uyarı! 🔞bu bölüm bir takım çok çok ayıplı aktiviteler içermektedir.
bu bölümün son partı daha vardı ama onu değiştireceğim, o yüzden bu bölümden kaldırdım haberiniz olsun. (ilk defa okuyanlar bunu görmezden gelsin, okumaya devam.)
neyseee, yorum yapmayı unutmayın lütfen. iyi okumalar. ~
THE TWINS: 7. BÖLÜM
Uyandığımda Jungkook'un yatağındaydım ve Jungkook'un sırtı göğsüme yaslanmış bir şekilde yatıyor, telefonuyla uğraşıyordu. Uyurken kolumu beline sarmış, bacaklarımı da bacaklarına dolamıştım ama Jungkook'un bundan hiçbir şikayeti yok gibiydi.
Jungkook'un telefonundan gözüme giren ışık sebebiyle huysuzca mırıldanıp yüzümü ensesine gömdüğümde Jungkook kollarım arasında kıpırdandı ve "Uyandın mı?" diye sordu.
"Hm," diye mırıldanarak belindeki elimi tişörtünün içine sokup avuç içimi karın kaslarının üzerinde gezdirdim. İrkilse de dokunuşumdan kaçmadı, elimi çıplak göğüslerine yönlendirdiğimde ise dudakları arasından hoşnut bir mırıltı kaçtı. "Saat kaç?" dedim parmaklarımla göğüs ucunda oyalanırken.
"İkiye geliyor," diye cevap verdi fısıltıdan farksız sesiyle.
Dokunuşlarımla birlikte bedeni kollarım arasında kasılırken bacağımı üzerine atarak kendini belli eden ereksiyonumu kalçasına dayadığımda ikimiz de eşzamanlı olarak küçük bir inilti kaçırmıştık ağzımızdan.
Ensesine küçük bir öpücük kondurup "Herkes gitti mi?" diye sordum.
Bir süre cevap vermedi. Biraz sonra ise tuttuğu nefesi verirken çatlak sesiyle, "Jimin hariç herkes gitti," diye cevap verdi. "O da senin gibi koltukta uyuya kalınca, uyandırmak istemedik ikinizi de."
Tekrardan küçük bir, "Hm," sesi ile onu anladığımı belirttiğimde kollarım arasında kıpırdanınca tutuşumu gevşettim ve yüzünü bana dönmesine izin verdim.
Sıcak nefesi dudaklarıma vururken bir yılan gibi aramıza kıvrılan eli bacak aramı bulmuş ve eşofman üzerinden şişkinliğime avuç içini bastırmıştı. Karanlık yüzünden yüzünü çok seçemiyordum fakat sıklaşan nefeslerinden temasıyla en az benim kadar onun da heyecanlandığından emindim.
Buna rağmen evde tek olmadığımızı bildiğimden bileğini yakalayarak, "Ben hallederim," diye konuştuğumda ve uzandığım yerden kalkmaya yeltendiğimde Jungkook beni kolumdan yakalayarak tekrar uzanmamı sağladı. Aklından ne geçtiğini bilmiyordum, ileri gidersek ikimiz de biliyorduk ki sessiz kalamayacaktık. Ne Jimin'in ne de Jeongguk'un yan odalarında sikiştiğimizi duymasını istemiyordum. Utandığım yoktu ama Jimin'in sonsuza kadar bundan bahsedip kafamı şişireceğinden emindim.
"Seninle ilgilenmeme izin ver," diye fısıldadı Jungkook, bana daha çok yaklaşırken. "Birlikte hallederiz."
Bu sefer aramıza giren eli, eşofmanımın içerisine kayarak iç çamaşırımı da geçerek sertliğime dolandığında soğuk eli yüzünden titredim. Biraz sonra dudaklarını dudaklarıma sürttü ama orada kalmaktan vazgeçerek boynuma geçti ve ince derimi dudakları arasında sıkıştırırken eli ise boydan boya erkekliğimi okşadı. Can havliyle koluna tutunup inlememeye çalıştığımda gülmüş ve nefesi boynuma çarpmıştı.
Normal bir zamanda olsak sadece küçük bir dokunuşla deli gibi inlemek istediğimden utanırdım fakat arabada kucağımdayken, parmağımın küçükçe girişine girmesi ile bile kollarım arasında sarsılması yüzünden artık bedenlerimizin birbirlerine verdiği tepkileri yadırgamıyordum. İkimiz de birbirimizden hassastık, özellikle de birbirimize karşı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the twins | kooktaegguk
FanfictionTaehyung, tavlamaya çalıştığı Jungkook'un ikizi Jeongguk'a da kapılmayı beklemiyordu. kooktaegguk: jeon ikizleri + taehyung / threesome / switch