17.Bölüm - Haber

1.5K 110 17
                                    

İyi bayramlar dilerim.

Bölüm şarkıları;

Pinhani - Ne Güzel Güldün

Cem Adrian - Hüzün Kovan Kuşu

Yasemin'den

Bana attıkları son golü asla unutamayacaktım sanırım. Kırmızı itfaiye arabasının gelişi ve itfaiyecilerin çıkan yamgını söndürdükleri sahne aklımdan gitmiyordu. Siren sesleri hâlâ kulağımdaydı . Yanımda Devran'ın bana seslendeğini duyuyordum ama şoka girmiştim ve ağzımı açıp cevap verecek gücü kendimde bulamıyordum. Kal gelmişti ve ben lâl olmuş gibiydim. En son bacaklarım beni taşıyamayınca dizlerimin üzerine yıkılmıştım. Kolumda ve sırtımda Devran'a ait ılduğunu bildiğim destekleyici elleri hissetmiştim sonra.

...

"Çok büyük bir hasar var mıymış Devran?"

Merakla sordıpum soruya içimdeki sıkıntıyı alacak cevabı duymak içğn Devran'ın gözlerine baktım.

Elini yanağıma koydu.

"Kurban olduğum harap ettin kendini. Orası yıkılmış olsa bile ben senin için tekrar inşa ederim. Söz veriyorum."

Alnını alnıma yasladı. İkimizinde gözleri kapandı. Her ne olursa olsun bir sözü ile gülümsetebiliyordu beni.

" Hem sadece duvarlarda siyah is lekeleri var. Bir de dekorların bazıları yanmış. Halledilir iki güne. Sen kocana güven."

Benim moralimi yerine getirmeye çalışırken o kadar tatlıydı ki ama ben hâlâ yamgını düşünüyordum. Sınavımdı bu benim sanırım. O adam artık içerde olsun istiyordum. Tekrar ifademe başvurmuşlardı. Bana gelen çiçekteki kartı göstererek anlatmıştım her şeyi.

"Desteğin için teşekkür ederim Devran."

Geri çekilip ayağa kaltım ama elini tutmaya devam ediyordum.

" Uyuyalım mı birlikte?"

Başını sallayıp o da ayağa kalktı.

"Uyuyalım karıcığım."

...

Dört sene önce

İlahi bakış açısı

Lise formasıyla evine dönen genç kız yolun karşısındaki o ela gözlü adamı görünce anlık duraksama yaşadı. Ona bakmıyordu ama kalbi neden bu kadar hızlanmıştı.
Kahküllerini düzeltip hemen önüne döndü ve omzundan düşen sırt çantasının sapını düzeltti. Ama bilmediği bir şey vardı.
Devran Yasemin bakmadığı zamanlar ona hep bakardı. Sonra kendine kızıp başını çevirirdi. Belki çıksa karşısına kızın tutsa elini...
Olmazdı ama yapamazdı bunu Devran.

Bugün Yasemin'in Devran'ı ilk defa gördüğü gündü...

...

Devran'dan

Yasemin'de günlerdir süren bir durgunluk, halsizlik hâli vardı. Yangın ve sanki başka bir sebebi daha vardı. Çok fazla uyuyordu. Hep uyumak istediğini söylüyordu. Bu süreçte ben de kafenin tadilatını yaptırmış ve hatta eskisinden de güzel bir hâle getirmiştim.

Bugün de ona kafenin restore edilmiş hâlini göstermek istiyordum. Ne kadar kıyamasamda artık yeterince uyuduğunu düşğnmüş ve onu uyandırmaya gitmiştim.

Odaya girdiğimde saçları yastığın üzerine dağılmış bir halde buldum onu. Sevdiğim o güzelim gözleri kapalıydı hâlâ.

Saçlarını okşadım yavaşça. Alnını öptüm.

"Güzel karım. Uyan artık."

Mırıldanıp üstündeki yatak örtüsüne daha çok sarıldı. Kulağına eğilip onu kendimce ne kadar sevdiğimi fısıldadım.

Yüzünde bir tebessüm oluştu hemen.

"Sana bir sürprizim var bugün. Hadi kalk yavrum."

Hemen gözlerini açtı.

"Sonunda be güzelim. Gördüm gözlerini."

"Ne sürprizi ?"

Munzurca gülümsedim.

"Söylemem. Gidince görürsün. Bugün kahvaltıyı dışarda yapmaya ne dersin?"

Kalkıp odanın perdesini açtım. Güneş girmişti içeri.

Dolabı açıp ona bir elbise seçtim. Yasemin'in elbiselerinden birini aldım. Bebek mavisi bir rengi vardı. Ona çok yakışacağını düşünüyordum.

"Hadi bunu giyin hatun. Senin için seçtim bu elbiseyi."

Sonunda kahvaltı salonuna geldiğimizde Yasemin diğer günlere göre daha enerjikti.
O mutluysa ben de mutluydum. Ötesi yok.

Çilek reçeli sürdüğüm ekmeği ona uzatırken 'yeter' der gibi bakıyordu bana artık.

"Son bu güzelim. Günlerdir doğru dürüst bir şey yemedin.''

Yasemin'den devam

Günlerdir Devran'ı yemek bile yememekle ne kadar üzdüğüm yüzüme nir tokat gibi çarptı.
Kendimi halsiz ve bitkşn hissediyordum. Bir olaya fazla takılıyordum ben. Bu huyumu hiç ama hiç sevmiyordum. Ama sanki vucüdümda da son bir aydır değişiklikler vardı.

"Özür dilerim Devran. Seni üzmeye hakkım yoktu. Artık toparlanacağım sana söz veriyorum."

"Ne özrü biz hep iyi gğnde demedik ki elbet kötğ günümüzde olacak. Özür dilediğini duymamayayım bir daha. ''

Kahvaltıdan sonra beni kafenin önğne getirene kadar tahmin bile etmemiştim buraya geleceğimizi. Burası benim kafemdi ama daha da güzeli.

Devrana çevirdim gözlerimi. Gözlerim hemen de doluyordu. Hızlı adımlarla yanına varıp kollarımı boynuna doladım. Sıkıca sarıldım.

"Çok teşekkür ederim Devran. Çok, çok , çok..."

"Her şey bir sana. Hep sana."
...

Bugün yeni kafemde pamir ve leyla ile çalışmıştık ve son düzenlemeleri yapmıştık.

Leyla elinden düşürdüğü bardağı toparlamak için eğilince elini kesmişti birden. Tam yanına gidiyordum ki Pamir'in benden önce davranıp Leyla'nın parmağındaki yarasını sardığını gördüm. Hava birden aşk kokmuştu. Leyla'nın iyi olduğundan emin olduktan sonra romantizmi bozmadan yanlarından ayrıldım.

Nur'un yanına geçtim. Ona son günlerde bendeki değişiklerden bahsedince daha önce aklıma gelmeyen bir fikir duydum. Neden düşünememiştim bunu. Gözleri parlayarak kalktı.

"Kalk Yasemin eczaneye gidiyoruz."

Beni de heyecanlandırmıştı. Olabilir miydi böyle bir şey. Neden daha önce aklıma bile gelmemişti bu durum.

Eve gelmiş ve hamilelik testini yapmıştım. Nur da dışarda bekliyordu beni. Yalnız olmak istemiştim, o da saygı duymuştu.
Sonuç için en az beş dakika beklemem gerektiği yazıyordu kılavuz kağıdında.
Beş dakika dolmuştu ama hâlâ tek çizgiydi.

Eğer hamileysem iyi bir anne olabilecek miydim? Ben annemi görmemiştim bile. Nasıl anne olunur bilmiyordum ki.

Tam üzülmeye başlamıştım ki belli belirsiz olan ikinci kırmızı çizgiyi gördüm.

Çift çizgi.

Hamileydim.

Ben, anne oluyordum.

...

Devran'ın ağzından da okuduk bu bölüm.

Geçmişteki bir karşılaşmalarını da yazmak istedim.

Umarım beğenmişsinizdir.

Okumak istediğiniz ya da belirtmek istediğiniz bir şey varsa mutlaka söyleyin.

Kendinize iyi bakın.

Sonraki bölümde görüşmek üzere.😘 ;)

Yasemin Zamanı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin