Allah aşkı

Hayattan bekletin nedir ?

Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

Her insan doğduğu andan itibaren fiziksel ve psikolojik olarak gelişmeye başlar. Bu süreç yaşamı son bulana kadar devam eder.

İnsan bu süreçte bir çok evreden geçer. Bir çok zorluklarla karşılaşır. Eğer zorlukları nasıl aşacağını bilmiyorsa, ağır bunalımlar yaşamaya başlar.

Allah, insanlardan kendisine ibadet etmelerini ve O'nu Rabb olarak bilmelerini istemektedir. Eğer insan Yaratıcısını tanımıyor ve bilmek istemiyorsa bu durum onu içinden çıkamayacağı bir bataklığa sürükleyecektir.

Almanya'da yaşayan Müslüman bir adam gayrimüslim olan yan komşusunun sürekli alkol kullandığını görünce bu duruma üzülür ve ona neden sürekli beynini uyuşturarak yaşamayı tercih ettiğini sorar. Çünkü alkol kullanan adamın maddi durumu çok iyidir. Mutlu olduğu bir ailesi vardır ve karavanları ile her hafta sonu gezmeye çıkarlar. Aslında böyle imkanlara sahip birinin alkol kullanıp beynini uyuşturmasına hakikaten gerek yoktur.

Gayrimüslim adam neden sürekli alkol kullandığını şu sözlerle açıklamıştır;
"Ben maddi olarak zenginim ve her türlü imkana da sahibim. Ancak bu dünyada böyle imkanlara sahip olduğum halde bir gün ölüp bu imkanlardan mahrum kalacağım. Her geçen gün yaşlanıyorum. Sağlığımı kaybedip en sonunda ölüp yok olmayı düşündükçe bununla baş edemiyorum ve bu sebeple alkol kullanarak bu ağır yükten kurtuluyorum."

Eğer bir insan kendisini bir yaratanın olduğuna inanmıyorsa nimetler içinde bile ızdırap çekebilir.
Bu onun dünya hayatında ki sıkıntısıdır. Peki ya ahirette ?

İnsan aynı şartlarda inançlı olsa haline sürekli şükür eder. Hatta daha kötü şartlarda yaşayan inançlı insan bile onların yaşadığı gibi bir ızdırap yaşamaz. Çünkü bilir ki burada yaşadığı her zorluğun ahirette karşılığını alacaktır. Veya burada ki nimetlerin şükürünü eda ettiğinde ahirette çok daha fazlası kendisine sunulacaktır.

Gerçekten inançsız olmak çok daha zordur. Çünkü bilim henüz her şeye cevap verebilmiş değildir. Yaşanan her türlü zorluğun bilimsel açıklaması yapılmış olsa bile bu insanı ne derece tatmin edebilir ?

Sadece bir defa dünyaya gelen insanın vaktini gerçekten boş işlere harcayıp en sonunda eli boş olarak bu dünyadan göçüp gidiyor olması ne kadar da acıklı bir son değil mi ?

İnsan inançlı değilse hayattan beklentisi nedir? Sadece yemek , içmek , eğlenmek için bu dünyaya gelmiş olamayız.

Bu dünya bir tarladır. İman ise bu tarlada bir tohumdur. İmandan sonra salih amel ise toprağı ve tohumu yeşertecek ve hayat verecek olan sudur. Meyvesi ise ahirette verilmek üzere inançlı insanı beklemektedir. Tarlasını ekmeyen bir çiftçi hasat zamanı mahsulat bekleyemiyorsa, dünyada imansız ve inançsız bir hayat yaşayan insanda ahirette zavallı ve çaresiz kalacaktır.

Bir düşünelim. Bugün tatile çıkacak olsak , hemen büyük bir bavul alıp içerisine tatilde ihyacımız olacak tüm eşyalarımızı doldururuz. Çünkü biliriz ki eğer yanımızda bir şey götürmezsek orada pişman oluruz. İşte kısa bir tatil için bile neler neler hazırlayan insan , ahiret hayatı için hiç bir şey  hazırlamadan bu dünyadan göçüp gidiyor.

Rabbimiz ayetlerde sizden öncekilerin gezip dolaştığı yerlerde bir gezin de bakın sonları ne oldu diyor. Hiç akıl etmiyor musunuz ? diyor.Yani ibret almıyor musunuz ?diyor. Onlardan tek bir ses bile duyamazsınız diyor.

Yarın her şey için çok geç olmadan hedeflerimizi dünya ve ahiret mutluluğunu yakalayacak şekilde belirleyelim.

Kalbinde Allah ve Rasulüne samimiyetle iman taşıyan herkesin kurtulacağı müjdesi bize verildi. Ancak kalbinde tasdik etmediği halde sırf gelenek ve kültür amaçlı  Müslümanım diyen bir insan sizce kurtulabilir mi ?

Aslında gönülden ve samimiyetle iman eden insan yaratıcısı ile iletişime geçmek ister. Bunun ise tek bir yolu vardır. Kuranı Kerim okuyarak bu iletişim sağlanabilir. Kendi dilimize çevrilmiş mealleri okuyarak  samimiyetle inanırsak, gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.

Hedefin bu dünyada sonsuz mutluluk olan ahiret hayatında mutlu olmak ve Allah'ın rızasını kazanmak olsun. 

Kendine iyi bak, Allah'a emanet ol güzel insan.