Ayrıca Arda bel çantasına bir çok ışık veren el feneri, bir küçük tel parçası, birkaç paket çikolata, mendil, bolca pil, biraz para ve küçük bir bloknot koydu. Bu arada saat 3 olmuştu. Hep birlikte dışarı çıkıp karakola gittiler karakolun bodrumunda hiç kimse yoktu beklemeye başladılar, az sonra bir ışık yandı.Hemen biryere saklandılar. Bir kadın sesiburada biri varmı varsa o kişileri ben çağırdım diye bağırdı. Hepsi korka korka cevap verdiler, kadın onlara doğru yaklaştı. Merhaba çocuklar dedi. Benim adım Beril dedi. Çocuklarda sırayla kendilerini tanıttılar. Kadın anlatmaya başladı. Sizin bu peşinizde olan adamı çok uzun zamandan beri izliyorum dedi. Pek tekin birine benzemiyor o adama bulaşmayın ben bir gazete muhabiriyim dedi. Ve bu adam beni zamanında kandırdı. Ben bu adamı yenemedim dedi. Sizin akkıllı çocuklar olduğunuzu tahmin ediyorum dedi. Tam yeni bir cümlece başlıyacakken arkalarında duran kapı birden biri tarafınadan kapandı. Hepsi bir korkuya kapıldı. Şimdi etraf zifiri karanlıktı. Hepsi fenerlerini yaktılar. Ama Arda Berk ile Sibel'e el fenerlerinizi kapatın pilleri tasarruflu kullanmayılıyız dedi. Ardan iki saat geçmişti ve hiç kimse gelmemişti. Sonunda Arda ile Berk ayağa kalkıp geri geri gittiler. Sonra hızlalarıyla koşup kapıyı omuzladılar. Ama bu haraketleri omuzlarının acımasından başka bir işe yaramadı herkes acıkmaya başlamıştı. Sonunda Arda bel çantasından bir paket çikolata çıkarıp bölüştürdü ama bu hiç kimseye yetmememişti. Sibel en fazla ışık veren feneri çıkarıp etrafı inceleyelim dedi. Bunun üzerine herkes ayağa kaktı. Bodrum küçük bir kulübe gibi dizayn edilmişti. Biraz daha araştırınca konserve yiyeceklerini ve ekmek stoklarını buldular. Hemen kendilerine sandiviçler hazırlamaya başladılar. Bir saat sonra herkes hazırladığı sanviçleri yiyorlardı. Enfis mantılar keçeplar mayonezler mısırlar konserve kutuları sonunda etraftaki karanlığın farkına vardılar. Berk biraz ardıktan sonra birkaç tane mum buldu. Sonra birden kapının açıldığını duydular. Kimdi bu adam bizi kurtarmaya mı geldiler diye herkes konuşmaya başladı. Ama Arda onlara susmalarını ve dinlemelerini söyleyince herkes suspus olup dinlemeye başladı. Adamlar italyanca konuşuyorlardı. Aralarında hiç kimse İtalyanca bilmiyordu. Yasemin sadece birazcık ingilizce biliyordu. Sonra birden etraf zifiri karanlık oldu. Ses seda yoktu. Herkes bir yerde toplandı. Arda korkmayayın arkadaşlar mutlaka buradan çıkacağız dedi. Sonra birden içerisi yavaş yavaş aydınlandı. Sibel arkadaşlarına sabah oldu diye seslendi. Berk korkudan zangır zangır titriyordu. Yasemin ise Berkten pek farklı değildi. Anck o korkusunu belli etmiyordu. Sonra kapının tekrar kapandığı duyuldu. Berk hemen ayağa kalktı. Ama arda onu eteklerinden tutup oturtu. Tam zamanında gelmekte olan insanların ayak seslerini duydumuştu. Herkes ikişerlerli gruplar halinde birbrilerinden ayrıldılar. Yaseminle Berk, Ardayla Sibel. Biraz sonra kapı açılıp tekrar kapandı bu sefer herkes gittiklerinden emin olup dışarı çıktılar. Dışarıda yüzü bem beyaz bir adam onları bekliyordu. Adam merak etmeyin size zarar vermek istemiyorum dedi. Sadece başınıza gelenleri öğrenmek istiyorum dedi. Çocuklar ilk önce kaçmaya davransalar bile adam onları yakaladı. Adam farkında olmadan ceketini araladı ve Arda adamın tabancasını gördü. Hemen arkadaşları tutup geriye çekti. Arda ilk önce bir şeyler mırıldandı. Sonra gayet yüksek sesle başlarına gelenleri anlatmaya başladı. Ama oturmada odasında buldukları kağıttan bahsetmedi. Adam kendi tanıttı. Adamın adı Ahmet'di.Sonra karakoldan çıkıp Sibel'in evine gittiler. Herkesin çok uykusu vardı. Ama hepside oturup bu konuyu konuşmak istiyordu. Arda ertesi günün planını yapmayı önerdi. Arkadaşlarının hepsi bu fikre onay verdiler. Arda ilk olarak Emniyet Müdürlügü'ne gidip Ahmet ŞENTÜRK sabıkalı mı onu öğrenmeliyiz. Sonra ara sokaktaki villaya gitmeliyiz. Ama gittmeden önce birkaç deney tüpü satın almalıyız. Evin bahçesindeki sıvının ne olduğunu öğrenmek istiyorum dedi. Sibel sıra görev dağılımına geldi dedi ve hep birlikte kalkıp içeri geçtiler. Bir yandan uyku tulumlarında yatıyorlardı. Sibel devam etti. Ben ve Berk Emniyet Müdürlüğü'ne gideceğiz. Arda ve Yasemin deney tüpü alıp yeşil sıvı ile dolduracaklar. Ama yeşil sıvının tehlikeli olma ihtimaline karşı yanınıza eldivende alın dedi. Herkez görevini anlamıştı. 15 dakika sonra hepsi derin bir uykuya dalmışlardı. Sabah gün ağrırken hepsi uyandılar. Hızla üstlerini değişip kahvaltıya oturdular. Sonra herkez birer bloknot alarak öğrendiklerini not etmeyi kararlaştırdılar.İki gruptada birer telefon olacaktı.