Chapter Six

229 21 30
                                    

yorum yapin yine

~~~~~

Erwin's pov

"Düzgünce konuşalım diye çağırdım seni Erwin, kavga edelim diye değil."

İç çektim olduğum duruma karşı. Hange'nin sevdiği kişiye karışamazdım elbette ki ama en yakın arkadaşlarımdan biriyle sevgili olması hoş değildi benim için.

"Levi ile eskisi gibi olamayacağız artık, bırak da sinirleneyim"

"Derdin Levi mı? Ben de beni sevdiğini düşünmüştüm bir an"

"Senden ayrılırken söylemiştim, artık hislerim yok"

"Sen hep böylesin Erwin. Hayatta ki tek amacın hayallerin"

"Ve başarmama az kaldı"

Bacağımı diğer bacağımın üstüne attığım da Hange göz devirmişti bana karşı.

"Başardığın da boşluğa düşeceksin, hiç bir şey ifade etmediğini göreceksin zamanla"

"Niye böyle bir şey olsun Hange?Çocukluğumdan beri tek isteğim bu benim"

"Göreceğiz. Ayrıca derdin Levi ise ben onunla konuşurum."

>>>>>>>

Yağmur arabamın çatısına tek tek düşerken geceyi güzel kılıyordu. Epey yorucu olmuştu bu gün, eve gidip dinlenmek istiyordum bir an önce. Arabamı çalıştırıp yola girdim hızlıca. Normal de olsa takılmak için bir yerlere giderdim ancak okula gidip gelmek yoruyordu beni. Kırmızı ışık yanarken arabayı yavaşlatıp bekledim. Bu sırada karşıdan karşıya geçen bir kız vardı, tanıdık bir kız.

Yeşil ışık yanarken arabayı diğer yöne kırıp kornaya bastım. Y/N olduğunu düşündüğüm kız arkasını dönerek arabaya baktığın da emin olmuştum o olduğuna. Olduğu yerde durduğun da yavaşça ona yaklaştırdım arabayı. Camın açık kısmından başımı hafifçe uzattığım da şaşırmıştı.

"Y/N ne işin var burada?"

Biraz daha yakınlaşırken yüzünde ki cansızlığı fark etmiştim.

"Hocam"

Sesi de oldukça kötü çıkarken bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım. Kısaca onu süzdüm elbisesinin açık bıraktığı bacaklarına kadar. Bacağının üstünde ki kızarıklılık ile morarma arasında olan iz kendini belli ederken şaşırmama sebep oldu. Hızlıca gözlerimi gözlerine diktim.

"Bir sorun mu var?"

Anlamadığın da hafif eğilerek baktığım iz de gezdirdi gözlerini, haberi bile yoktu muhtemelen. Gözleri hızla beni bulurken düşünmeden cevap verdi

"Hayır!"

Bunun aksini kanıtlayan bir göz yaşı yanağından süzülürken dikkatle izledim. Bakışlarım gittikçe şiddetlenen yağmurun ıslattığı saçlarına gittiğin de ise derin bir iç çekmiştim.

"Arabaya bin, gideceğin yere bırakayım seni"

"Hocam gerek yok"

"Arabaya biner misin?"

İkiletmeden ön koltuğun kapısını açtı, direksiyon da elimle ritim tuttururken iyice yerleşmesini bekledim. Koltuğa otururken, ıslak olduğundan üstüne iyice yapışmış olan elbisesi bakış açıma girdi. Oturunca ise elbisesinin eteği hafiften kıvrılmış, bacaklarını biraz daha öne çıkarmıştı.

Yutkunurken bakışlarımı başka bir yere çevirmeye çalışmıştım fakat bu sefer o iz girmişti odağıma, daha ileri gitmemiş olmasını umdum. Y/N aralık olan bacaklarını birbirine bastırınca odağımı kesip ona baktım. Göz göze geldiğimiz de boğazımı temizleyerek önüme dönmüştüm. Arabayı çalıştırmadan önce üstümde ki ceketi çıkartarak ona uzattım. Bu ikimiz için de daha sağlıklıydı.

"Evim biraz uzak"

"Sorun değil, söyle bana"

"...Şey"

Arabayı yola tekrar sokarken kısa bir bakış attım ona.

"Evinin yerini söyle demek istemiştim."

physical teacher / 𝘌𝘳𝘸𝘪𝘯 𝘚𝘮𝘪𝘵𝘩Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin