"Ve üniforman neden bu kadar dağınık?" Bana üzgün gözlerle baktı. Birden üzerime suçluluk duygusu çöktü. Ah kahretsin bu gerçekten kabaydı, değil mi? Ama ona sorabileceğim her şeyi ve bunu ona sormak zorundaydım. Oikawa'nın bakışları yere kaydı ve bu bardağı taşıran son damla oldu, suçluluk duygum beni ezdi. "Üzgünüm-" Bir saniye duraksadım, neredeyse konuşamayacak kadar suçluydum. Bakışlarımı ondan kaçırdım, ne kadar üzgün göründüğü kalbimi milyonlarca parçaya ayrılmış gibi hissettirdi. "Cevap vermene gerek yok."
"Hey Iwa-chan." Bakışlarımı ona çevirdim ve onun da aynısını yaptığını gördüm. "Arkadaş mıyız?" Genelde takındığı gülümseme görünürde yoktu, bunun yerine üzgün ve biraz korkmuş görünüyordu.
"Tabii ki bu ne biçim soru?" Yani sırf onunla konuşmak için her gün öğle yemeğini atlamıştım, kesinlikle arkadaşız. 7/24 onu düşündüm, sanırım bunu bilmiyordur. Ona arkadaşlığımız konusunda güvence vermeme rağmen, yine de daha mutlu görünmüyordu. Aklıma ne geldi bilmiyorum ama onu gülümserken görmemek, parlak gülüşünün olması gereken yerde kaşlarını çattığını görmek beni çıldırtıyordu. Onu böyle görmekten nefret ediyordum. "Ve arkadaşlar birbirleriyle konuşur. Benimle konuşabilirsin Oikawa. Bunu biliyorsun, değil mi?" Başından beri bir şeyler döndüğünü biliyordum ama hiçbir zaman onun özel hayatına girmek istemedim, ancak şimdi elimde değildi. Onu mutlu etmek istedim, ne pahasına olursa olsun onu gülümsetmek istedim.
"Gerçekten önemli değil! Zaten rahatsız etmek istemem. Iwa-chan rol yapmana gerek yok."
"Rol yapmak mı? Neden bahsediyorsun?" Onun arkadaşı gibi davrandığımı mı düşündü? Umursuyormuş gibi yaptığımı mı düşündü?
"Demek istediğim, her gün gelip benimle konuşmak zorunda değilsin. Arkadaşım gibi davranmana gerek yok, ben kendi başıma iyiyim." Aniden zihnimde bir resim belirdi. Hiçbir şeyi hak etmediğine inanan üzgün, yalnız bir çocuk. Nasıl bu hale geldiğini merak ediyorum. Biri ona bunu mu söyledi? Düşüncenin kendisi beni kızdırdı, neredeyse kanımın kaynadığını hissedebiliyordum. Oikawa'nın elini tuttum ve gözlerinin içine baktım, hüzünle doluydular, eskisi gibi sadece bir renk tonu değil, şimdi içinde boğuluyorlardı.
"Oikawa rol yapmıyorum!" Ona bağırdım, bu onu ürkütmüş olmalı çünkü irkildi. "Ben gerçekten senin arkadaşınım, eğer seni rahatsız eden bir şey varsa lütfen! Sadece... söyle bana." Yavaşça ondan uzaklaştım ama elini bırakmadım.
"Sadece," konuşmaya başladı ve burada olduğumu anlaması için elini daha çok sıktım. Gözlerini kapattı ve başı yere düştü. "Başkaları benden pek hoşlanmıyor. Bu benim hatam gerçekten, keşke beni rahat bıraksalar." Her şey anlam kazanmaya başlamıştı. Dağınık üniforma, pislik içinde hep karanlık bir odada tek başına zaman geçirmek. Yine de kimsenin Oikawa'ya nasıl zarar verebileceğini bilmiyorum. Kim onun gözlerine bakıp da ona el kaldıracak kadar kızabilirdi.
"Kimler?" Onu korkutmamak için sakin kalmaya çalıştım ama öfkeme engel olamıyordum. Birinin Oikawa'yı incittiği düşüncesi kaldırabileceğimden fazlaydı, hiç kavga başlatan biri olmadım ama birdenbire birinin canını yakmak istedim. Elini benimkinden çekti ve ben hemen sıcaklığı özledim. Ahh! Ne düşünüyorum!
"Unut gitsin tamam mı?" Bana gülümsedi ama her zaman olduğu gibi parlak değildi. Bu gülümseme küçüktü ve hüzün doluydu ama onu zorlamak ve rahatsız etmek istemedim, pas geçmek zorunda kalayım.
"Peki." Ofladım ve sandalyeme geri yaslandım.
"Başka bir şey hakkında konuşalım!" Oikawa'nın gülümsemesi yeniden aydınlanmaya başlamıştı, ruh halinin bu kadar hızlı değişebilmesi çılgıncaydı. "Haftasonun nasıl geçti Iwa-chan? Beni özledin mi?" Yüzünde yine o aptal sırıtışla. Onu özlemiştim ama bunu ona asla söylemezdim elbette. Onu tanıdığım için onu benden üstün tutar.
"Hayır, tabii ki bokawa özlemedim." Güldü, beni de güldürdü. Rastgele şeyler hakkında konuştuk ve ben daha ne olduğunu anlamadan ders zili çaldı. Yine Oikawa'dan önce ayrıldım, o hiç derse gitmez mi? Konuşurken o kadar eğleniyordum ki Kindaichi'nin bana anlattıklarını ona sormayı unuttum.
__________
Elini tutması... Gözlerinde ki sıcakları fark etmesi... 🥺🥺
Bölümler kısa ve 6 bölüm.. hikayenin yarısını bitirdik acaba sonu nasıl bağlanacak :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Astronomi [Astronomy | Iwaoi Tr] ✓
Teen Fiction[Çeviri] Iwaizumi sadece öğle yemeğinde ders çalışmak için sessiz bir yer istiyordu, daha önce görmediği üçüncü sınıf bir çocuk tarafından sınıfın işgal edilmesini beklemiyordu. Belki de yeni biriydi? Ama onda bir tuhaflık vardı, o kadar umursamaz...