Chapter Four

251 22 16
                                    

"Yuh!"

Mikasa paketinden aldığı cipsi ağzına atarken merakla ona döndün.

"Bir şey mi oldu?"

"Çabuk attığım hesaba bak"

Hızlıca mesajlara girip Mikasa'nın attığı hesaba baktın.

"Hange kim?"

"Attığı şeylere baksana kızım!"

Hesabı açıp gönderilerini inceledin.

Tanımadığın bir adamla çektiği bazı gönderiler öne çıktığında biraz daha kaydırdın. Arkadaş grubuyla olan fotoğrafları da vardı. Tekrar karşına çift fotoğrafları çıkarken kaşlarını çattın.

"Bunlar ne-"

Gördüğün fotoğrafla duraksadın. Hange denilen kızın beline bağlanmış bir çift kol vardı ancak şaşırdığın nokta bu kolların sahibinin Beden hocana ait olmasıydı. Gönderinin altında ise şöyle yazıyordu; "Sen tekrar gelene kadar kimseye aşık olamam" Üstte ki gönderilerinin altına bakmamıştın ama o siyah saçlı adamla sevgili olduklarına emindin. olmuştu.

"Beden hocanız değil mi bu?"

"Evet. Sen hesabı nereden buldun ki"

"Şey ya"

"Ney?"

"Eren'in hesabına göz atıyordum"

Mikasa'ya inanamıyormuş gibi baktığın da  kendini savunmak için öne atıldı.

"Öylesine bakıyordum! Ve ayrıca çok iyi bir çocukla tanıştım onu sayesinde"

"Ne?"

Mikasa sana telefonundan bir kaç mesaj gösterirken çocuğun bazı özelliklerinden bahsediyordu.

"Adı Jean"

"Bir dakika. Bu gün mu buluşacaksınız?"

"Evet! Sen de gel, yanında bir arkadaşını daha getirecekmiş"

"Bilmiyorum, olur mu ki?"

"Çok güzel olur. Hem belki çift buluşması yaparız"

Mikasa'nın ima ettiği şeye kaşlarını kaldırarak cevap verdin.

"Bu çocuk Eren'in neyi oluyor?"

"Eski bir arkadaşıymış. Eskiden Eren'i sevdiğimi anlayıp uyarmışı beni. Sonradan birlikte çekildikleri fotoğrafları görünce yazmak aklıma geldi"

"Getireceği arkadaşı kimmiş?"

"Bilmiyorum ki. Çok ısrar etmiş gelmek için"

"Hazırlanalım o zaman?"

Odana doğru giderken Mikasa da elinde ki çerezleri bırakıp seni takip etti.

Duşa girip çıktığın da saçlarını kurutmaya başladın, Mikasa buluşma saatini akşama ayarladığı için şanslıydın.

"Bu şaheseri dolabında ne kadar saklamaya devam edeceksin?"

Elinde tuttuğu elbiseye baktığın da sen de olduğundan haberinin olmadığı bir şeyle karşılaştın. Siyah, etek kısmı fırfırlı ve hoştu.

"Bilmiyordum bile ben de olduğunu!"

"Bunu kesinlikle giyiyorsun"

Mikasa elinde ki elbiseyi yatağın üstüne bırakırken kendine elbise bakmaya devam etti.

>>>>>>

Son kez aynada kendine bakarken yüzünde kararsız bir ifade vardı. Elbiseyi uzun zamandır dolabından çıkarmadığından sen de nasıl durduğunu da bilmiyordun. Göğüslerin zamanla biraz daha büyümüştü bu yüzden elbise dekolteli gibi gözüküyordu.

Tekrar elbiseni düzeltirken önünde ki kafeye ilerledin. Yol boyunca düzeltip durmuştun üstünü, psikolojik olarak rahat hissetmiyordun.
Mikasa koluna girdiğin de onunla beraber içeri geçtiniz.

Mikasa seni yönlendirirken geçtiğiniz masaları inceledin. Hangisi olabilir diye bakıyordun. En son bir ikilinin yanına ilerlediğinizi fark ettiğin de duruşunu düzelttin. İkili selam vermek için kalktığın da Mikasa'nın beğendiği çocuğu seçmiştin direkt. Elini uzattığın da sıktın hafifçe.

"Jean ben"

"Y/N"

Sıra yanında ki sarışın çocuğa geldiğin de onun da elini sıktın. Sıktığın elinin terli olduğunu fark ettiğin de gülümsemek zor olmuştu.

"Tanıştığıma memnun oldum Y/N. Reiner ben de"

~~~~~~

yn ile alakalı kötü bir düşünce bırakmak istemem sizde yn ereni kullanıp hem kendisine yapılan zorbalığı durdurmak hem de mikasaya olan davranışlarından dolayı onu kötü duruma düşürmek istiyor Eren zaten toxic bir tip ileride değiştirirmiyim bilmiyorum ama şu anlık böyle

bir de medyaya fotoğraf koymaya devam edeyim mi?

physical teacher / 𝘌𝘳𝘸𝘪𝘯 𝘚𝘮𝘪𝘵𝘩Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin