Sevgili Bulsana Bana | texting

24°

Cariño
Elbisen güzwlmiş

Güzelim
Çok mu açık

Cariño
Açık olsa neden güzelmiş diyeyim

Güzelim
Ne bileyim bazen Doruk yapıyor ima etmek için ayırt edemiyorum

Cariño
Hayır, gerçekten çok hoş
Yakışmış sana
Ne giysen yakışıyor ama
Ayrıca hoşuma gitti bu elbisen
Peri gibi olmuşsun

Güzelim
Teşekkür ederimm
Neredesin ki sen

Cariño
Arkana bak el sallıyorum
Hahah sen de bana el sallıyorsun
Çok güzelsin

°

Sinem arkasını döndüğü gibi gördüğü sevgilisine büyükçe gülümsedi ve yanına adımladı. Mezuniyet balosundalardı ve kavalyesi olarak elbette ki sevgilisini davet etmişti. İçindeki heyecanı bastıramıyordu, gerçekten çok güzel hissediyordu ve bunu sevgilisinin söylemesi ona ayrı bir özgüven vermişti. Pek abartılı olmayan açık yeşil bir elbise giymişti. Elbisenin tamamen açık olan sırt kısmında çapraz bağlanmış ipler vardı. Ayak bileklerine dek uzanan elbisenin beli minik kelebeklerle süslenmişti. Aynı kelebeklerden birer tane de omuzlarında ve omuzlarına dökülen dalgalı saçlarındaki zarif tokada vardı. Abartılı makyajları sevmezdi, şeftali tonlarında hafif bir makyajı vardı. Gerçekten peri gibiydi.

"Çok güzelsin. Sanırım bugün sana İnci diye seslenmem daha doğru olur." Kıkırdayarak ona elini uzatan sevgilisinin eline tutundu. Kollarını boynuna dolarken belinde yer edinen eller içini titretmişti. Çıplak tenindeki yanma hissi beynini kilitlerken bundan kurtulmak için sevgilisinin yanağına minik bir öpücük bıraktı ve uzaklaştı. Donakalan oğlanın yüzünde beliren tebessüm onun tebessümünü de büyütmüştü.

"Siz de fena sayılmazsınız beyefendi."

"Fena sayılmazsınız derken? Yanına gelene kadar kaç kız numaramı istedi, haberin var mı?" Sinem kaşlarını çattı. Bir de bununla kendisine hava mı atıyordu? Aynı sevgilisi gibi oyuncu bir tavırla konuştu.

"Kaç kız numaranı istedi?"

"Bir, kahve aldığım yerdeki kadın üyelik için istedi." Sinem sevgilisinin koluna acıtmayacak bir yumruk atıp kıkırdadı.

"Ne çok talibin varmış(!). Boşuna bakmasın kızlar, tapun bende!"

"Aynen öyle." diyerek elini yeniden sevgilisinin beline yerleştirdi ve kendisine çekti. Topuklulara rağmen aralarında neredeyse on santim vardı ve bu Utku'ya çok tatlı görünmüştü. Sinem çok küçük biri değildi, ne kısa ne de fazla zayıftı. Buna rağmen yanında minicik kalması Utku'nun deli gibi hoşuna gidiyordu.

Sevgilisinin bir elinden tuttu ve kendi etrafında döndürdü. Hafifçe açılan eteğine gülümseyerek bakan Sinem'in ayakları birbirine dolandı ve dengesini sağlayamadı. Utku boştaki elini sevgilisinin zarif beline dolayarak onu tutmayı hedeflese de ayaklarını kurtarmak için birini kaldıran sevgilisinin yanlışlıkla taktığı çelmeye kurban gitti. Son anda elini Sinem'in başının altına koyarak yere çarpmasını sağlayan Utku düştükleri duruma seslice gülüyordu. Sinem'se şaşkındı, hem yere kapaklanmalarına hem de sevgilisinin başının altındaki eline. Sevgilisinin gülüşünü görünce dayanamadı ve kendisi de nahif bir tebessüm bahşetti Utku'nun gözlerine. Utku sevgilisinin gülüşüne minik bir öpücük bıraktı ve seri hareketlerle ayağa kalkıp elini uzattı. Sinem alışık olmadığı detaylar sayesinde gülüşünü asla soldurmuyordu.