1.Bölüm

100 36 28
                                    

"Annesinin çiçeğine;

" Eğer bir gün bu satırları okursan kaldır kafanı bak gökyüzüne. Ben oradayım. Ben kalbindeyim, ben sesindeyim, sen benim hiç olmaması gereken değil, en büyük iyiki dediğim sonumsun. "
 

                       
                                 
"Sen gerçeğin ta kendisisin, ilksin, sonsun, kaderinin mağdurusun. Bir ışık yak canın yandığında, bak kendi hayatına, varlığınla yok oldun aslında bu dünyada."
                                 

Her bölüm başı Eflâl'in annesinin ona bıraktığı mektuptan alıntılar okuyacağınızı  belirtmek istiyor, keyifli okumalar diliyorum...


                                  
2 Ay Sonra

Benden istenen buydu. Her gün ilaçlarına hafif hafif zehirler enjekte ederek Şevket Vural'ın hayatını bitirmiştim.

İsmim anons edildiğinde sakince ayağa kalktım. Babası ölmüş bir kız nasıl davranıyorsa bende öyle davranmalıydım. Benden" Vural Ailesi"adına konuşma yapmam isteniyordu.

Konukların önüne gözlerimi yaşartarak çıktım. Herkes simsiyah giymişti ben hariç. Herkesin tam aksine beyaz bir takım ile karşılamıştım babamın ölümünü.

"Ben Eflâl Alya. Damarlarımdaki asil kana yemin olsun ki Vural ailesinin intikamını alacağım."

Yüzyıllardır süregelen şanıma ve şöhretime sahip çıkacağıma, yaşayacak gücü kalbimdeki sesten alacağıma ant içerim."

Salonda alkışlar kopmaya başlamıştı. Farkındaydım " sen mi alacaksın o intikamı bu halinle?" dercesine küçümseyerek alkışlıyorlardı.Alkış seslerini bölen benim sesim olmuştu.

" Siz değerli konuklar huzurunda saygıdeğer babamı rahmetle anıyor, hepimize baş sağlığı diliyorum. "

Ağlayarak kürsüden inmiştim.

Koskoca Şevket Vural'ın yıllar sonra ortaya çıkan kızıydım ben. Tek varisiydim bu mirasın.

Babam ölüm döşeğindeyken kabul etmişti kızı olduğumu. Tüm mirasını da bana bırakmıştı.

Babamın anısına yemek düzenliyorduk. Önümdeki kadehlerden bir tane alarak dikkat çekmeden dışarı çıktım.

Kuytu bir köşeye geçip çalan telefonumu yanıtladım.

"Merak etmeyin efendim, kimse birşey anlamadan işimi halledeceğim. Ama biraz daha dikkatli olmamız gerekmez mi?  Biri duysa ne yaparız? Hem alacağım parayı bu işin hemen sonunda hesabımda isterim haberiniz olsun."

Gülerek telefonumu kapattım. Hedefim konuklardan biriydi.

40 yaşlarında saçları hafiften beyazlamış bir kadındı. Neden öldüreceğimi bilmiyordum. Öldürmekten pek hoşlanmazdım genelde yaralar kaçardım.

Ama görevimdi bu. Sorgulamak, karşı çıkmak, kaçmak yasaktı.

İçeriye geçtim hızlı adımlarla. Hem sohbet ediyor hem de çaktırmadan kadını gözlüyordum. Yanılmıyorsam lavaboya gidiyordu.

Bende lavaboya giden tarafa doğru yöneldim. Geçerken boş duran bir masadaki örtüyü çekip aldım.

Kadın lavaboya adımını atar atmaz elimdeki örtüyü boynuna dolayıp kapıyı arkadan kilitledim.

Ruh Matemi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin