1. BÖLÜM: Adım Sesleri

110 12 1
                                    

Uçurumdaki Kelebek.

1. BÖLÜM: ADIM SESLERİ

"...öyle ki; ben seni ruhuma ortak edecek kadar sevmiştim..."

***

"Sen beni dile, ben sana koşarak gelirim!"

***

Hayal.

Yaşantıma ters olan bir isim.

Evet, evet. İsmim, Hayal.

Bu lanet hayatta kalabilmek için verdiğim mücadeleye karşın ismim Hayal.

Kulaklığımdan kulağıma yayılan ve duygularımı istila eden şarkı bedenimi gevşetiyordu. Kış ayındaydık ve hava eksilerde dolaşıyordu. Bir kere daha lanet ettim. Hava çok soğuktu ve bedenenim de ruhum gibi üşüyordu.

Lanet olsun.

İçinde bulunduğum montuma daha sıkı sarıldım. Pek işe yaramıyordu ama yapmadan da duramıyordum. Büyük bir çocuk parkına gelmiştim ama birazdan yağacak yağmurdan dolayı kimse yoktu.

Ne zaman şans bana gülümsedi ki?

Cebimdeki telefon titrediğinde sıkıntıyla mırıldanarak elimi cebime attım ve telefonu çıkardım.

Kraliçem... ARIYOR

Lanet olsun!

Ben anneme ne diyeceğim şimdi?

"Kızın kalp hastası ve en yakın zamanda uyuşan bir kalp bulunmazsa ölecek." mi? Hayır, hayır. Bunu anneme söylersem kadın paniğe kapılır ve soluğu yanımda alırdı.

Yanaklarımı şişirdim ve sesli şekilde nefesimi geri üfledim. Yalan söylemekten başka çarem yoktu.

"Efendim, anneciğim?"

"Yavrum... Nasıl da hasret kalmışım sesine... İyi misin, kuzum? Ne dedi doktor?"

Aldın işte başına belayı!

"İyiyim, anne. Sonuçlarda gayet güzel (!) çıktı." Anneme ilk defa yalan söylüyordum. Bunun bedelini elbet ödeyecektim ama şuan başka hiçbir çarem yoktu.

"Aman, aman iyi kuzum. İyi o zaman. Bende kapatıyorum. Kendine iyi bak meleğim, olur mu?"

Dişlemiş olduğum alt dudağımı serbest bıraktım ve gülümsedim. "Tamam. Seni seviyorum, anne."

"Bende seni."

Ve sonra sağ gözümden yuvarlanan bir damla yaş ve dudaklarımdan firar eden hıçkırık. Ne yapacaktım ben?

°•○●●○•°°•○●●○•°

Yağmur damlaları genç kızın tenine değdiği andan beri yakıp, kavuruyordu adeta. Canı yanıyordu. Neden kalbi ona ihanet ediyordu ki? Yaşamaya hakkı vardı ve yaşamalıydı. Hayâlleri vardı onun, gerçekleştirmek istediği.

İleriye doğru bir adım attı. Her bir adımı onu ölüme yakınlaştırıyordu ve bunu bilmesi bile onun için altından kalkılmayacak bir psikolojik yük demekti.

Parmaklarını saç diplerine daldırdı ve olduğu ıslak zemine diz üstü düşerken saçlarını geriye çekti. Canı zaten acıyordu. Saçlarını çekmesi pek de bir acıyı temsil etmiyordu bile!

Ne yapacağını bilmiyordu.

Nefes almak isteyen bir insandı ve bu isteği elinden kaybolmak üzereydi. Ne yapıp etmeli, yaşamalıydı. Daha âşık olacaktı, evlenecek ve çocuklar dünyaya getirecekti. Sonra bir ses çınladı beyninde... "Anne..."

Dudaklarının arasından kaçan o incecik bir inilti, sanki yankılanmıştı bu yağmurlu havada. Hayal, ıslaktı. Düşünceleri bile ıslanmıştı ve üşüyordu. Onun sıcağa kavuşması, kendisine gelmesine ihtiyacı vardı.

Birden bir melodi kapladı ortalığı. Piyano... Birisinin parmaklarını sanki tuşların üzerinde değil de, kendi teninin, hatta kalbine dokunduğunu hissediyordu. Birinin parmaklarını kalbinde hissediyordu... Ve bu... Bu... Hayal'i rahatlatıyordu.

Melodi gittikçe artıyordu ve arttığı her saniye Hayal ağlarken, ruhu temizleniyordu. Yağan şiddetli yağmurla birlikte duygularına karışmış kötü duygular, toprağa akarken, en azından daha rahat olduğunu hissediyordu. Ağlıyordu ama, bu sefer rahatlıyordu. Nasıl bir duyguydu bu? Hiç ağlarken, rahatlar mıydı bir insan?

Ama O, rahatlıyordu. Ve O, rahatlatıyordu.

Nasıl olduğunu bilmiyordu. Nasıl yapabildiğini bilmiyordu.

Rahatlıyordu. Rahatlatıyordu.

Parmaklarına hapsettiği saç tutamlarını tek tek serbest bıraktı. Şimdi daha iyidi işte. Biraz daha kendinde hissediyordu duygularını.

Her iki gözünden de birer damla yaş süzülürken, yanağını, çenesini sızlattı Hayal'in. Bunu hak edecek ne yapmıştı? O, sadece tek bir kalp istiyordu.

O, sadece tek kalp vermek istiyordu.

O, sadece yaşamak istiyordu.

O, sadece bir an önce ölmek ve rahata kavuşmak istiyordu.

O, kollarını serbest bıraktı ve iki yana düştüler.

O, kollarını iki yana bıraktı ve ölmek için dua ettiler.

O, derin bir ağlamanın sonundayken, hıçkırıkları iç çekişlere döndü.

O, derin bir ağlamanın başındayken, iç çekişleri hıçkırıklara dönüştü.

Ve O, kalbini ilk defa sızlarken canı acıdı...





UÇURUMDAKİ KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin