Rüyamdaki Ev

Rüya Evi'ne hoş geldiniz!

Tabloya dokunduğum saniye sanırım gerçekten yer yarıldı ve içine düştüm. Bir anda korkuyla düştüğüm yere baktım fakat sadece siyah bir çukur gördüm. Neler oluyordu, ben neden düşüyordum? Zihnimde bu tür sorular dolaşırken kendimi sakin tutmaya çalıştım fakat çok işe yaradığı söylenemezdi. Bir süre daha düştüm. Artık ne zaman düşeceğimi merak etmeye başlamıştım ki yumuşak bir cisime çarptım. Kalktığımda çok garip bir yerdeydim: Gökyüzü açık pembe, bulutlar turuncu ve sarı karışımıydı. Adeta bir gün batımını andırıyordu. Karşımda, kasabadaki evlere benzeyen bir ev vardı. Aslında neredeyse kasabadaki evlerin tıpatıp aynısıydı, sadece eşyaların yeri değiştirilmişti. Etrafı incelerken bir hışırtı sesi duydum. Arkamı döndüğümde yerde bir kağıt olduğunu fark ettim. Eğildim ve kağıdı aldım. Sonrasında ise okumaya başladım: "Rüya Evi'ne hoş geldin! Şu an gerçek hayatta telefonunu unuttuğun evde yerde yatıyorsun. Burası paralel bir evren: Rüya Alemi. Burası etkileyici gün batımıyla güzel gözükebilir, fakat bu sadece bir kandırmaca. Çok dikkatli olmalısın. Karşındaki ev Rüya Evi. Eğer Rüya Evi'ne girersen mücadele başlayacaktır. Eğer girmeyip burada beklersen, sonun yanındakiler gibi olacaktır." Korkuyla irkilip yanıma baktım. Bakmaz olaydım. Bir sürü insan cesedi vardı. Afallamış bir şekilde kağıdı okumaya devam ettim: "Rüya evinde iki yaratık var: biri gizli bir vampir, diğeri ise bir kurtadam. Onlardan uzak durmaya çalış. İki yaratık da insan görünümlü. Kız olan vampir, erkek olan kurtadam. Kurallar ise şöyle:
–Vampir ve Kurtadama karşı dikkatli davran.
–Onlara buradan kaçmaya çalıştığını belli etme.
–KESİNLİKLE DOLUNAYDA ODANDAN DIŞARI ÇIKMA!
–Her gece yatmadan önce odana sarımsak koy (kötü koksa bile vampirden saklanmanın tek yolu bu.)
–Bodrum kata inme, orada karşılaşacağın şeyler akıl sağlığını yitirmene sebep olabilir.
–Saat 8'den sonra yemek yeme, içine zehir katıyorlar. Sadece su iç.
–ASLA evden dışarı çıkmaya kalkma. Bir kişi bu kuralı ihlal etti ve sonu pek de iyi olmadı.
–Sonuncu ve en önemlisi, asla kimseye güvenme.
Kurallar bunlar. Evde gizli bir bölmede bir portal var. Portalın anahtarını ve kodu bulup içine girersen oyun biter ve kazanırsın. Fakat, eğer vampir ve kurtadam seni yakalarlarsa...
Bol şans, buna ihtiyacın olacak." Korkuyla karışık bir heyecan yaşıyordum. Şimdi ne yapacaktım? Ya kurtulamazsam, ya diğerleri gibi bende ölürsem? Yere oturup düşünmeye başladım. Bu sırada inanılmaz bir şey oldu. Portaldan bir başkası da geçti! Bir kız daha, benden bir kaç yaş daha küçük. Yalnız kalmayacağımı anladığımda yaşadığım sevinci anlatmak imkansızdı. Kız koyu kahve saçlı, delici bakışlara sahip kahverengi gözleriyle çok güzeldi. O da afallamış gibi etrafına bakıyordu. Sonra beni gördü ve yanıma geldi. "M-merhaba" dedi. Bende ona aynı şekilde karşılık verdim.

"Adın ne?"

"Blaire, peki ya sen?"

"Phasala (Fazala). Adımı değişik bulabilirsin, çünkü Bangladeş'liyim. Buraya turist olarak geldim ve bir evdeki tabloyu incelerken..."

"Tamam, gerisini biliyorum. Bana da aynısı oldu."

"Peki buradan nasıl çıkacağız?"

"Rüya Eví'ni geçmemiz gerekiyor."

"Rüya Evi mi?"

"Dur anlatayım..."

Phasala'ya her şeyi anlattıktan sonra onun da en az benim kadar korktuğunu gördüm. Fakat burada kalıp ölmektense mücadele edip bir ihtimal gerçek dünyaya dönebilirdik. O yüzden ikimizde risk alıp Rüya Eví'ne girmeyi seçtik. Phasala benden küçük olduğu için önce ben girdim, sonra ise o...