BİRİNCİ BÖLÜM

20 1 0
                                    

   Herşey bir mektup ile başladı.

   Yine o dökük kulübede üvey anne ve babamla birlikte yaşıyordum. Çiçeklerim ile ilgileniyorum. Babam denen o pislik herif kasabanın kahvehanesinde, annem ise yine dedikodu peşinde. Ben kendi halinde bir kızdım. Ben daha bebek iken bu kulübenin önüne bırakmışlar. Ailem hiç istememiş ama almışlar beni. Kendi ailemi hiç merak etmedim. Zor bir çocukluğum oldu. Benle pek ilgilenmediler hatta bebek iken ilgilenmediklerinden neredeyse ölecekmişim. Komşularım bana bakmışlar. Ergenliğe girdiğimden beri o pislik hep bana yanaştı ama kendimi korudum. Annem umursamadı. Bende komşularım sayesinde kendime bakmayı öğrendim.

   Bir gün temizlik yapar iken bir mektup geldi. Ülkenin en büyük sarayı olan Kıvılcım Sarayı'na çağrılıyordum. Orası prens ve prenseslerinm çağrıldığı büyük bir saraydı. Orada eğitim görür gelecek için hazırlanırlardı. Bu sene kasabalardan birkaç kız da çağrılmış. Nedenini bilmiyorum ama seçilen kızlar arasında vardım.

   Buna çok sevinmiştim çünkü neredeyse 17 yıldır bu çöplükten kurtulmayı diliyordum. Bu mektubu saklayıp onlara göstermeden gidecektim.

   Akşam olmuştu. Yine kavga ediyorlardı. Ama bu daha büyük bir kavgaydı. Onlara aldırış etmeden odamda bohçamı hazırlıyordum. Karar vermiştim yarın gece yarısı kaçıcaktım. Bir anda annem ve babam odaya girdi. Annem "Maria hazırlan, iki gün sonra William ailesinin oğlu ile evleneceksin." dedi. Bi anda şok oldum"Ne!" Diye bağırdım. "Duydun beni. Baban bütün parayı kaybetmiş. Sende onunla evleneceksin." dedi. Ufak bir kahkaha attım. "Bu beni ilgilendirmez. Evlenmeyeceğim." dediğim an annem yüzüme tokat attı.

   Vurmak için yine elini kaldırdığı an elini tuttum ve "Bana bir daha vurmaya kalkma!" dedim. " Öyle olsun. İki gün sonra değil yarın evleneceksin." dedi ve babam ile çıkıp kapıyı kitledi.

   Hızlıca hazırlandım ve bu gece kaçmaya karar verdim. Odamın camını açıp camdan atladım. Yüksek değildi. Tam ön tarafa gider iken annem ile babamı bir kadın ve adamla gördüm. Bizimkilere bir tomar para verdiler. O sıra onların William ailesi olduğunu anladım. Bende arka taraftan kaçtım. Büyük ihtimal beni yarına kadar fark etmezlerdi.

   Bir süre yürüdüm. At arabasına binemezdim çünkü beş kuruş param yoktu. Yürüyerek ise günler alırdı. O an orada bir saman arabası gördüm. Bu samanlar sarayın ahırlarına gidiyordu. Bunu oradaki adamlardan duymuştum. Gizlice arabalardan birisinin arkasına binip saklandım. Araba hareket etmeye başladı ve yarın sabah orada olacaktım. Kıvılcım Sarayı'nda.


Kıvılcım SarayıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin