Odamdaki boy aynasinin karsisinda belime kadar gelen kestane rengi saçlarimi son kez düzleştiriciyi vurdum. Beklediğim den geç kalkmistim ve elim ayağim birbirine dolanmıştı. Düzleştiriciyi fişten çektim ve çekmecenin içeni tam anlamiyla fırlattım. Uçağımın kalkmasina 1 saat vardi. Ama yetişe bilirmiydim? Buna tam bir cavabim yoktu. Çalan telefonumu çantanin içinde bulmakta zorluk çektim. Bulur bulmaz kim olduğuna bakmadan açıp kulağima götürdüm. "Alo"
"Alo, Arel neredesin?" gözlerimi devirdim. "Sanada günaydin Arya"
Seslice nefesini verdi. "Kızım geç kalıcaz" evin kapisini kitlileyip hizli adimlarla arabaya yürüdüm
"Tamam Arya şimdi arabaya bindim geliyorum"
"iyi çabuk ol. Öptüm" tebessüm ettim
"Bende" telefonu kapattim ve kontağı çevirdim. Bahçeden çıktım ve izmir hava limanına doğru sürmeye başladim. Ben Arel Akın 25 yaşındayim. Az önce telefonda konuştuğum kişi ise Arya Doğan Kendisi yillardir hem kardeşim hemde en yakin dostum. Biz izmirde polisten bağımsız kurulan bir ajan örgütünün üyeleriyiz. Patronumuz Sevda abla yaklaşık on gün önce önümüze Boğaziçi üniversitesindeki olayı getirdi. 18 yasinda bir genç kiz elleri kesilmiş bir şekilde ölü bulunmuştu arya ile bana verilen görev o okula nakil olan iki yeni oğrenci olacaktik. Çok hoş(!) mezun olduktan 3 yıl sonra tekrar üniversiteye dönüyorum. Bu görev için yeninkimlikler çıkartıldı. Okula gidicez gözlem yapicaz ve bir tehtit olunca etkisiz birakicaz. Görevimiz işte bu kadardı. Bence basit bir görev 18 ila 22 yaş arasindaki gençleri zapt etmenin pekte zor olduğunu sanmiyorum.
(~🐥~)
Valizi arabadan indirdim. Ve sürükleyerek hava alaninin girişine
Getirdim. Birkaç saat sonra istambul da olucaktim. İzmir in havasını son bir kez soludum. Bir daha gelemeyecekmisim gibi. Hava limanın içine girdim. Gözüm saate kaydı. Kahretsin 10 dakika sonra uçak kalkicakti. Koşarak bilette yazan uçağa ayit kolidora gittim. Bilitimi verdim ve koşarak uçağımın yanina geldim. Ucu ucuna yetismistim. Uçağa bindim. Gözlerimle Arya yı aradım. İşte mavi kocaman gözlerinde endişe vardı. Sarı saçlarını sıkıca bağlamıştı yanına girttim. Beni görünce boynuma sarıldı. "Lanet olsun Arel nerelerdeydin" hosteslerin ikaziyla yerimize oturduk. "Tırafik vardı biraz" ellerini cebine attı ve bana bir kimlik uzattı. "neyse sorundegil. Bu gorevdeki kimliğin" gülümsedim ve kimliği elime aldım şimdiye kadar elime aldığım sayısız kimlikten biriydi. Kimliği elimde hafifce. Çevirdim. Üzerinde yazan isim Asya Narin'di. Asya bu gorevdeki adım. Beğenmediğimi söylemek yalan olurdu.
Kimliği çantamin içine attim. "senin ismin ne bu gorevde" diye sordum.
Gülümsedi "Ece, Ece Doğan" aynı şekilde gülümsedim.
Koltuğa yaslandim. Bir kaç saatlik bir uçuş sonrasinda istambulda olucaktik. "Sence bulabilicekmiyiz?"
Neyden bahsettigini biliyordum görevimizi yani o iki katili bulmamiz gerekiyordu. "Bulucaz eminim" dedim mavi gözlerinin içine bakarak. Burukca gulumsedi "Sevda abla pek öyle demiyo" gözlerimi devirdim.
