Eğer şu anki aklım olsaydı başımda, yemin ederim korumazdım onu. İlk defa kendi benliğimden iğrendiğim gündü gözlerime baktığın gün. Bilemedim kelebeğim, özür dilerim.
Pişmanlığım belki işe yarardı eğer ben sana gelmeye cesaret etseydim. Korkağın tekiyim ama sana aşık olacak kadar cesaret var içimde.
Her gün daha da çöktüğünü görüyorum, eriyorsun.
Benim kanadının gölgesine değmediğim kelebeğimin uçma hevesini ben kırdım. Hakkım yok dimi seni sevmeye. Denedim, yemin ederim denedim. Önce seni sevmekten vazgeçmeyi sonra seni görmekten vazgeçmeyi en son yaşamaktan vazgeçmeyi diledim her gece.
Tanrı'ya her gece bu son gecem olsun dedim. Özür dilerim.
Beni hiç görmemeliydin, benden hiç yardım istememeliydin.
Nefret ediyorum senin yanında olmadığım her andan, seni göremediğim her saniyeden. Güzel severim ben seni, gerçekten bak.
Küçükken babam hep eğer yaptıkların için özür diliyorsan onu hiç yapmamalısın derdi. Belki bu yüzden belki de ben götümden uydurduğum için ama utanıyorum af dilemekten. Yüzüm olmuyor, affetme beni diyorum. Neden yapasın ki diyorum? Ama Minho yaşamıyorum. İçimdeki azap beni yok ediyor.
Bülbülün dut yemesi ile aynı şey benim sana aşık olmam. Ölüyorum bu yolda ama devam ediyorum. İki yıl oldu bugün. Kendimin senin yörüngende deli gibi döndüğümü fark etmemin üzerinden iki koca yıl geçti.
Gece gece kapına sarı laleler bırakan o sapık benim. Sen üzgün olduğunda papatya bırakıyorum ama bu gece üzgün olan benim.
Bu geceyi hatırlar mısın bilmiyorum ama benim yüzümden kendinden vazgeçtiğin gündü. Kendini umursamadan arabalara attığın benim seni tutup kendime çekmemin ardından üç hafta hastanede süründüğüm gece. 12 Haziran...
Yapma bunu kendine atma içine gel bana patla çak ağzıma iki tane her şey senin yüzünden oldu de.
Seni sevmeye cesaret ettiğim için kendimden nefret ediyorum ama en çok senden özür diliyorum. Seni sevmeye cürret ettiğim için özür dilerim kelebeğim.