Saf öfke

73 11 15
                                    

...

Hayal kırıklığının ne derece korkunç bir his olduğunu size anlatmak çok isterdim ama bir duyguyu aynı kişiden defalarca yaşadığınız zaman hiçbir şey ifade etmez oluyor.

Bir hiç olduğunuzu, tek bir tane kadar değere sahip olmadığınızı hissettiğinizde ise tamamen sessizleşiyor ve alışıyorsunuz.

Şuan baktığım ekranda kendi yansımamı görüyordum. Cansız bedenimle oyun oynuyorlardı. Yaşayıp yaşamadığımın hiçbir önemi yokken yapılan şovları izliyordum.

Öldürmüşlerdi beni.

Ölmem işlerini dahada kolaylaştıracaktı. Ve öldürmüşlerdi beni.

Yaşarken öldürmüşlerdi.

Hayal kırıklığı, üzüntü ve hüsran hiçbiri yoktu. Sadece tahmin edememiştim. İlk kez bu kadar iyi düşünememiştim.

Peki şimdi ne olacaktı?

Tonlarca soru işareti içinde bana bakan adam beklediği görüntüyü izliyordu. Bunları ön görmüştü. Bu yüzden bir b planı vardı. Emindim ki c si d si gibi dahasıda vardı.

Senelerdir düşünülen bir senaryo dönüyordu. Ve ben ana karakterdim.

"Bunları tahmin edecek kadar yakınsın he bana?" dedim tek kaşımı kaldırarak. İri cüsseli adam yaslandığı duvarda ellerini ceplerine koyarak "Kim bilir." dedi.

"Gizemli olmayı seviyor gibisin"

Ben konuşurken duvardan ayrıldı ve karşımdaki koltuğa yerleşti. Oturuğu koltukta vücudunu iyice yaydı. Kısa süren sessizliği bozarak konuştu.

"Merak ettiğin şeyler bunlar olmamalı deha özyurt. En büyük piyon sensin. Bunun farkındalığını yaşamalısın."

Bilmesi gerekiyordu ki her şeyin farkındaydım. Bunca zaman yapılan her şeyin farkındaydım.

Tek ihmalsizliğim sen oldun baran.

Tam istiyerek cevap verecektim ki kapı her zamanki hızıyla açılmıştı. İçeri giren asker üniformalı uzun adam barana bakarak duruşa geçti.

"Komutanım, her şey hazır çıkabiliriz."

Baran duyduğuyla ellerini dizlerine vurarak ayaklandı. Gözlerini gözlerime dikerek "gidiyoruz küçük bey" dedi ve kolumdan tutarak kalkmamı sağladı.

Konuşmama izin verilmeden hızlı hareketlerle binanın otoparkından arabaya bindirildim. Yanımda tek kelime etmeyen baran ile oturarak olanları kafamda tartıyordum.

Şuana kadar sormayı unuttuğum ekip arkadaşlarımın aklıma gelmesiyle telaşla kafamı barana döndüm.

"Ekibim nerede?"

Telaşıma anlamsız bakışlar atan adam "biraz fazla geriden geliyorsun sanki, iyiler sanırım. Benimkiler iyi bakıyordur diye düşünüyorum." sonlara doğru keyiflenen sesiyle konuştu.

Bu gevşek hareketleri artık sinirlenmeme sebep olurken sert bir şekilde karşılık verdim.

"Kes şu gevşekliği, iyiler mi değiller mi?"

Üslubumdan rahatsız olmuştu. Yüz hatları gerilmişti.

"Haddini bil deha Özyurt, benim emrim altındasın artık."

Sert sesiyle bastıra bastıra söylediği sözler sadece öfkemi içeriden harladı. Her sözünde yüzüme yaklaşan yüzünü dağıtmak istedim. Burnumdan derin derin solurken yaklaşan yüzüne yaklaştım.

DEVRİM | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin