4.BÖLÜM:İNTİHAR NİYETİ

1 1 0
                                    

Tesisteydim ve odamdaydım. Kara kendini polislerden kurtarıp tesise gelmişti ben direkt odama girip duş almıştım ahmetin nerede olduğu hakkında bir fikrim yoktu Yusuf yani engeli çocuk da artık bir asiydi. Telefonumun çalmasıyla elime aldım arayan ebruydu.
"alo"
"alo serdar"
"efendim"
"bunu ne kadar dile getirmek istemesemde asiler sayesinde 20 yıldır yakalayamadığımız uyuşturucu çetesini yakaladık şirket aslında tatlı bir görünümmüş aslında küçük çocuklara uyuşturucu satıp ilaç deneylerini insanlar üzerinde deneyip başka ülkelere ihraç yapıyorlarmış"
"anladım"
"ama Ahmeti bulamadık"
"Ahmet asiler tarafından esir"
"serdar ne yapıp ne edip esirleri tutuğu yeri öğren"
"bana emir verme ebru!" telefonu suratına kapatım. Derin nefes aldım ve odadan çıktım. Karanın odasına ilerledim zaten yan odadaydı. Kapıyı çaldım ve kapıyı kara açtı kaşları çatık bir şekilde bana baktı. "şey merakımdan sorucağım"
"uzatma serdar" yutkundum. "şey Ahmete ne yaptınız"
"kendimize ait bir hapishanemiz var orada" o sırada deniz geldi. "kara acil gel! suskun rahmetin Yusuf yaptıklarını kaldıramadı ve onu öldürmeye kalktı güçlü, emir ve neşe onu durduramıyor!" karanın kaşları daha çok çatıldı. "ne yapmaya çalışıyor bu aptal" odadan çıktı ve bana çarparak gitti. Peşlerinden ilerledim ve asansöre bindik - 2. Kata indik. Burada hapishaneler vardı kapkaranlıktı ve bir tek kırmızı ışık aydınlatıyordu. Bizim adım sesleri sizden başka ses yoktu. Bir sürü insan hapishanedeydi. Sonunda hapishanenin sonuna geldik ve onları gördük ellerinde silah olan suskun onu ikna etmeye çalışan güçlü, neşe, yeşil ve sevgi birkaç asi daha vardı ama onları tanımıyordum Deniz kulağıma eğilerek bir kız gösterdi "adı yağmur" dedi sonra başka bir oğlan "adı yankı" yankı dediği an kara ona döndü. "efendim deniz"
"yok ben ya kıyı kastettim" kara omuz silkti ve suskun ilerledi emir suskun emrediyordu. "suskun indir silahı!" asiler onu durduramıyordu. Kara sonunda dudaklarını araladı "suskun indir o silahı biz ona işkenceler edeceğiz" gözüm duvara kaydı duvarda bir söz yazılıydı.

YARATIĞIN GERÇEK ADALET DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN KARARIDIR.

ASİLER

yaratığın gerçek adalet damarlarındaki asil kanın kararıdır diye geçirdim içimden o sırada rahmetle göz göze geldik Ahmet benim polis olduğumu biliyordu çünkü birkeresinde ona kelepçe takmıştım. İçimden hayır diye geçirdim o sırada Ahmet "sevgili serdar komiser görüşmeyeli nasılsınız?" yutkundum asiler bana baktı. Karanın yüzünde ifadesizlik ve umursamazlık vardı. Güçlü üzerime yürüdü "ne diyor bu adam?!" o sırada belimden silahı çıkardım ve onlara doğrultum. "kaldırın eleri polis!" emir ağzından küfür yuvarladı neşenin neşesi soldu sevgi ise bana büyük bir nefretle baktı tek ifadesiz olan karayı yeşil ve deniz sanki biliyorlarmış gibi bakıyorlardı suskunun ise bakışlarında öfke vardı. "sikeyim polisliğini!" suskun üzerime yürüdü. Tam o sırada silahı karaya çevirdim ve hepsinin gözünde tek bir duygu gördüm korku. Kara sırıtarak beni süzdü "beni vuracak mısın?"
"gerekirse"

 Kara sırıtarak beni süzdü "beni vuracak mısın?" "gerekirse"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yutkundum o sırada emrin sesi geldi. "eğer karaya zarar verirsen senin ebeni sikeceğim!" gözlerim karadan ayrılmıyordu silahı kalbine dayadım. "vur beni" dedi bir anda "amk" dedi güçlü bağırarak "götünü yiyorsa vur" dedi sevgi. Silahı kalbine daha fazla bastırdım. Silahı kalbinden kaldırıp yavaş yavaş boynuna götürdüm. Yutkundu gözünde duygu aradım ama duygu yoktu.

