Öyle bir his

95 15 13
                                    

...

Duygularda yaşadığın ağır çelişkiler intihara sürükler. Ölmeyi çokça dileyen ruh ise korkak bir bedene yenilir.

Acı bir geçmiş ruhu öldürür. Çünkü kalıntılar vardır ruhta, kazanamadığı savaşların kalıntıları.

Ölmek kolaydı peki ya yaşamak? O kalıntılarla başa çıkmak ne kadar zordu anlatamam. Tarifi olmayan şeyler taşıyordum çünkü bu bedende.

1 saat önce yaşadığım kriz anının bıraktığı boşlukta süzülüyordum.

Ne diye daha devam ettiğimi, neden hala bu düzene baş kaldırıp ölmeyi seçmediğimi düşünüyordum. Fark ettiğim şey öyle bir dumura uğratmıştı ki vücudum buna dayanamadı.

Zihnimin dayanamadığı gibi..

Önüme sertçe konan su bardağına baktım önce, daha sonra ağır ağır bardağı önüme koyan adamı süzdüm.

Hep yaptığı gibi karşıma oturdu.

"Daha iyi misin şimdi?" dedi.

Suyu elime aldım ve ağırca yudumladım. Kendime gelmek çok zor geliyordu. Vücudum ve zihnim koca bir boşluğun içindeydi sanki.

Bardağı tekrar yerine koyarak boş bakışlarımı çatık kaşlarıyla beni izleyen adama çevirdim.

Yine aynı toklukla "iyiyim" dedim.

Başıyla onayladı.

"Ne zamandır bununla yaşıyorsun?" diyerek beni uzun bir geçmişe götürdü. Sonra ise derince düşündürdü.

Sen neden bununla ilgileniyorsun?

Yaşadığım boşluktan yavaşça kurtulurken yarım öfkemle "sanane bundan" dedim.

Sert bakışlarını üzerime dikti. Biliyordum bunu, anlıyordum da. Sadece bakıyordu anlamak ister gibi.

Ama asla anlamayacaktı. Anlayamazdı.

Sessizliğin arasında aşağıdan kopan patırtıyla kulağımı oraya verdim.
Bir kişinin yapabileceği bir ses değildi. Kalabalıktılar.

Bakışlarının odağında olduğum adam naptığımı anladı ki cevapsız bırakmadı.

"Ekip arkadaşlarını merak etmiyor musun?" demesiyle oturduğum yerden kalkarak kapıyı hızla açtım. Merdivenlere doğru hızla ilerlerken endişe doluydum. Onlar ne olursa olsun benim himayem altında birer polisti. Komuta bendeyken bunların yaşanması ve başlarına bunların gelmesi yüreğimi burkuyordu. Geç fark etmiş olsamda onlar önemliydi.

Bu yüzden bir saniyemi bile kaybedemezdim. Hızla merdivenden indiğimde gördüğüm yüzler endişeyle dolu yüreğime su serpmişti.

İyilerdi.

Ferdi ile gözgöze gelmemle yüzünde bir şaşkınlık oldu. Yanındaki adamdan kurtulup bana doğru koştu.

"Deha! İyi misin?" diyerek omuzlarımdan tutup iyi olup olmadığımı anlamak için vücudumu süzdü. Bir şey olmadığını anladığında ise kocaman sarıldı.

"Şükürler olsun bir şeyin yok."

Ferdiyle uzun zamandır birlikte çalışıyorduk. Bir nevi arkadaştık. Aslında o öyle olduğumuzu düşünüyordu ama benim duvarlarım bir şekilde çizgi koyuyordu buna. İntihara meyilli bir kişilik ancak bu şekilde yaşayabilirdi.

Bu sebeple hep duvarlarım vardı. Ve ferdiyi oraya ufacık sığdırabiliyordum.

Sarıldığı bedenimi bırakarak endişeyle konuşmaya devam etti.

"Neler olduğu hakkında bir fikrin var mı?"

"Bunları konuşacağız önce siz ne yaptınız ve iyi misiniz onu konuşalım." dedim bana bakan ekibime doğru.

Yanlarında korkuluk gibi duran uzun boylu askeri formalı adamlarda gezdirdim bakışlarımı. Bunlar Baran'ın timi olmalıydı.

Ferdiyi yanıma alarak diğerlerinin yanına doğru ilerledim. Büyük salonda herkes bir yere yerleşti ve dikkatle beni izlemeye başladılar.

Baran'ın timi ayakta durmaya devam ederken onları es geçerek ekip arkadaşlarıma döndüm.

"Size bir şey yaptılar mı?" diyerek ayaktaki adamları gösterdim.

Yasemin sakinlikle cevapladı beni. "Yakapaça aldılar bizi, savunmaya geçmemize fırsat vermedende ferdileri silah kabzasıyla bayılttılar zeyneple benide gazlı bezle. Başta fazla saldırgan olmalarına rağmen götürdükleri yerde gayet düzgün muamele gördük. Ne olduğunu asla anlayamadık. Ta ki senin ölüm haberini görene kadar. Buna başta inandım ama ferdi bunun gerçek olmadığını bu işin içinde başka bir şey olduğunu söyleyip bizi ikna etti. Doğruymuşta."

Buruk bi gülümsemeyle "amirim yaşadığına sevindim." dedi.

Duyduğum şeyle boğazım düğümlendi. İlk kez duyduğum şeyin samimiyeti öyle bir geçmişti ki, gözlerime hücum eden yaşı durdurmak için büyük bir caba sarf ettim.

Demek böyle bir histi.

Ayakta duran formalı adamlardan biri yaseminin konuşmasının ardından ona garip bir şekilde çemkirerek laf yetiştirdi.

"Sana o kadar kibar yaklaştım hala saldırgan nasıl diyebiliyorsun. Kızım sen ne kadar kincisin ya"

"Sus be yaptıklarını görmedik sanki"
Yaseminde aynı çirkeflikle karşılık verdi.

Ekibim bu duruma şaşırmasada ben yaşanan bu olayla tuhaf bakışlarımı göndermiştim ikiliye.

Sadece 1 gün birlikte kalmış olmalıydılar nasıl bu hale gelmişlerdi.

Duyduğum sesle kafamı merdivene çevirdim. Barandı gelen. Yavaş adımlarla kendi ekibi olduğunu düşündüğüm adamlara doğru adımladı.

Adamlar selam duruşuna geçtiler. Baran ise gerek olmadığı başıyla onlara ilettiğinde normal duruşa geçtiler.

Sarışın adama dönerek sert bakışlarıyla "her şey hazır mı?" dedi.

Sarışın adam başıyla onayladıktan sonra bizlere döndü. Daha onca şeyin üzerimden etkisini atamadan iri adamın kalın sesiyle dumura uğramıştım.

"Başlıyoruz o zaman."

...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 20, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DEVRİM | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin