BENLİĞİN FIRTINASI

26 4 0
                                    

Her zaman fazla mı düşünüyordum? Her zaman kendimi fazla mı kurcalıyordum? Yaralarımın kabuk bağlamasına izin vermeden her defasında yeniden mi aynı yeri deşiyordum?

Ne zaman bu düşüncelere dalsam her şey güzel olacak hissiyle yaralarımı kendimden saklamaya çalışıyordum. Kendi kendimi mi kandırıyorum? 

Kısa bir süreliğine de olsa evet.

Kısa sürenin sonuna vardığımızda hayatın gerçekleri birer birer yüzümüze çarpıyordu ulaşmak isteyip ulaşamadığımız odaların kapılarını. İşte ben de böyleydim. 

Ben, Rayne'dim.

_____

Bugün günlerden 7 Mart. Bugün benim hayata geldiğim gün. Evet bugün 18 yaşıma giriyorum. Heyecanlı mıyım hayır? Sadece içimde her doğum günümde olduğu gibi değişik bir duygu karmaşası var.

Alarm kafamın dibinde birden çalmaya başladığında korktum. Aslında erkenden uyanmıştım fakat yatağımda sırtüstü yatarak tavanı izlemekle meşguldüm-erken dediğim alarmın bir dakika öncesi-. Saat 06.59'du. Şöyle bir takıntım vardı: Eğer herhangi bir saatte kalkacaksam her zaman bir dakika öncesine alarmımı kurarım. Sanırım o bir dakikalık uykuyla kendimi kandırarak uykuma devam etmeyi seviyorum.
Yataktan kalktım ve boy aynamdan kendimi izledim. 1.60 boyundayım. Lisede çok fazla basketbol oynamama rağmen boyuma hiçbir katkısı olmadı. Kilomsa boyuma oranla gayet iyi. Normal bir kızım ve evet bugün 18 yaşıma giriyorum ama hiç mi hiç 18 gibi değilim çünkü kendimi çocuk gibi hissediyorum.  Saçlarımı genellikle  bahar mevsiminde kestirmeyi seviyorum. Tabii ki de her zamanki gibi geçen hafta da kuaföre gittim ve saçlarımı tam omuzlarımın üstünde bitecek şekilde kestirdim. Saçlarım koyu kahverengindeydi. Kabarıktı fakat genelde düzleştiriyor veya tam kıvırcık olarak kullanıyordum. Canım nasıl isterse öyle.
Boş boş aynamın önünde kendimi izlemeye devam ettiğimde alarmım yine ötmeye başladı. Saat 7.25 olmuştu bile. Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Hemen banyoya girdim elimi yüzümü yıkadım birtakım işlerimi hallettikten sonra yeniden aynanın karşısına geçip kendime bakmayı sürdürdüm. Yüzüme bakarken boynumdaki izleri fark ettim. O izler de neyin nesi? Aynaya doğru eğildim. Boynumda uzunca kırmızı lekeler vardı. Kırmızı lekelere dokunduğum an da elimin yandığını hissettim. Halüsinasyon mu görüyorum? Yok hayır gerçekten orada bir şey var. Anlık şok ile hemen banyodan çıktım. Dolabımdan aldığım mavi renkli dar pantolonumu ve üzerime çok fazla kalın olmayan siyah kazağımı geçirdim. Hala o izlerin şokunu atlatamadan aşağı indim. Annem her zaman ki gibi mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. "Günaydın prensesim."
Gülümsedi. Ocağın başında en sevdiğim omleti pişiriyordu. Peynirli omlet. Sesimi çıkarmadım. Anneme deli görünmemek için nasıl banyoda gördüğüm şeyi açıklayacağımı düşünüyordum. "Rayne bir şey mi oldu kızım? Neden karşımda sessizce duruyorsun. Günaydın bile demedin. Hem bugün senin için özel bir gün. Mutlu değil misin? Canını sıkan bir şey mi var?"
Annem birden soruları art arda sıralayınca tam cevap verecektim ki yeniden konuşmaya başladı.
"Saçların salık salık dolanma mutfakta biliyorsun sevmediğimi. Hem saçların kabarmış git de güzelce topla prensesim." Hemen araya girdim.
"Anne izin verirsen önce senle bir şey konuşmak istiyorum. Lafları ağzıma dizdin resmen." Bir anda böyle yükselmemi beklemiyordu ki kafasıyla onay vererek mutfak masasının yanından sandalyeyi çekerek oturdu.
"Anne az önce yüzümü yıkıyordum ve boynumda kırmızı değişik şekillerde izler olduğunu fark ettim. Ne olduğunu anlamadım daha sonra dokundum. Ve birden elimi yaktı. Biliyorum deli gibi görünüyor olabilirim ama cidden oldu anne gerçekten acısını hissettim." Elimi göstererek devam ettim. "Bak anne elimdeki kızarıklığı görüyor musun? Sanki sıcak çaydanlığa dokunmuş gibi hissediyorum."
Annem bunu biliyormuş gibi veya çok normal bir şeymiş gibi ayağa kalktı. Sessizce ocağa ilerledi. Bana arkası dönüktü.
"Anne bir şey demeyecek misin?"
Biraz daha sessizlik oldu.
"Rayne, kahvaltını yap ve işe git kızım. İşten geldiğin zaman bunu güzelce konuşalım. Öğrenmen gereken şeyler var ve hemen öğrenmek istiyorsun biliyorum. Fakat her şeyin zamanı var. Lütfen şuan sadece bana güven, dediğimi yap kızım."
Neyi öğrenecektim? Öğrenmem gereken şeyler mi vardı. Bunun izlerle alakası neydi. Ve neden bunu şu zamana kadar öğrenmemiştim? Annem şuan benden nasıl bu şekilde işe gitmemi ister ki anlamıyorum.
"Anne hayır. Bunu lütfen şuan konuşalım. Şuan tam sırası. Neyi öğrenmeliyim?"
"Rayne beni dinle ve işine git kızım geç kalacaksın. Gelince konuşacağız."
diyerek mutfaktan çıktı.
Tabii ki de kahvaltı yapmayacaktım. Sabah sabah iştah mı kaldı?
Direkt evin kapısına doğru yöneldim. Evimiz 2 katlıydı. Çok büyük değildi. Tatlı bir bahçesi vardı. Babam öldüğü günden beri bu evde kalıyorduk. Babam. Evet babamı özlüyordum.
Babamın nasıl öldüğünü bilmiyorum. Annem hiçbir zaman sormamam gerektiğini onun kalbimizde yaşadığını bana söyledi. Ben de hiçbir zaman öldüğünü kabullenemiyorum zaten. Babam öldüğünde beş yaşındaymışım. Fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla yanından hiç ayrılmazmışım.
Annem babam öldükten sonra bu evden gitmemeye karar vermiş. O gündür bu evdeyiz. Tam ayakkabılarımı alıp giymeye hazırlanırken annem odasına girerek kapıyı kapattı. Benim odam ve çalışma odası üst kattaydı. Annemin odası, oturma odası ve salon ilk kattaydı. Olması gerektiği gibi.
Annemin kapıyı kapattığını duyunca hemen odasına yöneldim. Kapıdan, içeride ne yaptığını duymaya çalıştım.
"Evet Morgan ,artık zamanı geldi. Onun nelere sahip olduğunu bilmesi gerekiyor. Onu diğerlerinin yanına yollamalıyız."
Karşı tarafın ne dediğini duyamıyordum. Beni nereye yollayacaklardı? Neyin zamanı gelmişti? İzlerle ilgili olduğuna eminim. 
"Bugün sabah izler kendini göstermiş. Bana daha 4-5 yılı olduğunu söylüyordun. Yaptığımız büyüler boşuna mıydı?" 
Ne? Annem büyü mü demişti?  Cidden nasıl bir oyunun içerisindeyim anlamıyorum. Kanım kaynamaya başladı. Neler oluyor? Vücudum alev almaya başladı ve bir anda boynumdaki acı büyümeye başladı. Elim refleks olarak boynuma gitti ve elimde yeni bir yanık oluştu. Yanık ilginç bir şekilde elimde oluşuyor fakat canımı yakmıyordu.
"Akşam bize gel Rayne'e her şeyi anlatacağım."
Telefon kapandı. Hemen evin kapısına doğru ses çıkarmadan koşmaya başladım. Sessizce ayakkabımı giyip evden çıktım.

ATEŞTEN YAPBOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin