3

47 7 5
                                    

Selam, ben. Özür dilerim millet. Çok özür dilerim. Yeni bölüm asla atamadım. Sevgilimden ayrıldım ve her şey boka sardı, toparlanamadım, kötü hissettim. Hiç bir şey yazmak gelmedi içimden. Sonra yeniden yazdı, yeniden konuştuk ve sanırım beni sevmiyor :)

Zor, çok zor. Ölesiye sevdiğin adamın seni sevmediğini hissetmek çok zor. senin sevdiğin adamın aslında senin sevdiğin adam olmadığını öğrenmek çok zor. Ama atlatmaya çalışıyorum ve buraya iki kelam etmeye geldim. Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar.

Tıkılı kaldığım sokakta geriye doğru bir kaç adım attım. Adam dahada üstüme gelirken içimde bir doluluk hissettim, korku. Korkum bedenimi doldurarak titretiyordu.

Yavaş yavaş yürüyordu adam, oldukça esmer teni vardı ve üstünde gri kirli bir atlet vardı. Kollarında olan kıllara her şey bulaşmıştı. Ona baktığım an midem ağzıma geldi sanki.

"Kaçma lan top."

Zorluk ile konuştu, dudakları birbirine ulaşamadan başka bir sözcük söylediği için anlamakta zorluk çekiyorum bu adamı. Eminim ki iğrenç kokuyor.

Telefonu çıkarmak için cebime elimi soktum. Pantolonun cebine sıkıştırdığım telefonu parmak uçlarım ile tuttum. Parmaklarım arasında telefonu kaçırdım. Ani refleks ile parmaklarımı uzatmaya çalışıyormuş gibi kasarak hızlı el hareketleri ile tutmaya çalışsamda nafile.

Eski telefonum yerde seke seke dün geceden kalma yağmur göletine düşmüştü. Eminim sudan çıkarsam yine çalışmazdı çünkü düşerken hafif çatıltı sesleri çıkmıştı. Kulaklarıma dolan bardak kırılıyor gibi olan ses ile gözlerimi keşe çevirdim.

Bana hâlâ yavaşça yaklaşan adam elinde olan yarım bira şişesini kenara atıp dar sokağın duvarında kırdı.

"Telefonunda yok artık."

Keş, dar sokağı tamamen kahkahası ile doldurdu. Kulaklarıma giren kahkaha eğlendiğini gösteriyordu. Ben ise adamın aksine yanında çömeldiğim duvara daha çok sindim, korkudan ellerim benden ayrı bir parça gibi titreyip kalbimi sıkıştırıyordu.

Gözlerimi yeniden telefona diktim. Mantık bedenimden ayrılmıştı, hissettiğim tek şey korkuydu, o da hiç bir işime yaramayacaktı. Keş sanki benimle dalga geçmek için alaycıl bir gülüş kondurdu yüzüne, midem bulanıyor, bu aptalın sigaradan ve alkolden kahverengiye dönen dişleri midemi ağzıma getiriyor.

Titrek bir nefesi çektim içime fakat çektiğim nefes ile karnımı titretti. Korku tüm vücudumu olduğu yere kilitlemiş, sanki hiç bir şey yapmamı istemiyor gibi; küçük bir hareketimde hareket ettirdiğim uzvumu titreterek benim hareketlerimi engelliyordu.

Şu anda yapabileceğim iki şey vardı: Doğruluğu bile belli olmayan tanrıya dua etmek ya da kaçmak ama korku beni, bu iki duvar arasında sıkıştırıp boğmak istercesine her şeyime engel oluyordu.

Keş ile aramda çok az bir mesafe vardı, elini uzatsa bana dokunacak dereceydi ama o yine de adımlarını daha da yavaşlattı.

Titreyen ellerimi korkuma karşı çıkmak istercesine, zincirler ile savaşan bir köle gibi zorlaya zorlaya başımın üstüne koyup başımı korumaya aldım. Bileklerimin bir üst kısmının sıcaklığını soğuyup kızardığından emin olduğum kulaklarıma değiyordu.

Saçlarımı ayıran noktada kalın, kuru bir parmak hissettim. İleri geri okşuyordu saç aramı. Koku ise burnumu nefes almaya kapatıp, nefessizlikten ölmemek için derin nefes aldığımda ortaya çıktı. Burun direklerim sızladı alkol ve sigara kokusundan, midemin sıcaklığı yeniden boğazıma geldi. Başımda olan ellerim kusacağımı anlayarak hızla adamın ayaklarının yanlarına mesefeli şekilde koyup bedenimi öne iterek içimde duran her şeyi adamın pantolonunun uç kısımların ve eskimiş ayakkabılarına doğru fırlattım fakat daha kusmam bitmemişken, adam iğrenerek ayaklarını geri çekti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 27, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Innocent love. // TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin