7. bölüm - Hayaller

2.8K 120 17
                                    

.

Yasemin'den

Yaslandığım  duvardan ayrılıp yanağımdaki yaşları elimin tersiyle sildim. Hayatımda ilk defa mutluluktan ağlamıştım. Devran bana bunu da yaşatmıştı. En güzel ilkelerimin sahibi olmuştu.

"Yasemin?"

Bakışlarımı sabitlediğim yerden yukarı doğru kaldırdım. Devran'ın vücudunu istemsizce süzdükten sonra yüzüne odakladım bakışlarımı. Büyük ihtimalle neden gözlerimin ve burnumun kızardığını merak ediyordu. Endişe etmemesi için gülümseme yerleştirdim dudaklarıma.

"Sen ağladın mı?"

Sorusuna ona söyleyeceğim ilk ve son yalanla cevap verdim.

"Hapşırdım."

Daha fazla sorgulamadı.

....

Hülya ve Serter abi ile vedalaşırken Berk sıkı sıkı sarılmıştı bana. Tekrar gelmem konusunda ısrar ediyordu. Minik kalbine beni bu kadar çabuk kabul etmesi şaşırttığı kadar mutlu da ediyordu.

Berk'in saçlarına son kez öpücük kondurup geri çekildim. El sallayarak asansöre bindik.

"İnsan Berk'i görünce çocuk yapası gelir."

Sesli söylediğimi farkedince durakladım.

"Öyle mi dersin?"

"Hı-hı."

"İster misin peki. Yani bir evladımız olmasını istiyor musun?"

Az çok beklediğim sorusu ile ela gözlerine baktım.

"Tabi ki de ssnin gibi güzel bir adamla çocuk sahibi olmayı isterim ama zamana bıraksak daha iyi olur. Acelemiz yok nasılsa."

Elinin tersini yanağıma sürttü.

"Sen nasıl istersen İki gözüm."

İki gözüm...

İki utanmış insan apartmandan çıktık birlikte gecenin ayazına.

Yolda birbirimize liseli ergenler gibi bakıyorduk kaçamak bakışlarla.

"Yasemin bak bu dükkan uygun bence kafe için."

Kafamı işaret ettiği yere doğru çevirdim.

Fazla tadilat gerektirmeyen küçük ama otantik bir dükkan gibi duruyordu.

"Güzelmiş."

"Sahibini de tanıyorum. Daha önce aklıma gelmeliydi. Hem evimize de yakın ."

Evimiz... Alışmak zaman alacaktı galiba.

"Müsait olduğun bir zaman mekanın içini görmek için gelelim mi?"

Gözlerinin derinliklerine dalmışken sorduğum soruya başını salladı.

"Hemen yarın olur bence. Sana uygun mu?"

"Olur. Bana da uygun yarın."

Kafe ile ilgili planlarımı düşünürken eve varmıştık.

"Yasemin ben yatsı için camiye gidiyorum. Gelirken almamı istediğin bir şey var mı?"

İçeri girmeden gidecekti yani. Ondan başka istediğim bir şey yoktu.

"Sen gel yeter."

Bakışlarını kaçırdı. Yanaklarının pembeleştiğini gece karanlığında bile görmüştüm. Parmak ucumda yükselerek pembe olmuş yanağına hızlı bir buse burakıp apartmana girdim.

Arkamda nasıl bir adam bıraktığımı bilmeden.

...

Sabah işittiğim ezan sesiyle gözlerimi araladım. Devran yanımda yoktu. Camiye gitmiş olmalıydı ezanı okumak için. Duyduğum ezan seside onun güzel sesiydi. Yatakta oturur hâle gelip sırtımı yatak başlığına dayadım. Onun sesiyle huzur buluyordum.

Ezanı okuması bitene kadar sessizce ve kıpırdamadan dinledim sesini.

Sonra elimi yüzümü yıkamak için çıktım yataktan. Kenarda duran telefonumdan saate baktım. 05.17.

Mutfakta kahvaltı hazırlarken kapı sesini duydum. Kapıyı açtığımda görmekten asla bıkmayacağım Ali Devran'ın yüzünü gördüm.

Bir elinde ekmek poşeti diğer elinde anahtar vardı. Neden anahtarı olmasına rağmen kapıyı çalmıştı. Eline baktığımı farkedince kendini açıklamak ister gibi konuşmaya başladı Devran.

"Evde birinin kapıyı benim için açacak olması fikri beni çok mutlu ediyor. Hele kapıyo açan sen isen daha da mutlu oluyorum Yasemin."

Hiç böyle düşünmemiştim. Geçmesi için geriye çekildim. Sıcak ekmek kokusu burnuma doluyordu. Poşetş elinden aldım ve elimle ucundan biraz koparıp ağzıma attım. Devran'ın güldüğünü görmüştüm göz ucuyla.

"Hadi sen ekmeği daha fazla tırtıklamadan sofraya geçelim Hatun."

Burnumu havaya dikerek önden yürüyerek Devran'dan önce mutfağın yolunu tuttum.

Kahvaktımızı yaptıktan sonra dün ki dükkana bakmak için yola çıkmıştık.

"Ben dükkan sahibi Hüseyin abiyi aradım sabah. Bize eğer beğenirsek fiyatta indirim sağlayacak."

O dükkanda beni çeken bir şey vardı. Orada cafe açarsak her şey güzel olacakmış gibi hissediyordum. Ya da öyle olmasını istiyordum.

"Teşekkür ederim Devran."

"Seni mutlu edebildiysem ne mutlu bana.
Hem ne yaptım ki."

Çok şey. Çok şey yaptın bana. Benim için.

Dükkan dışarıdan göründüğü kadar küçük değilmiş. İçinden bir ses burasının uygun olduğunu söylüyordu.

"Eski kiracılarda burayı cafe olarak kullanıyordu ama daha büyük bir yere geçmek isteyince çıktılar."

Boya ve bir kaç dekorasyon sonrasında çok güzel olurdu burası.

Devran'a baktım ama zaten onun beni izlediğini gördüm. Başını salladı. O da beğenmişti burayı. Depozito ve ilk iki ayın kirasına yetecek kadar param vardı biriktirmiş olduğum ve eğer bu kafeyi işletmeyi başarırsam kendi yağımda kavrularak burayı döndürebilirdim.

"Ben burayı tutuyorum."

"Hayırlı olsun diyelim o zaman."

Hayaller güzeldi Devran ile.

.

.

.

İyi Ramazanlar dilerim...
Ebruli isimli hikayeme de bakabilirsiniz.

Yasemin Zamanı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin