O gün Kevin işe gitti ve Helen'ı buldu.
"Harika, efendim. Burada oldugunuza göre artık sorguya başlayabiliriz!"
"Kimin sorgusu?"
"Alexei Coleman,numaranın sahibi."
"Ah harika! Onunla konuşmayı iple çekiyorum."
"Bay Black, lütfen diğerleri gibi olmasın."Kevin güldü ve sorgu odasına doğru ilerledi. Camın arkasından içeriye baktı. Alexei, sarı saçlı, kahverengi gözlü, genç bir adamdı. Bir gözü kördü, yerinde göz bandı vardı.
Kevin dikkatlice baktı ona. Bu adam ona çok tanıdık gelmişti. Sanki, sanki, bu adam bir soru işaretiydi. Bu çok tanıdık bir simaydı Kevin'a.
İçeri girdi ve elindeki cinayet dosyasını masanın üzerine koydu."Alexei Coleman, değil mi?"
"Evet bayım, benden ne istiyorsunuz?"Kevin dosyayı açtı ve ilk kurbanın fotoğrafını gösterdi.
"Bu adam 28 Ekim'de saat 03.10'da öldürüldü. Onu bir darağacına bağlı bulduk ve ensesinde sizin numaranızın bulunduğu bir kağıt vardı."
Alexei bir an şaşırdı. Numarayı tekrar sordu. Ama Kevin onun numarasını söylemişti.
"Benim bu olayla bir alakam yok. Adam için üzüldüm, fakat katil değilim ben."
"Ne demek olayla alakam yok? Burada yazan numara senin, SENİN!"
"Benim olması katil olduğuma bir delil değil."
"Katil neden senin numaranı yazmış oraya? Ah, tahmin edeyim. Bir yerlerde beni bekliyor olabilir mi? Ve belki de buldu şu an."Kevin Alexei'nin kafasına bir silah doğrulttu. Camın arkasında Helen başını iki yana salladı ve kaydı durdurdu.
"Eğer, her bildiğini anlatmazsan fena olacak!"
"Bak, bu numarayı benim hapse girmemi isteyen biri yazmış olabilir diye düşündün mü? Şehirde bir İngiliz çetesi var. Tommy Braccula tarafından yönetiliyor. Neden bunu gidip onlara sormuyorsun? Üstelik olay mahalinde ve diğer cinayet bölgelerinde de o çetenin kol gezdiğini bilin memur bey. Eğer bu cinayet ile ilgili bir şey bulmak istiyorsanız olay yerlerine gitmelisiniz. Ve Braccula'nın burada oturması gerek."Kevin dışarı çıktı ve Helen da Alexei'nin arkasından geldi. Alexei dışarı çıktığında onu bir Mercedes-Benz aldı ve Kevin onun gidişini izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Celladı
ActionŞehre karanlık çöktüğünde o gölge ortaya çıkıyor, ve birini bir cellat gibi boynuna ip geçirip asıyordu.