3. BÖLÜM: Acı ne demekti sahi?

52 8 0
                                    

Uçurumdaki Kelebek.

3.BÖLÜM- ACI NE DEMEKTİ SAHİ?

"...acıyı en iyi tanımlayabilecek bir insan acının ne olduğunu sorabilir miydi?"

***

Aynada ki yansımam kendimden korkmam için bir sebepti. 

Her insan, kendi yansımasını görünce korkmalıydı.

Aynada ki yansımamız kişiliğimize ters düşüyordu. Sen aynaya gülümseyerek bakarken, aynada ki sen; sana yüzünü asarak bakıyordu. Çünkü yansıma sen değildin, tersindi. 

Son kez yüzüme su çarparak havlu kağıdı makinesine elimi uzattım ve ıslak avcumu gösterdim. Makineden çıkan peçeteyle yüzümü ve ellerimi kuruladığımda daha iyiydim. 

Yavaş adımlarla gece olmasının verdiği durgunlukla boş olan lavabodan çıktım. Kapı arkamdan kapanırken geldiğim yönden geri gitmek için soluma dönmüştüm ki erkekler tuvaletinden O çıktı. Bu üçüncüydü. Neden sürekli karşı karşıya geliyorduk?

Beni fark edince hafif durdu ve gülümsedi. "Baksana," dedi. Tek kaşımı kaldırdım. "Bu sefer çarpmadım sana."

"Ah," dedim anlamış gibi. "Mühim değil, olur öyle şeyler."

Hafif bir gülümseme bahşetti bana. "İsmin ne?" diye sordum hiç düşünmeden. "Şey... Yani söylemesen de olur. Sadece... Sık karşılaşıyoruz ve düşünmeden... Iıhm... Birden döküldü soru dudaklarımdan. Ah, neyse boşver."

"Aden," dedi gayet rahat bir tonda. "İsmim, Aden." 

Şaşkın bir ifadeyle "Anlamı ne?" diye sordum. Hay, lanet ağzım!

"Cennet bahçesi," dedi. "Seninkisini öğrenebilir miyim?"

Suratım hafif düşecek gibi olurken toparlandım. "Hayal."

Dudakları kıvrılırken gözlerini 'vaov' dercesine oynattı. "Güzel isimmiş," dedi. İçimden "Ah, ne demezsin," diye geçirdim. Kim bilir şuan hayatımın ne kadar boktan olduğunu bilseydi şaşkınlığı ne olurdu?

Elimi uzatıp "Memnun oldum. Ben sizi tutmayım o halde, iyi geceler," dedim. Avcunu avcuma bıraktığında gözlerim direk olarak birbiriyle temasa geçmiş olan ellerimize odaklandı. Vücut sıcaklığım artarak sadece tenine temas eden noktaya toplandığında yutkundum. Havale geçirmekten korkuyordum.

Elimi hafif oynatıp memnun oldum hareketi yaparken gözlerimi en sonunda gözlerine çıkardım ve gülümsedim.

Ama lanet olsun ki o muhteşem gözleri benim kurumuş, biçimsiz, renksiz dudaklarımdaydı. Neden yaptığımı bilmediğim bir şekilde alt dudağıma ağzımın içine yuvarladım. Başını sağa sola salladıktan sonra kendine geldi ve bana özür diler gibi gülümsedi.

"Çok," diye mırıldandı ilk önce. Ne demek istediğini anlamadığımda kaşlarımı kaldırdım. Sanki söylenmemesi gereken bir kelimeyi söylemiş gibi durumu toparlamaya çalıştı ama neden böyle davrandığını anlayamamıştım. "Yani... Şey... Bende memnun oldum, Hayal." Sonra kaşlarını çatarak kendine kızdı ve, "Hanım... Hayal Hanım," dedi.

Durumuna hafifçe gülümseyip birbirine hala temas eden ellerimizi ayırdım. Normal bir insan boşluğa düşecekken, ben neden kollarımın birinden tutulduğunu hissediyordum?

Ben yanından geçerken  gözleri beni takip etti. Koridorda adımlamaya devam ederken bile bakışlarının altında eziliyordum sanki. Sağa doğru döneceğim sırada sanki yapmasını istiyormuşum gibi bir hisle, "Hayal!" diye bağırdı ve ben direk olarak yüzümü ona döndüm. Elini dur dercesine salladı ve koşarak bana yaklaştı. Daha sonra neden bana sarıldığına anlam getirmeye çalıştım.

UÇURUMDAKİ KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin