"Kevin!"
Bu da neydi?
"Kevin!! Buraya!"
Kevin bu saatte -03.15- eve kimin gelebileceğini tahmin edemiyordu. Dur bir saniye, 03.15! Kevin yanı başındaki silahını kaptı ve derin bir nefes alıp yatak odasından çıktı. Yavaş adımlarla ilerlerken aklında birçok şey vardı. Belki de katil onunla yüzleşmek için evine kadar gelmişti. Yatak odasının kapısını araladı ve koridora çıktı. Gözleri her tarafı tarıyordu, her an arkasından geçirilebilecek bir sicim için hazır bekliyordu. Yavaş ve sessiz adımlarla salonun kapalı kapısının önüne geldi. Bir ayak sesi duyuldu. Evet, her kimse o kişi salondaydı. Kevin silahını sıkıca tuttu ve kapıyı tekmeleyerek açtı. Kim olduğuna bile bakmadan altıpatlarını o kişiye doğrulttu.
"Ha s****r! Beni mi vuracaksın!"
"S-s-sen! Senin ne işin var lan burada?"
İçerideki bir kadındı. Katil falan da değildi, Kevin'ın tanıdığı biriydi. Siyah saçları, yeşil gözleri... Ne çok şişman, ne de çok ince bir vücudu vardı. Yüzü güzeldi, bu kadın gerçekten güzeldi. Ve bu kadının da yüzünde de tıpkı Kevin gibi bir çizik vardı. Ama onunki kadar büyük değildi.
"J-J-Jade... Senin burada ne işin var?"
"Kodesteki sürem bittiği anda nereye gidebilirdim?"
"Peki, peki Aldwin'e ne oldu?"
"Aldwin mi? Haha! O p** mi? Beni aldatan adamı mı soruyorsun? Ah... Onun nasıl öldüğünü bilmek istemezsin! Sadece şu kadarını söyleyeyim, benim elimden oldu."
"Bilmem kaç yıl hapsi bu yüzden boyladın."
"Evet. Belki daha da fazla yatacaktım, fakat..."
"Gerek yok. Neler yaptığını tahmin edebiliyorum. Muhtemelen bir rüşvet işidir."
"Hayır, kesinlikle hayır. Bana saldıran adamı öldürdüm, ve bunun farkına varınca bıraktılar.
"Umarım yalan söylemiyorsundur.Seni dişi şeytan!! Haha,hoşgeldin!"
"Eee... Kalacak bir yerim olmadığına göre, müsaitsin sen."
"Bundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Neden hemen bana geldin? Sana evimde kalma iznini vereceğimi nereden biliyorsun?"
"Gözlerin her şeyi anlatıyor, emin ol ki her şeyi."
Jade Kevin'ı öptü ve evini incelemek üzere onun yanından ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Celladı
ActionŞehre karanlık çöktüğünde o gölge ortaya çıkıyor, ve birini bir cellat gibi boynuna ip geçirip asıyordu.