gerçekler.

131 14 10
                                    

Yeni bölüm yorumları ve oyları bekliyorumm, kitaba gösterdiğiniz ilgi ve alaka için teşekkür ederimm💓

Size demiştim ya iki seçenek var diye

"Ya o karanlık yolu aydınlatacaksın, yada o karanlığa mahkûm kalacaksın."

Evet ben asla o yolu karanlık bırakmayacağım, içinde parlayan bir melek var . İçinde myoui mina var.
Ve ben o yolu aydınlatıp içindeki meleğimi alacağım.

Bir anda karşımıza uzun boylu,hafif kilolu ,sarı saçlı ve dünya güzeli gibi bir kız belirdi.

Bize doğru yaklaşıyordu .

Ama ben tanımıyordum. Nayeon a dikkatlice baktım, sanki o bu duruma sevinmişti.

"Bu kim nayeon?"

Nayeon aniden bana döndü

"Şey , benim kız arkadaşım."

ONu bir yerden tanıyor gibiydim,yoksa o...

O tabiki mina nın en yakın arkadaşı jeongyeon!.

Burada ne olduğunu anlamaya calisiyordum ama anlamak ne mümkün...

Nayeon bana jeongyeon ile çıktığını söylüyor ,mina ise neden olduğunu bilmediğim halde ve ben burada .

Sahiden ben neden bu ikisinin yanında olmak yerine tek başımaydım ?neden ?

Jeongyeon bana nazik sesi ile yaklaştı, sanki bir haber verecekti bana .

Fakat bunu nasıl açıklaycağından emin değildi.

Sadece dudaklarının arasından ismimi söyledi ,ben ise meraklı gözler ile en ufak söyleyeceği kelimeyi bekliyorum.

"Chaeyoung"

"Öncelikle anlatacaklarım biraz garip olacak ki , senden istediğim sakin kalman "

Nayeon bir adım ile yanıma geldi ve koluma sarıldı, sanki anlatacağı şey beni yerle bir edecekmiş gibi idi.

"Sadece sakin ol tamam mı chaeyoung?"

Başımı salladım ve bekledim.

"Chaeyoung, mina hamile."

Ne?

Sadece bu kadar mıydı? Yada önemli olan cümlelerin uzunluğu değildi. Önemli olan cümlenin içindeki o anlatmak istenendi.

Bir an dengemi kaybedecek gibi oldum daha sonra tekrar toparladım.

"Ne,yani nasıl?"

Nayeon beni arkamızdaki bankalardan birine oturttu.

"Biliyorum inanılması güç ama mina hamile"

Gözlerim den akmaya çalışan yaşları zar zor tutuyordum.
Onlar da artık dökülmek saçılmak istiyordu.

Buna izin verdim, aniden hüngür hüngür ağlamaya başladım

Sanki kalbimde uzun zamandır bir dengesizlik vardı.

Ta ki bu an gelene kadar.

Kalbim bile kaldırmadı bu cümleyi ,nasıl atacaktı? Sevinçten mi yoksa korkudan mı?

Peki ya ben , ben ne yapacağım.

Ya da o , yani karnındaki şey.

Ya da mina , ona ne olacaktı

O yüzden mi ağlıyordu
O yüzden mi o kadar stresliydi.

Bunu bana neden yeni söylüyorlardı?

Dengemi aniden kaybettim.
Olduğum yere çökmüştüm.

Ben değilde neden mina o acıyı yaşıyor?

Onu şimdi ne bekliyordu?

Ben bunları düşünürken karşımda nayeon ve jeongyeon vardı.

Onların arasından geçtim nayeon beni tutmaya çalıştı fakat jeongyeon nayeon'u tuttu ve ona fısıldayarak bir şeyler söyledi.

Nihayet nayeon beni bırakınca bende hastaneye doğru adım attım.

Mina oradaydı.

O kalabalığın arasından sadece mina ya odaklandım.

Bir eli karnında bir eli de akan gözyaşlarında...

Ona yaklaşıyordum yavaş yavaş

O da bana yaklaşıyordu.

Kızaran gözlerinin bulanık gördüğünde ve acıdığına o kadar eminim ki

Ağlamayı durdurmazssa ciddi anlamda bir baygınlık geçirecekti .

Fakat bu durumda bunu neden düşünsün ki?

Karnında o şey var ken .

Saçımı geriye doğru attım ve o an onu alıp buradan Uzaklaşmak istedim.

Koşar adımlarım ile ona yaklaştım.

Minnie ve Lisa yoktu yanında ben de çok takmadım .

Mina'nın elini hızlıca tutup oradan koşmaya başladık .

Mina ne yaptığımı sorgular bakışlar atsa da ,ben bundan çok memnun dum.

Çünkü onu öylece karnındaki bebek ile bırakmak doğru değildi .

Mina küçük harfler ile konuşmaya çalışıyordu.

Bir şey demek istiyor ama diyemiyordu.

O kadar yorgun bakıyorki.

Onu kollarımın arasından hiç çıkarmak istemiyorum .

Küçükken anneniz size bir bebek alır  , ona gözünüz gibi bakmanızı ister.
İşte tam da böyle ,sizde onu hep saklarsınız herşeyden herkezden.
İşte tam da böyle oluyor.
Ben mina saklamak ve kimseye göstermek istemiyorum
Onu iyileştirmek ,onu herkesden saklamak istiyorum.

Arkamızdaki bağırşları umursamadan devam ettik.
Yorgunluk tan bayılacak halde olan mina için yapacak bir şeyim bile yoktu.

Araba ya yaklaşınca kapıyı açıp onu hemen arabaya bindirdim.
Kemerini de güzelce tam bağlıyordum ki o ince zarif elleri ile bileğimden tuttu.

"Ya canı acırsa?"

O sesinin içinde korku vardı.

Anne iç güdüsü oluşuyordu.

Beni tutan parmakları titriyordu.

Ben ise bana öyle güzel bakarken ,dayanamadım dudaklarına en masum bir öpücük kondurdum.
Aslında onun öpücüğü beni dinlendiriyordu.
Sanki onun dudaklarında dinleniyordum.

Bittiiii
Yeni bir fic yazicam michaeng bunun da finali yakindir askolar
Umarım keyfile okursunuzz💋💓






my first love <3 michaeng Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin