde elimi kağıt havluyla kurulamış; Taehyung'a doğru bedenimi, onun kolları arasından çıkmadan döndürmüştüm. Şimdi yüz yüzeydik. Yüzü görüş açıma girdiği an huzur doluyordum, elimde olmadan ona duyduğum aşka nefesimi adamıştım. Ağzından çıkan tek bir sese kendimi bağlamıştım.
Kollarımı direkt boynuna dolayarak konuştum. "Ayrıca bugün sahile gideceğimiz konusunda konuşmadık." Kahvaltı yaparken, ben sahile gitme fikrini ortaya beyan etmiştim ve Taehyung da olur demişti. Zaten ben ondan ne istesem olur diyordu, şu zamana kadar hayır dediğini ne duydum, ne de anımsadım.
Taehyung, bana gülümsedi ve diken diken olmuş saçıma öpücük bırakıvermişti.
"Konuşmamıza gerek yok ki. Gidelim desen gideriz zaten."
"Çok şımartıyorsun he beni."
Bu dememe kahkaha atan Taehyung, başını iki yana sallayarak bedenimi kendine daha çok çekmiş, sımsıkı sarılmış ve çenesini şakağıma yaslayarak oraya da bir öpücük kondurmuştu.
"Şımar, şımarman en büyük hakkın."
Ben de onun çenesi ve göğsü arasındaki yere sıvışarak, yanağımı bebekçe sürttüm. "Hmm, sonra bu şımarttığın oğlan gelir kafana oturur." Kıkırdayıp, kollarımı bedenine sımsıkı sarmaladım bu sefer.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cinnamon boy - taekook ✓
Fanfictionokulun tenis takımının gözde oyuncusu Jeon Jeongguk ve okulun futbol takımının gözde oyuncusu Kim Taehyung. ne gibi bir hikayeye başlayabilirlerdi ki? alt tarafı Jeongguk soyunma odasında ballı tarçınlı nemlendiricisini düşürmüştü. texting!!!!