Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Rosita seksiliği 😻)
okuyonuz bari oy verin de kitap şey olsun
Rosita omzundan vurulduktan sonra revirde yatıyor. Sen ve Eugene, belki uyanır diye, son iki gündür sırayla onunla oturuyordunuz.
Bu kez sıra sendeydi ve Rosita'nın yatağının yanında oturmuş, dalgınca bir dergiyi karıştırıyordun.
İçini çektin ve yere koydun. Parmaklarını Rosita'ya dolayarak elini tuttun.
"Lütfen uyan." diye fısıldadın, bir gözyaşının düşmesine izin vererek.
Onun elini dudaklarına götürüp öptün.
"Lütfen, Rosita, sensiz yaşayamam," diye burnunu çektin.
"Uyanmazsan ne yaparım?"
şimdi cidden ağlamaya başladın.
"Rosita lütfen ölme, iyileşmene ihtiyacım var, lütfen uyan"
Ben ne halt ediyorum? Beni duyamıyor, diye düşündün, ama yanılıyordun.
Rosita komada olmasına rağmen seni duyabiliyor ve tüm gücüyle kendini uyandırmaya çalışıyordu.
sen gömleğinin ucuyla yanaklarındaki yaşları sildin, dergiyi geri almaya gittin. Elini çekmeye çalıştığında, Rosita'nın tutuşu sıkılaştı.
Nefesini tuttun. "Beni duyabiliyor musun?"
Rosita, "Yapabileceğime bahse girerim." diye mırıldandı ve çırpınarak gözlerini açtı.
"Siktir! Uyandın, Siddiq'i getireceğim," diye telaşla ayağa kalktın.
"Hayır, henüz değil." diye haraket etti Rosita, gözlerini kapatıp.
Yatağı okşar ve sana oturmanı işaret eder.
Oturur ve gülümsersin, "Nasıl hissediyorsun?"
Rosita içini çekti. "Omzumdan vurulduğum düşünülürse oldukça iyi," diye başını salladı.
"Ayrıca, aşık olduğum kişinin de aynı şeyi hissettiğini yeni öğrendim" dedi Rosita tek gözünü yavaşça açarak.
Utançla sırıttın ve ona sarıldı.
Rosita acı içinde hafifçe homurdandı ama sarılmana sıkıca karşılık verdi.
Geri çekildin ve yumuşak dudaklarını Rosita'ya değdirdin.
Rosita, kıkırdamasına neden olan öpücüğe sırıttığını hissediyordun.
Öpücük tatlı bir şekilde sona erer ve iki kız alınlarını birbirine bastırır.
"Gidip Siddiq'i almalıyım." diye fısıldadın, gülümsemeye devam ederek.
Rosita dudaklarını yalar ve "Tamam," diye iç çeker, sende ayağa kalkar ve kapıya doğru yönelirsin.
"Hey akşam biraz takılmamız lazım."