Gözlerimi asilere çevirdim ve gördüm hiçbiri kara olmadan yapamazdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimi asilere çevirdim ve gördüm hiçbiri kara olmadan yapamazdı. Karanın gözlerine baktım yine duygusuzdu. "sizler kötüsünüz adam öldürüyorsunuz hırsızlık yapıyorsunuz"
"sikeyim!" dedi emir. Kara gözlerinin karasıyla beni süzdü. "kadınları tecavüz eden, ilaçları çocuklar üzerinde deneyip onları felç eden, uyuşturucu satan insanları öldürmek mi kötülük?"
Kafasını omzuna yatırdı ve yine küçümseyerek bana baktı çenesini havaya dikti ve kibirli bir bakış attı. "çocukların haklarını alan kişiden hakları alıp çocuklara vermek midir hırsızlık? "yutkundu." siz polisler adalet nedir bilmiyorsunuz bizde tecavüzcü vb. Kötü adamları öldüren kahramandır insanların ruhlarını öldüren de katil bu sizde tam tersi" asilerin hepsi aynı anda bağırarak

"İNSANLARIN RUHLARINI ÖLDÜRMEKTE KATTLİAMDIR" dediler.

"bizde eşya, mal, mürk çalıp çocuklara, yetimlere ve kimsesizlere veren kahramandır" işaret parmağını bana doğrultu. "insanların mutluluğunu çalanlar ise hırsızdır" yine hep beraber bağırarak.

"İNSANLARIN MUTLULUKLARINI ÇALMAKDA HIRSIZLIKTIR" dediler.

Kara derin nefes aldı kızların hepsi ağlıyordu erkekler ise öfkeliydi ve elimde tutuğum silahın ucu onun boğazındaydı bu sefer tek başına bağırarak.

"YARATIĞIN GERÇEK ADALET DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN KARARIDIR" dedi.

Boğazındaki silahı çektim ve çeker çekmez suskun onu alıp sımsıkı sarıldı yeşil, deniz, güçlü de öyle diğerleri ise izliyordu emir öfkeyle karayı kendine çekti ve sarıldı.

Silahı aldım ve kendi kalbime yasladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Silahı aldım ve kendi kalbime yasladım. Kara yine umursamaz bakışlarla bana baktı. Bunu neden yaptım bilmiyordum. Ben komiser serdar ve ben bir kadının kara gözlerine yenildim. Her şeyden öte hiçbir zaman kendime silah dayamayan ben şimdi bunu yapıyordum bunu bana yaptıran neydi? Kara bana bir adım attı ve ben bir adım geriledim. "serdar yapma" dedi ama gözünde hala umursamazlık vardı kara gamsızdı. Ben bir polisim onları yakalamam ve sonuna kadar savaşmam gerekirken şimdi ise kalbime silah dayıyordum zorda olsa dudaklarımı araladım. "siz haklısınız lanet olsun bizim sözde adaletimize lanet olsun!" hakklılardı asiler türkiyenin savcılarından da hakimlerinden de polislerinden de avukatlarından da daha adaletlilerdi. Biz adaletin ne olduğunu bile bilmiyorduk. "ama senin kendini vurmanın da bir adaletsizlik olur" dedi yeşil deniz de kafasını omzuna yaslayarak "sen bir polisin adaleti sağlamalısın" dedi güçlünün içindeki öfke yok oldu sanki. "serdar istersen mesleğini bırak ve bizim gibi asi ol ya da seni bırakalım mesleğine devam et" dedi. Şok içinde ona baktım kara da kafasını saladı. "beni gerçekten de ajan olmama rağmen beni kabul eder misiniz?" gözlerimden yaş aktığını yanağımda ıslaklık hissettiğimde anladım suskun işaret diliyle "ben seni kabullendim" dedi ve hepsi başını saladı. Kara bana bakmadan cebinden kelepçe çıkardı Ahmete taktı ve onu hapse attı. Hapsi kittledi ve bana döndü "buhün bunlar yaşanmamış gibi davranacağını peki senin tercihin ne?" onun kara gözlerine baktım bu kara gözler bana her türlü şeyi yaptırabilirdi. Silahı yere attım telefonumu çıkardım ve sim katını kırdım ve attım. Onlara döndüm "izninizle asi olmak istiyorum" hepsi kafasını olumlu anlamda salladı bende artık bir asiydim.

ASİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin