Her şey 28 Ekim 1993 tarihinde, saat 03.15'te gelen bir ihbarla
başlamıştı.Bu ihbarı duyunca oturduğu sandalyesinden kalktı. O gün gececiydi. Yanında bulunan kişilerin aksine hiç uykulu değildi. Herkes ona yorgun gözlerle bakarken ceketini giydi ve ciddi bir ifade ile sordu:
"Kalkmayı düşünüyor musunuz,yoksa ben mi kaldırayım?
Adamın iş arkadaşları ayağa kalktı ve beraber binanın kapısına ilerlediler.
Kevin Black'ti bu adam. Kara kaşlı, kara gözlüydü. Saçları uzun ve dalgalıydı. Yüzünde şakak kemiğinden çenesine kadar uzanan bir kesik izi vardı. Komiser olarak görev yapıyordu Kevin. Birkaç sene önce bir çatışmada başına sert bir darbe alması sebebi ile hafıza kaybı yaşamıştı. Bildiklerinin büyük kısmını hatırlasa da, hala aklına gelmeyen, çözemediği, ne olduğunu bulamadığı sırlar vardı. Bazı kişi, bilgi, mekan ve olayları hatırlamıyordu.
Olay mahaline gelmişlerdi. Burası bahçeli ve tek katlı, hoş bir evdi. Mekanın burası olduğundan emin olduktan sonra Kevin evin bahçe kapısını açtı ve bahçeye göz gezdirdi. Burası hoş bir arsaydı. Birçok çeşit ağaç vardı: elma ağacı, armut ağacı, kayısı ağacı, kiraz ağacı... Fakat bir darağacı görmek Kevin'ı da, ekibi de şaşırtmıştı. Üzerinde sadece iç çamaşırları bulunan bir adam buraya asılmıştı. Ama adamın boynundaki bıçak kesiği onun boğularak ölmediğinin göstergesiydi. Bunun dışında adamın kollarında birçok çizik vardı, sağ ve sol böğründe derin yaralar vardı (özenle deşilmiş gibiydi) ve adamın göğsünde de derin bıçak yaraları vardı. Adamın ağarmış saçları kan olmuş ve gözlerinin altı morarmıştı. Herkes kurbanın cesedine bakarken evin kapısı açıldı ve yaşlı bir kadın bahçeye, polislerin yanına koştu."E-e-eşim... Uyandığımda onu bulamadım. Dışarıya çıkmış olabileceğini düşündüm. Ve, ve..."
Kadının gözyaşları ve hıçkıra hıçkıra ağlaması konuşmasına engel oldu. Kevin kadına baktı ve zihnindeki soru işaretlerinden birinin cevabına ulaştığını hissetti. Nedense bu kadın ona bir yerlerden tanıdık gelmişti. Kadın da onu fark etti ve gözleri fal taşı gibi olmuş biçimde baktı Kevin'a. Belli ki kadın da onu tanıyordu. Fakat Kevin ile göz göze geldikleri anda başka tarafa baktı. Kevin da arkasını döndü ve cesede tekrar baktı. Hiçbir şey demedi. Ağzını açmadı. Bir dakika sonra tekrar kadına döndü ve olabildiğince hızlı bir biçimde:
"Geçmiş olsun bayan. Bu vakayı da elbette çözeceğiz. İnanın ki adalet yerini bulacak ve katil de parmaklıklar arasında uzun bir ömre mahkum olacak. Bundan emin olun ve bana güvenin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Celladı
ActionŞehre karanlık çöktüğünde o gölge ortaya çıkıyor, ve birini bir cellat gibi boynuna ip geçirip asıyordu.