Bölüm 28

503 13 0
                                    

22 YIL ÖNCE...

Meryem ve Mualla evlerinin önünde oturmuş gelen geçene bakıyor laflıyorlardı.Malum Karacahöyük köyünde bütün kapı önleri böyleydi.Mutfakta genelde herkesin dışarıda olurdu.Sular çeşmeden alınır kovalarla her kapıda bulunurdu.

O zamanlar Meryem ve Mualla genç kızlık yaşlarındaydı.Mualla on yedi Meryem on dokuz yaşındaydı.Köyde herkes bu yaşta evlenirdi.Ama onlar kısmet çıksada istemiyorlardı.Ailelerine çok düşkünlerdi ve ayrılmak onlara zor geliyordu.Anneleri Serap sürekli ısrar ederdi ama fayda etmezdi.Babaları Zeki ise hiç karışmazdı.Kendileri aşık olacak ve istedikleri erkekle evleneceklerdi.Anne ve babaları tarlada çalışıyorlardı.Bazen onlarda ev işlerini bitirdikten sonra yanlarına gidiyor ve onlara yardım ediyorlardı.Tarlada çalışan o kadar çok köylü vardı ki gülmeler,kahkahalar,konuşmalar hiç eksik olmazdı.Yakan güneşe rağmen herkesin yüzünde mutluluk vardı.Bastığın her toprakta alın terleri vardı.Yetiştirilen domatasler,biberler,patatesler,bamyalar...Herşey ama herşey o kadar güzeldiki kimse bunları yemekten bıkmazdı.Düğünler,bayramlar en güzel burada geçerdi.Az"insan oldugu için hep beraber kutlarlardı.Belki az kişilerdi ama içlerinde kocaman umutlar taşırdı hepsi.

''Annemle babam gelirler birazdan sofrayı hazırlayalım Meryem hadi.''

''Abla sen hazırla bu sefer hiç halim yok.'' dedi dudaklarını büktü.

Meryem zorla kolundan tuttu gıdıklamaya başladı zorda olsa sofrayı hazırlamak için ikna etti.Sofrayı hazırlarken Zeki Bey içeri girdi.

''Güzel kızlarım sofrayı hazırlamış bile.Mis gibi yoğurt çorbası kokuyor.''

''Gelin baba oturun hemen,acıkmışsınızdır.'' dedi Meryem hemen servis yaptı.Beraber muhabbet ede ede yemek yediler.Annesi hemen konuşmaya başladı.

''Mualla bak Eyüp abin var ya onun bioğlu varmış Halil diye çok iyi çocukmuş.Paralarıda varmış.Dedi sizin kızla bir görüştelim.''

''Anne kaç defa söyleyeceğim istemiyorum diye?''

''Evlenme yaşına geldin çoktan.Evde kalıcan haberin yok.'' Zeki Bey hemen araya girdi.

''Hanım bırak işte istemiyor kız.''

''Valla isteyecek.Yarın bize oturmaya geliyorlar.Görürsün,beğenirsin,istersin.''

Mualla annesine çok kızsa da onu üzmek istemedi bu yüzden sesini çıkarmadı.Eve kaç erkek görmeye geliyordu savıyordu başından.Yine aynısını yapacaktı.Alışmıştı artık herkes.

Sofrayı toparladılar,yataklarını hazırlayıp yattılar.Mualla ile Meryem konuşmak için annelerinin uyumalarını bekliyorlardı.Her zaman olduğı gibi bu işin bozulması için plan yapacaklardı.Mualla hiç evlenmek istemiyordu çünkü.

''Meryem acaba bu sefer bir şey yapmasak mı?Annem çok üzülüyor sonra bütün gece ağlayacak.''

''Bencede abla.Ama Halil'i tanımıyorsun.Ya çok kötü biriyse,ya sevmezsen?''

''Baksana annem iyi biri diyor.''

''Annem iyi dedi diye aşık mı olacaksın?''

''Sende bilmiş bilmiş konuşma.''

''E biliyorum tabi.Taner'e aşığım ben.''

Meryem iki senedir Taner'le beraberdi.Yaşı gelsin onu istemeye geleceklerdi.Çocukluğundan beri ona aşıktı Meryem.İkiside birbirini çok seviyordu.Ama Taner zengin bir ailenin çocuğuydu.Meryem ona ayak uydurmakta ne kadar zorlansa da ondan bir türlü vazgeçemiyordu.Mualla ise kimseyle evlenmek istemiyordu bir erkekle beraber olabileceiğini düşünemiyordu bile.

''Şimdi yarına bir sürü hazırlık yapmak lazım.Erken kalkarız.''

''Sabah erkenden Taner beni çeşmenin orada bekleyecek.Hemen gelirim ben merak etme.''

''Aman kimseye gözükmede.''

*****

Sabah olunca Meryem hemen Taner'le buluştuktan sonra koşa koşa eve geldi.Ablası bütün kilimleri dışarıya çıkarmş temizliğe başlamıştı.Meryem'de yemekleri yapmaya koyuldu.Elleri çok marifetliydi.Üç saatte erkenden ev işlerini bitirdiler daha gelmelerine çok vardı.

''Abla şu üstüne yeni etek giy bari.Yemenini de topla.''

''Üf tamam.Heyecan yaptım zaten.''

''Aman bir şey olmaz nasıl olsa bunu da beğenmeyeceksin.''

Anne ve babası tarladan geldiler.Onlarda hemen üstlerine düzgün birşeyler giydiler.Oturup beklemeye başladılar.

Tak tak tak.

''Ah geldiler ben bakarım.''

Meryem koşa koşa kapıyı açtı.Kapıyı açtığında annesinden ve babasından biraz daha yaşlı insanlarla karşılaştı.Ve Halil...Oldukia uzun boylu,kara gözler,iri dudakları,kirli sakal.Diğer gelenlerden çok daha iyi göründü gözüne.

Annesi ve babası ayağa kalkıp onları buyur ettiler.Havadan sudan konuşmaya başladılar.Mualla mutfaktan çıkmıyordu.Yemeklerle ilgileniyordu.Sofrayı hazırlamak için çıkacaktı.Adetti oralarda.İstemeden önce beraber yemek yenirdi.Meryem koşa koşa ablasının yanına gitti.

''Abla ben bu Halil'i çok sevdim.Vallahi senin iki katın kadar.''

''Dalga geçmede hadi yardım et.''

Mualla sonunda mutfaktan çıktı.Herkese hoşgeldin dedi.Halil'i görünce oda biraz şaşırdı.Gerçekten yakışıklı bir çocuktu.Hafif gülümedi.Meryem gülümsediğini gördü bir omuz attı Mualla'ya çaktırmadan.İyi anlamına geliyordu bu.Hep beraber sofraya geçtiler.Halil'in annesi konuşmaya başladı.

''Mualla kızımızda pek güzelmiş maşallah.''

''Öyledir benim kızım'' dedi Zeki Bey böbürlenerek.

Herşey gayet iyi gidiyordu.Mualla Halil'den hoşlanmıştı.Gördükçe daha da heycanlanıyordu.Elleri titriyordu.Yemeklerini yedikten sonra evlerine gittiler.

Bir ay boyunca sürekli görüştüler.Daha sonra istemeye geldiler.Halil ile Mualla birbirlerine aşık bir şekilde evlendiler.Mutlu bir evlilikleri vardı.Sıra Meryem'e gelmişti...

Yüreğimde Kalan UmutlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin