BÖLÜM 1

253 17 44
                                    

Ink'in bakış açısı:

Sıradan bir gün olduğunu söyleyebilirim. Ae'leri kontrol ediyordum. Her birinin düzgün olması önemliydi. Hiç birinde en ufak bir yanlışlık olmamalıydı. Her ne kadar zor olsa bile bunu yapmalıydım. Bu benim işim.

Sanırsam hiç bir sorun yok. Bu durumda biraz mola verebilirim. Ufak bir moladan bir zarar olmaz.

Swap!Sans'ın yanına gitmeye karar verdim. Çünkü neden olmasın? Onunla yapabileceğim bir çok eğlenceli şey bulunuyor. Geçen sefer beraber evini boyamıştık.
Bu seferde eğlenceli bir şeyleri vardır.

UnderSwap'e bir portal açtım. Son kez ae'lere baktım ve portala atladım. Portal dediğim, yerdeki bir mürekkep birikintisi.

Swap'i bulmak çok zor olmasa gerek. Muhtemelen abisi ile beraberdir.

Evlerinin bulunduğu yere doğru yürüdüm.
Hmm. Dışarıda değiller. Umarım evdedirler.

Kapıyı çaldım ve beklemeye başladım. Beni gördüklerinde hoş karşılamalarını bekliyorum. Tabii şaşırma ihtimalleri de var. Ayrıca Swap'in abisi beni pek görmek istemiyor. Sanırsam onun odasına çizdiğim bir kaç resimden dolayı. En azından şimdi daha havalı görünüyor. Her ne kadar beğenmese de.

Kapı açıldı. Kapıyı açan Blue idi. Onu gördüğüme sevindim.

"Hoş geldin Ink! İçeri gel."

Dediği gibi içeri geçtim. Ev eskisi gibiydi. Hiç bir değişiklik yoktu.

Blue kanepeye geçince bende onun yanına gittim. Neşeli görünüyordu. Her zaman öyle.

"Pekala Ink dostum, nedir seni Muhteşem Sans'ın evine getiren. Hehehehehehe."

"Biliyorsun, yapacak hiç bir şeyim yoktu. Ae'ler gayet iyi durumda. Bende belki beraber takılırız diye düşündüm."

"Bu harika bir fikir! Yapmak istediğin bir şey var mı?"

"Sanmıyorum, aklımda bir şey yok."

"O zaman ben Muhteşem Sans'a akşam yemeğinde yardım edebilirsin! Benim gibi muhteşem bir makarna!!"

"Eğlenceli duruyor. Farklı bir tarif uygulayaraktan hayal gücümüzü kullanmaya ne dersin?"

"Ben varım derim!"

"O zaman hadi başlayalım!"

Blue ile beraber mutfağa gittik. Sanırsam abisi evde değildi. Yani özgürdük. Daha önce hiç görülmemiş bir makarna yapmak için malzemeleri aldım. Güzel olup olmayacağını bilmiyorum ama eğleneceğimize eminim.

Bulabildiğim en saçma malzemeleri aldım ve makarna yapmaya başladık.

Bir kaç gülüşme, kahkahadan sonra sonunda makarnayı yapabildik. Yenilebilir olduğundan pek emin değilim.
İkimizde ilk kimin tadacağı konusunda birbirimize bakıyorduk.

Kapımız çalınana kadar.

"Blue, gelen senin abin mi?"

"Gidip bakacağım. Eğer öyleyse sen saklan. Emin ol seni hiç iyi karşılamaz. Son olaydan sonra."

"Bence odası hala harika görünüyor. Neyse ben saklanıyorum."

Mutfak dolaplarından birine saklandım. Blue'nun konuşmalarını dinliyordum.

Sanırsam gelen kişi tam tahmin ettiğim gibi abisiydi.
Anlamadığım bir kaç şey mırıldandılar.
Bir kaç şaşırma ifadesi duydum.
Ayak sesleri yaklaşıyor.
Buraya geliyorlar.
Blue, abisi ile beraber buraya geliyor.
Mutfağa.
Beni bulmamaları için yalvarıyorum. Şu anki durumum ile beni görmemeleri lazım.
Yani en azından Blue'nun abisinin beni hiç görmemesi lazım. Muhtemelen beni gördüğü gibi evden kovar.
Kaçabileceğim başka hiç bir yerin olmaması üzücü.

Bir şeyler daha konuşmaya başladılar. Bu sefer ne konuştuklarını daha iyi anlayabiliyorum.

"Yani tek başına evi yakmadan yemek yapabildiğini mi söylüyorsun?"

"Evet, yaptım! Burada başka kimse yok. Neden olsun ki?"

"Şüpheli konuşuyorsun Blue."

"Ama tek başıma yemek yaptım işte."

"Değişik duruyor."

"Ohh, tatmak ister misin? Kimin ilk tadacağını seçemiyorduk."

"Seçemiyorduk?"

"Yani, eh şey. Off. Boşver. Sadece tadına baksana sen."

Bulunduğum dolaba doğru yaklaştıklarını duydum. Hayır, olamaz.

"Bu dolapların birinde saklanmadığına emin misin?"

"Dolapta mı? Saklanmak için harika bir yer ama hayır. Orada değil. Burada kimse yok. Nolurrrrr sadece makarnanın tadına bak."

"Peki, sadece ısrar ettin diye."

Yanımdan uzaklaştı. Derin bir nefes verdim. Korkudan nefes almamıştım. İyi ki bulamadı. Onunla tekrar yüzleşmek istemiyorum.

Bir kaç öksürük sesi duydum. Bir gümbürtü. Bir kaç çığlık. Koşuşturmaca. Ve dolabın kapağı açıldı.

"Inkkkkk sanırsam abim öldüü!!!!!"

Abisi yerde baygın yatıyor. Blue paniklemiş. Ve muhtemelen makarna mükemmel bir öldürücü madde. Aslında Horror'a tuzak olarak kullanılabilir.

"Blue tamam sakinleş! Muhtemelen ölmedi. Sadece baygın."

"Ama bu benim suçumm. Keşke ona makarnayı yemesi için ısrar etmemiş olsaydım."

"Hayır senin suçun değil. Makarnanın nasıl olduğunu bilmiyorduk."

"Senin burada olduğunu bilmemesi için uğraştım."

"Biliyordum." Blue'nun abisi aniden konuştu.

İkimizde ona döndük. Ayağa kalktı. Kendinden emin bir sırıtışı vardı.

"Küçük numaramın işe yarayacağını biliyordum. Şimdi ise Ink, ÇIK GİT EVİMDEN!"

Bunu duyduğum gibi daha hiç bir şey düşünmeden kaçıp gittim. Kendimi ele vermiştim. Rastgele bir portal açıp içine atladım. Umarım bana fazla kızmamıştır.
Ancak ödüm koptu ya. Öyle taklit yapılır mı hiç? Hele Blue zaten çok korkmuştu.

Ayrıca makarnanın nasıl olduğunu da öğrenemedim. Ama ölmediğine göre kesinlikle yenilebiliyor.

------------
679 kelime! Umarım beğenmişsinizdir.
Mutlu kalın. :)

BİR KAVGA BAŞLAT - ErrorinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin