"Nasıl müzikler dinlersin?" Sorusu ile bana döndü. Sevimli bakışları,hafif sırıtışı..
"Ben...Ben genelde a-pop dinlerim." Sesim git gide azaldı. Konuşamıyordum. Düşünmekten kendimi alamıyorum. Acaba şimdi Gimpo nasıldır? Jeongin iyi mi? Onu çok özledim. Peki sevgilim, sevgilim Sakura?
"Sevgilin var mı?" Kırmızı saçlı oğlana baktım. "Var, ama şu an nasıl? Yaşıyor mu? Bilmiyorum." Gözlerim doldu yavaşça, başımı önüme eğdim. Hayır şu an olmaz. Ağlayamam.
Sıcak bir beden, bana sarılan sıcak bir beden hissettim. Hareket etmedi. Elinin birini belime sardı diğeri ise saçımı okşuyordu. Kaldırmadım başımı. Ağladım sadece.
Yağmur yağıyordu. Biz ıslana ıslana sarılıyorduk. Hyunjin ders zilinin çalması ile beraber gitti. Derse girmedik. Tam 40 dakika boyunca usanmadan bana sarıldı.
"Gidelim Minho." Göz yaşlarım arasından zar zor ayırt edebildiğim bedene baktım. Bakıştık öylece 40 dakika boyunca sarıldığım bedene bir de baktım. "Gidelim Jisung." Gözlerini gözlerimden ayırmadı; belimdeki elini yavaşça elime getirdi,tuttu onu.
Gitmeye başladık nereye bilinmez, yürüdük öylece sağanak yağdı, yağmur taneleri doluya dönüştü. Yağış sona erdi. Biz yine yürüdük. "Minho." Durdu. Henüz bana dönmeden yere düştü.
"Minho! Minho uyan!" Tekrar gözlerim doluyor. KAHRETSIN BU ANDA GOZLERIM DOLUYOR. Jeongin'den sonra ilk arkadaşımı kaybetmek istemiyorum. Hayır, o iyi olacak. Hayır olmayacak..
Telefonumu çıkardım,119'u tuşladim. "Merhaba, acil durumunuz nedir?" Hala yerdeki bedene bakıyordum. Tüm vücudum titriyor.
"A-Arkadaşım baygınlık geçirdi. Şu an yerde yatıyor. Acil bir ambulans istiyorum."
Kadın konuştu, "peki adresiniz?"
"Seul Dansan-ro sokağı"
"Güzel, arkadaşınız şu an ayık mi?" Baktım Minho'ya tekrar.
"Hayır, değil."
"Peki bir araç yolluyorum. Ambulans gelene kadar arkadaşınızın nabzını kontrol edin."
''''
Tam tamına 2 saattir buradayız. Annesi veya başka birisi gelmedi. Gerçi benimkiler de arayıp sordular mı beni?Minho, mr odasından çıktı. Göz torbaları mosmor olmuştu. Bensiz yürüyemiyordu, konuşmakta dahi zorluk çekiyordu.
Hızla yanına ilerledim. Tekerlekli sandalyeye oturmasına yardımcı olduktan sonra arkasına geçtim. Sıkıca kavradım sandalyenin itme kulplarını. Ilerlettim sandalyeyi,-2. Katta ışıkların doğru düzgün çalışmadığı ıssız yerde ilerliyorduk.
Yaklaşık on dakika boyunca yürüdük. Bir otomatin önüne geldiğimizde ona baktım. "Sadece kek alır mısın?" Gözlerinde ki yorgunluğu hissediyordum. Onlar adına özür dilerim her ne yaşadıysan..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Earthquake friend~ 'Minsung'
Fanfiction¡Gerçek hayat kurgusu¡ 'Angst' ~Lee Minho, depremzede arkadaşına aşık olur.~