İçimizdeki Güneş

15 1 1
                                    


Mutfakta kahvaltı hazırlamaya başladım. Altı yaşımdan beri hızlı olmak için eğitildiğimden hızlı kahvaltıyı hazırlıyordum. Koray mutfağa geldiğinde sadece yumurta kalmıştı. Arkamdan sarılıp öptü:"Yine hızla hazırlamışsın kahvaltıyı. Amcana teşekkür etmeliyim. Hem böyle güzel hem hamarat bir kız yetiştirmiş." diyip yanağımdan öptü.

Kendimi tanıtmadım ben Ayperi Öz, Koray'ın eşiyim. Onun deyimiyle 'hayallerini süsleyen kadın'ım. Beden eğitimi öğretmenliği mezunu bir ev hanımıyım. Lise ve üniversitede bol bol atletizm dalından madalyalarım var. Diyeceksiniz ki "Madem bu kadar başarılısın niye ev hanımı oldun?" Koray için. Şimdi siz benim ezik bir kadın olduğuma karar vermeyin çünkü benim bir kimliğim daha var.

Güneş Orhon, Orhon çetesinin gözde ajanıyım. Altı yaşımdan beri liderimiz beni özel olarak yetiştirdi. En zor görevleri bile çocuk oyuncağı gibi haledebiliyorum. O yüzden düşmanımız Karadağ ailesi tarafından nefret edilen bir ajanım. Sadece adımı biliyorlar, aralarına sızma dışında yüzümde yarısı güneş şeklinde beyaz bir maske ve arada kapşonlu ile karşılarına çıktığım için tanımıyorlar beni. Onların içinde sadece adım var. Yüzümü görenler yok. Çünkü gören hepsi öldü.

"Bende Yurdagül anneye teşekkür etmem lazım böyle güzel bir evlat yetiştirdiği için" bende onun yanağını öptüm. Koray kenardaki tezgaha dayandı:"Benim yapabileceğim bir şey var mı? Hep sen yapıyorsun." Bana yardım etmek istiyordu:"Ekmek kalmamış gidip alabilir misin?" Bir kaşını havaya kaldırdı:"Ahmet abi getirmemiş mi?" Kapıcı Ahmet abiden bahsediyordu:"İlk sabahımız olduğu için adam rahatsız etmek istememiştir. Hem gidip alsan ne olacak beyfendi" çıkışınca hemen doğruldu:"Tamam kızma perim. Ben gidip alırım sen merak etme." Yanağımdan öptü ve evden çıktı.

     Koray evden çıkar çıkmaz. Bir koşu kitaplığa gittim. Bir kitabı çektim ve çekmemle kitaplık açıldı. Kitaplığın içinden maskelerim çıktı. Bir tanesini aldım. Daha sonra kalınca bir Harry Potter kitabını alıp kapağına elimi yerleştirdim.

Yerleştirmemle kitap açıldı ve içinden ajanlık eşyalarım vardı. Telefona benzer olan eşyayı çıkarıp diğerlerini kenara koydum.

Telefonu açmadan maskeyi taktım, sonra telefonu açtım. Açmamla bir takım elbiseli adam belirdi:"Günaydın Güneş"

"Günaydın Güney Bey" orta yaşlı olan bu adam gülümsedi:"Bugün kedin uslu o yüzden biraz dinlen her yerin tırmık olmasın. Yarın ocakbaşında kahvaltı edecez haberin olsun." Maskenin altından gülümsedim:"Tamam patron en güzel şekilde hazırlanıp gelecem." Telefon kapandı.

Kedi, Karadağ ailesiydi. Yarın sabahta karargahta toplantı yapılacaktı. Bunlar ne kadar gizli hatlı telefonlar olsada ne olur ne olmaz diye şifreli konuşmalar yaparız.

Her şeyi yerine koyup ortalığı topladım. Yine Koray gelmeden koşup mutfağa gittim. Ocakta yumurtayı hazırlayıp masaya koydum. Sandalyeye oturup, televizyonu açıp Koray'ı beklemeye başladım.

Bir kaç dakika sonra elinde ekmekle ıslık çalarak eve girdi:"Ben geldiiim. Sıcak ekmek getirdim güzeller güzeli karıma" yine saf Ayperi'ye dönmeliydim. Yanına gittim:"Aaa kocacım ne iyi ettinde aldın gerçekten çok güzel koktu." Elindeki torbayı alıp mutfağa gittim.

O da arkamdan geldi:"Ayperi ekmekler sıcak kopara kopara yeri... Masa çok güzel olmuş." Masayı görünce gözleri büyümüştü. Güldüm:"Hadi yiyecekler soğumadan oturup yiyelim." Denemle oturması bir oldu. Bende oturdum ve yemeye başladık.

Aylar sonra yeni bölüm anca müsait oldum. Kusuruma bakmayın.

Bir dahaki bölümde bakalım neler olacak

Oy vermeyi ve yorum yazarsanız sevinirim

Karım MafyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin