"Merak etme benimle evlenince bütün ietra krallığı ayağının altında olucak o zaman istediğini yaparsın " " Senle evleneceğimimi sanıyorsun bu düşünceyi aklından çıkarsan iyi olur çünkü böyle bir şey gerçekleşmeyecek " "Görüceğiz prensesim görüceğiz."
Sabah uyandığımda saat dokuzdu ama sarayda hiç ses yoktu sanki herkes gitmiş gibiydi yataktan çıkmak istemiyordum ama yapmam gerekiyordu bu yüzden yatağımın yanındaki küçük sehpadan güç alarak ayağa kalktım ve odamın aralık olan kapısından çıktım aşağıda birinin olmaması için dua ediyordum çünkü pijamalarımlaydım.
Merdivenlerden indim ve yemek yediğimiz salona girdim ama burda kimse yoktu bı dakika nasıl kimse yoktu saatimi kontrol ettim evet saat dokuzdu bu saatte yemek yememiz lazımdı hemen aklıma türlü türlü senaryo gelmeye başladı "Ya kaçırıldılarsa, ya birileri onları öldürüp sakladıysa, ya iç organlarını çıkartıp derilerini de kendilerine..." ki sözlerim doğduğumdan beri bizim evimizde çalışan Madam Dare sayesinde kesildi "Küçük hanım" bana böyle seslenilmesinden de hiç hoşlanmam ama neyse "Sizin burda ne işiniz var Kraliyet Meclisin' de olmanız gerekmez mi?" Bı dakika ne Kraliyet Meclisi mi nasıl unuturum bugün barış imzalanacaktı tabi benimde bir prenses olarak orada bulunmam gerekti.
Madam Dare yüzümdeki telaşı görmüş olacak ki hemen söze girdi "Hiç değişmiyorsun Saire geç kalacağını tahmin ettim bu yüzden kıyafetini ve atını hazırladım giysi odasına git ve giyin atında bahçede seni bekliyor hızlı olursan yetişebilirsin." (Ah bu kadını seviyorum beni çok iyi tanıyor. )Madam Dare' ye teşekkürü mü sunup hemen giysi odasına koştum karşımdaki elbiseyi görünce şoke oldum Madam Dare'nin kesinlikle iyi bir tarzı vardı.Üstümü değiştirip odadan çıktım kapıda Madam Dare vardı yüzündeki ifadeden beğenmiş olduğunu anladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saire'nin giydiği elbise
Bahçede bekleyen atıma zar zor bindim (Çünkü elbise ne kadar güzel olsa bile at binmek için uygun değildi ).Ve dört nala sürmeye başladım sarayımız meclise bir , bir buçuk saat uzaklıktaydı babam beni öldürecekti ama bı dakika ben onun küçük, cesur ve güzel kızıydım bana kıyamazdı ki kimi kandırıyorsun Saire sen BİTTİN...
Uzun ve zorlu geçen bir yolculuk ardından meclis sınırları içine girmiştim ama bahçede kimse yoktu toplantı başlamış mıydı? Bu düşüncelerden çıkmamı ablamın (BELLA) kırmızı saçları yardımcı oldu tamam sorun yok geç kalmamıştım prens ve prensesler bahçenin biraz daha ilerisinde bekliyorlardı.
Atımı meclisin oldukları yere doğru sürerken ablam muhtemelen beni görmüştü çünkü yüzünde "Ah Saire ah" bakışı vardı gözlerimi ondan ayırdım ve diğer varisler üzerinde gezdirdim hepsi şok olmuştu haklılardıda bir prensesi atın üstünde görmek neredeyse imkansızdı ama onları takmadım tam atımdan inecekken arkamdan birinin bağırdığını hissettim bana "Atını bu kutsal topraklardan çek köylü burası senin gibiler için fazla!" Diye bağırıyordu.Bu çocuk ne diyordu böyle ona haddini bildirmek için atımdan indiğim sırada birinin üstüme atladığını hissettim (Sanırım bana köylü diyen kördü.) Bu kadarı da fazlaydı çocuğu üstümden ittim ve konuşmaya başladım "SEN KİM OLUYORSUN DA SOMKİYA KRALLIĞININ PRENSESİNE BÖYLE DAVRANIYORSUN Bİ PRENS DE OLSAN HADDİNİ BİLECEKSİN VE EĞER BİR DAHA O ELLERİN BANA DEĞERSE KIRMAKLA KALMAM YERİNDEN KOPARIRIM ŞU ANDA BİŞEY YAPMIYORSAM O DA İTİBARINIZI KORUMAK İÇİNDİR!" Herkes yine şok olmuş gözlerle bana bakıyordu " Bunlarda ne kadar şaşırıyor." Diye düşündüm içimden ve kimseyi takmayıp ablamın yanına doğru ilerledim elimi bir el kavradı sinirlenmiştim eli tuttum ve ters çevirdim elimi tutan kişi acıyla bağırıyordu ben ise yanlızca şunları söyledim "KIRARIM DEMİŞTİM" ablam beni çekip içeriye götürdü arkama baktığımda prens olduğunu varsaydığım çocuğun etrafına toplanmışlardı yüzüme keyifli bir ifade yayılmıştı biraz egolu gözükecek ama bana bulaşmayacaktı çünkü ben SAİREYDİM VE SAİRE AFFETMEZ.