Oha ben geldim
Sadece bitirmem gerektigini dusundugum icin bolum yaziyorum
Okunacagini dusunmuyorum ama olsun yani ben yazip atayim en azindan
Iyi okumalaaar :)
.....................
Sonunda bekledikleri gün gelmişti Jeon kardeşlerin. Soobin Yeonjun ile konuşmuş, buluşma ayarlamış ve eve davet etmişti. Tabii ki abisini davet etmeyi unutmamıştı.
"Soobin çok heyecanlandım oha. Bize geliyolar şaka gibi. Ay Soobin bayılıcam şimdi galiba."
"Ya dur Feriha'ya bağlama yine. Tokatlayarak kendine getiririm seni görürsün."
İki kardeş konuşurken zil sesi duyulmuştu evde. Jungkook heyecanla kapıya koştu. Biraz bekleyip hemen açtığında karşısında arkadaşlarını görmeyi beklemiyordu.
"Lan siz hani geç gelecektiniz bugün. Niye erken geldiniz?" Şaşırdığı her hâlinden belli bir ses tonuyla konuştu Jungkook. Arkadaşları ise mahçup bir gülümsemeyle duruyorlardı karşısında.
"Ya ceykey adam biz aslında geç gelecektik evet ama birkaç sorun oldu. O yüzden eve gelmek zorunda kaldık. Jackson'ın yanına gidicektik ama ailesi sürpriz yapıp onu görmeye gelmiş. Çok ani gelişti. Bizde mecbur eve geldik. Ama merak etme yani odamızdan çıkmayız."
"Yok canım saçmalama olur mu öyle şey? Evdeyken sizi odanıza mı hapsedeyim yani? Otururuz hep beraber."
Jimin ve Hoseok genişçe gülümseyip kafalarıyla Jungkook'u onaylayarak salona geçmişlerdi. O sırada Soobin'in beklentili bakışlarını görmüşlerdi.
"Ayy Soobinciğim kusura bakma biraz beklediğin kişiler değiliz ama bizi de kabul edersin umarım aranıza."
"Ay ederim tabii Jimin hyung o nasıl soru yaa? Kalabalık mis gibi işte sohbet muhabbet eğlenceli olur."
Onlar konuşurken evde ikinci kez duyulan zil sesiyle Jungkook yine heyecanla gitmişti kapıya. Resmen zıplaya zıplaya gidiyordu.
Kapıyı açtığı zaman karşısında beklediğinin aksine 2 değil 3 kişi vardı. Taehyung ve Yeonjun ile beraber Min Yoongi'de onların evine gelmişti.
"Hoş geldiniz efendim. Hoş geldin Yeonjun. Hoş geldiniz Yoongi bey. Buyurun lütfen içeri. Ben size bir terlik çıkarayım hemen."
"Hoş bulduk Jungkook hyung. Soobin içeride değil mi? Şey acaba ben terlik giymesem olur mu? Pek sevmemde yani. Hemen gitsem içeri?"
"Ben sizin için düşünmüştüm terliği. Belki öyle rahat edersiniz diye. Yoksa bizde pek kullanmayız. Hadi sen geç içeri arkadaşının yanına."
Yeonjun hızlıca arkadaşının yanına koşarken Jungkook ise dolaba yönelmişti 2 çift terlik çıkarmak için. Ama Taehyung ona elini gerek yok dermişçesine sallamıştı.
"Hiç gerek yok gerçekten. Böyle rahat ederiz biz. Ayrıca bu kadar resmi olmana gerek yok Jungkook. Şu an iş yerinde değiliz."
"Ah pekala öyle diyorsanız öyle olsun. Buyrun lütfen içeri geçelim. Kapıda kalmış gibi oldunuz böyle."
Hep beraber salona geçmiş ve koltuklara kurulmuşlardı. Taehyung ile Yoongi, Yeonjun ile Soobin ve Jungkook ile öbür iki arkadaşı beraber oturuyordu.
"Ya Jungkook bende böyle davetsiz misafir gibi oldum ama evdeydim bugün. Tek kalmak istemedim. Taehyung ve Yeonjun sende gel diyince hayır diyemedim. Sorun olmaz umarım."
"Ah, hayır efendim tabii ki sorun olmaz. İyi ki geldiniz sizde." Genişçe gülümseyerek konuşmuştu Jungkook. Hâlâ heyecanlıydı. Ve bu heyecan sırıtıp durmasına sebep oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rainbow🌈 / Taekook
Fanfiction"Onunla tanışmadan önce hayatındaki tek renk makyaj malzemeleriydi." ~Texting~ Arkadaşlar bol bol argo vardır. *yan shipler* -Yoonmin -Namjin