Uçurumdaki Kelebek.
2.BÖLÜM: "İYİ MİSİN?"
"...seni kağıtlara anlatsam ne yazar? Ben kelimelerimi ruhumdaki sana mühürledim..."
***
"Neden sen? diye düşünüyorum. Sonra kendi kendime yanıt veriyorum: Sen benim için dünyaya gelmiş olan bir varlıksın."
***
Kapının kilidini çevirdikten sonra ardına kadar açtım ve arkamdan çarparak kapattım. Dışarıda hava hâlâ berbattı ve evin içi dahi buz gibiydi.
Montumu kollarımdan sıyırdıktan sonra fortmantoya astım. Nefesimi dışarı öyle bi' bırakmışım ki, sıgara dumanı gibi hava çıkmıştı.
Koşa koşa doğalgazın yanına gittim ve sonuna kadar açtım. Isınacağımı sanmıyordum, hatta battaniyenin altına girsem daha iyi olacaktı.
Odama girip üzerimi değiştirdim ve battaniye alarak oturma odasına geçtim.
Üzerime battaniyeyi örttükten sonra başımı yastığa bıraktım ve göz kapaklarımı kapattım.
Bazı şeyleri düşünmem ve karara ulaştırmam gerekiyordu. Kalp hastasıydım ve eğer en kısa zamanda çözüm yolu bulunmazsa öleceğim. Ne yapmam gerekiyordu? Ben yaşamak isteyen bir kızdım ve hayallerim vardı. Mesela istediğim mesleği okuyacağım ve âşık olacağım. Bunlar gibi. Daha sonra sevdiğim adamdan miniklerim dünyaya gelecekti. Benim gerçekleşmesini istediğim hayallerim vardı. Ve ben bunları ne pahasına olursa olsun gerçekleştireceğim. Gerçekleştiribileceğim, değil mi?
Ya gerçekleştiremezsem? Ne yapardım ben? Hayallerim benim umutlarımdı! Ben anne olmak istiyordum ve olacaktımda! Kimse benim elimden anne olma hakkımı alamazdı ki!
Nefesimi dışarı üfledim. Uyumam gerekiyordu. Kendime gelmem gerekiyordu. Zaten hasta olacaktım. Birde ruhsal yorgunluğu kaldırmak istemiyordum. Yoksa biterdim ben!
Koltukta sağa doğru döndüm ve kolumu yastığın altına sıkıştırdım. Ne yapacaktım, ne yapacaktım, ne yapacaktım!? Benim bir kalbe ihtiyacım vardı. 'He' denildiğinde de bulunacak bir şey değildi ki. Kalbim sızladı.
Yarın hastaneye gidip doku örneklerini bırakıp, sıraya girecektim. Biliyordum ki asla dokularımız uyuşan biri çıkmayacaktı ve ben o çok istediğim hayallerimi gerçekleştiremeyeceğim. Ben ne yaptım da hayalimi elimden kaybediyorum?
Şansa bak, adım da Hayal!
Bu sefer de koltukta sola doğru döndüm. Hiçbir türlü rahat yatamıyordum. Aklım sürekli hayallerimde ve kalbimdeydi. Bu hayatta bana kalbini verecek kim vardı ki? Hem bulundu diyelim, dokularımız uyuştu diyelim, O insan salak mı ki bana kalbini versin? O'nun kalbini çalmama izin versin? Yok daha neler!
Üzerimdeki battaniyeyi ittirdim ve mutfağa doğru adımladım. İlaç içmezsem kendime asla gelemezdim ve bedenende berbat olurdum. Ruh denilen şey zaten bende yavaş yavaş tükeniyordu...
"Anne..."
Kulaklarım çınladı. Bana 'anne' diyen küçük bir melek yada yakışıklı küçük bir prens... Âşık olduğum adamla evlenmiş ve bir miniğimiz olmuş...
Elimdeki su bardağı donup kalırken, boğazımda ki ilacı yutkunamadım. Bunların hiçbiri olamayacaktı işte!
Titreyen parmaklarımı yok sayarak su bardağını yavaşca masaya bıraktım ve zorla boğazımda kalan ilacı yutkundum. Resmen karanlığımın kapısını aralıyordum. Kendi ellerimle, kendi kaderimle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUMDAKİ KELEBEK
Ficção AdolescenteHayal AKBAŞ; avcunun içine kırık cam parçasıyla diktiği umutları olan, sadece birkaç ay sonra bedeni toprağın altında yatacak bir kız. Aden KORAY; tek sığınağı hastane yatağında yatan amcası... Aile kelimesinin sadece kelimeden ibaret olduğu bir...