Derek 2 gündür evde yoktu ve bugün çarşambaydı heyecanlı bir şekilde dolabımı açtım. Bugün Theo'yla akşam saat 8'de buluşacaktık geçenki tavrı yüzünden Derek'in engel olmak isteyeceğini düşünmüştüm ama o aksine o gün evden çıkmış ve gelmemişti. Dolaptan seçtiğim beyaz oversize tişört ve altımada diz kapağıma kadar gelen bi kot şort seçip giydim. Siyah bilekliklerimi takıp, conversimin bağcıklarını bağlayarak aşağı inerken kapı sesi duymamla daha hızlı indim.
Derek içeriye girmiş deri ceketini çıkarıyordu beni görünce ceketini koltuğa fırlatarak siyah sporcu atletiyle bana doğru gelmeye başladı. Dibime kadar girdiğinde yutkunup kafamı kaldırarak ona daha rahat bakmaya başladım. Elamı yoksa yeşil mi karar veremediğim gözleri yüzümü incelerken bu sefer aşağı kaymış beni tamamen süzmüştü. Kaşlarını çatarak "Nereye?" Diye sorduğunda "Theo'yla buluşacağız." Diye cevapladım onu aklında tutmamıştı gerçi niye tutsun ki.
"Tamam." Benden uzaklaşarak yukarı çıkmaya başladığında "Saat on olmadan evde olacaksın eğer gecikirsen eve gelmesen iyi olur." Sert sesiyle anlık ürpermiştim kapısını sertçe kapattığında bende Theo'yla buluşmak için evden ayrıldım. Oflaya puflaya Theo'ya mesaj attığımda bana kesinlikle gelmem gerektiğine dair mesaj atarak kafenin konumunu atmıştı bende sakin bir şekilde yürümeye devam ettim biraz bekleyebilirdi sonuçta.
Kafenin kapısını açtığımda çalan zille bazı kafalar bana dönsende benim ilgi odağım olan arkası bana dönük olan sarışın çocuktu. Yanına gittiğimde çevik bir hareketle yerinden kalkarak ince belime sıkı bir şekilde sarılmıştı bende şaşırsamda ayıp olmasın diye karşılık verip kollarımı ona sardım. "Özlemişim seni." Kollarını ayırarak tekrardan gözlerime baktığında koltuklarımıza oturduk. "Bende özlemişim." Gülümseyerek söylediğim şeyler içten değildi onu özleyecek kadar tanımıyordum.
1 saattir beraber gülüp konuşurken Theo'nun eğlenceli biri olduğunu fark etmiştim. "Aa seni tanıştırmak istediğim birileri var hadi kalk bakalım!" Heyecanla yerinden kalktığında sorgulama gereği duyamadan peşinden sürükleyerek beni çıkarmış motoruna bindirmişti. "Theo bu şeye binmek zorundamıydık!?" Beline sıkılca sarılıp kafamı gömmüşken o da gülerek kafasını hafif yana çevirdi. "Kesinlikle motorla gelmekle en iyisini yapmışım."
Kusmamak için kendimi zor tutarken kuytu köşede bir bara gelmiştik gerçi kasabanın her yeri öyleydi. İçeriye girdiğimizde kalabalık olmayan bir arkadaş grubuna yönlendirip herkesi tanıştırmıştı ama pek umrumda değildi aklımda olan tek şey saat on olmadan eve dönmem gerekiyordu. Herkes oturmuş içkisini içerken saati kontrol etmediğimi fark ederek telaşla elimi cebime attım. Saat on olmuştu ve şimdiden Derek'ten bir arama gelmişti. "Theo çabuk kalk! Hemen eve gitmem lazım."
"Hadi ama adamım daha yeni geldik sayılır hem ne bu acele artık küçük çocuk değiliz ya Stiles biraz rahat ol." Ayağa kalkıp dibime girip müziğe göre dans ettiğinde kaşlarımı çattım. "Eve gitmem lazım." Theo dans etmeyi bırakıp gözlerimin içine kısık gözleriyle bakmaya başladı. "Neden?" Sessiz kaldığımda alaylı bir gülüş çıkmıştı dudaklarından "Ah tabi Derek geldi değil mi! Ondan hep nefret etmişimdir. O senin baban ya da ebeveynin değil Stiles onu dinlemek zorunda değilsin." Yüzümü buruşturdum. "Ben gidiyorum."
Daha fazla konuşmasına izin vermeyerek kapıya doğru hızlıca ilerlediğimde Derek tekrar aramıştı. Tedirgin bir şekilde açarak telefonumu kulağıma yaslayıp cevapladım. "Efendim." Telefondan sert bir nefes sesi geldiğinde hızlıca gözlerimi gezdirerek eve dönebileceğim bir taksi var mı diye kontrol ettim. "Nerdesin, Barda mısın sen?" Onaylayan mırıltılar bıraktığımda "Saat on buçuk Stiles ve bugün dolunay var...belkide seni ben gebertmeliyim."
Bıkkın bir nefes bırakarak "Abartıyorsun Derek şimdi kapatmalıyım taksi bulacağım." Tam kapatacakken sinirle tıslamasıyla saniyelik telefonu kendimden uzaklaştırdım. "Konum at aptal!" Direkt konumu atarak kapattığımda kaldırıma çöküp bekledim zaten çok geçmeden önümde siyah bir arabanın durmasıyla benimkinin geldiğini anlayarak yerimden doğrulup arabaya bindim.
Derek sessizliğini koruyarak arabayı sert bir manevrayla çevirdiğinde hafif sarsılmıştım. "Derek." Sessiz bir şekilde ismini mırıldandığımda beni umursamamıştı. Telefonumdan saate baktığımda on bire geliyordu. "Seni uyardım." Ters bir bakışla bana baktığında gözlerimi ellerime indirdim. "Arkadaşlarımla beraberdim fark etmemiştim." Kafasını çevirip sert bir şekilde eliyle çenemi kavrayarak kendine çevirdi. "Onlar senin arkadaşın değil." Elini çenemden çektiğinde "bunu sende biliyorsun." Diye eklediğinde haklıydı, değildi.
Eve geldiğimizde ikimizde içeri girmiştik ben koltuğa yönelerek kendimi fırlattığımda Derek'te soğuk su içerek koltuklara gelerek oturmuştu. Gözlerimi ondan ayırmazken o da renkli harelerini bana çevirerek boynunu koltuğa yaslayarak biraz daha yayılarak bacaklarını açtı. Gözleri yine beni süzerek gözlerime geldi. "Kalk ayağa." Ela olan gözleri kırmızaya dönerken yutkunarak ayağa kalktım.
"Cezan bana masaj yapmak." Yavaş adımlarla koltuğunda arkasına geçerek elimi sert omuzlarına koydum.Beklemediğim anda kocaman elini bileğime sararak çektiğinde kucağına düşmüştüm. "Böyle yapacaksın kucağıma oturacaksın." Kalkmaya yeltelendiğimde beni iyice kucağına yerleştirdi. "Dolunayda sabrımı sınamak istemezsin Stiles. İnan bana çok vahşileşiyorum, her anlamda." Dişlerini yalayarak beni tehdit ettiğinde hıçkırarak ona iyice yaklaşarak omuzlarına masaj yapamaya başlamıştım ki 15 dakika geçmeden kapının açılma sesiyle kucağından geri kendimi çektim.
Merhaba aşklarım bebek kitabını bitirmem lazım ondan sonra bu kitaba yükleneceğim. Bu arada yazım yanlışları için özür dilerim🥹
Birde Derek'in gözleri hangi renk?
Ela?
Mavi?
Yeşil?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Snowman• BxB
Aktuelle Literatur"Gece altımda ezilmek senin için sorun değil sanırım. Tek bir hareketinde canını çıkarırım Stiles." O beni tehdit ederken benim dikkat ettiğim tek şey ağzından çıkan İsmimi çok güzel söylediğiydi. BxB kitabıdır♥️