Sevda abla bizi simdiye kadar egitmis egitmenimizdi. Yıllardır birçok gorev yapmistik ama onun gözunde hala yetersizdik. "Basaricaz inan sen bana" gülümsedi. Oda koltuğa yaslandi ve gözlerini kapattı. Kolay olmiyacaktı bunu biliyordum çünkü hicbir iz bırakmadan kaybolmak pekte kolay değildi ama biz de boş insanlar değildik bu dönem icerisinde o katili bulacaktık bundan emindim. Adımın Arel olduğu kadar hemde.
(~🐥~)
Yaklaşık 3 saat içinde uçaktan inmiş ve kalicağımız eve gidiyorduk. Tabi Arya'nın söylenmeleri eşliğinde
"Ev sırf okula yakın olsun diye tutmuslar. Benim evimin çeyreği kadar bile değil 2+1 ev mi olur gözünü seveyim ya" sadece kafamı sallamakla yetindim. Arya gösterisi seven bir kızdı. Arya'yla beraber büyümüştük. Biz yetim çocuklardik. Zaten ailesi olan çocukları seçmezlerdi ajan olarak zayıflığa asla dayabamazlardi.
Evin önüne geldiğimizde Arya'nın söylenmesi nihayet sona ermişti. Cebimden anahtarı çıkardım ve kapiyi açtım. 2+1 olmasina rağmen ev oldukça genişti. Ferah bir kolidoru vardı kolidordaki kelebek tablosu ayrı bir hava katiyordu. Kolidorda dört kapı vardı. İlkinin kapısını açtığımızda mavi ağırlıklı bir odayla karşılaştık bu oda Arya'nın olmalıydı. En sevdiği renk maviydi. Arya valizini odaya bıraktı. Hemen karşıdaki kapiya yöneldik. Bu oda yeşil ve kahverengi ağırlıklıydı en sevdigim renkler. Bende valizimi odama bıraktım. Diger kapilardan biri lavoboya digeride banyoya açılıyordu.
Kolidordan dümdüz ilerledigimizde salona aciliyyodu. Burada bir kapı yoktu salon ve mutfak ise ic içeydi. Amerikan mutfağı havasını katiyordu.
Salona girdim ve tekli koltuğa kendimi attım. Yolculuk etmeyi hiçbir zaman sevmemistim. Arya ketıl a su koydu ve yanima geldi. "Arel silahlar nerede?" tabi silahlar evin heryerinde silahlar vardı. "odalarımızda çoğu yatağın altinda ve dolapta. Mutfakta çekmecenin icinde bir tane var. Salibda ise televizyon ünitesinde. Banyoda kuru sıkı var havlu dolabinda. Aradada kelebek tablosunun arkasinda yapistirilmis bir tane var. Bıçak isine çok girmeyin diyolar ama çantalarimizda ve ayakkabılıkta birer tane var. "kafasını onaylarcasina salladi ardından ketıldan ses geldi. Arya yanımdan kalktı dolaptan iki bardak çıkardı iclerine nescafe koydu ve getirdi.
" Al yarın pekte iyi bir gün olacağını düşünmüyorum. "elinden kahveyi aldım ve küçük bir yudum aldim.
" Merak etme kimlerle baş ettik iki ergenlemi edemiyicez" gülümsedi ona karşılık verdim. "Arel film izliyelimmi?" mavi büyük gözlerini heyecanla bana yönelmişti. Bu masum yüzün altindan neler çıktığını biliyordum. Gülümsedim "sen seçiceksen olur" heyecanla ellerini çırptı" açıyorum o zaman bir tane."
İnteenetten daha once izlemediğimiz bir film aramaya başladı. Ben de o sırada mısır patlatıyordum. Biz gelmeden iki gün önce altı aylik erzak eve doldurulmustu. "Arel buldum bir tane" patlayan mısır tenceresini sonkez salladim. "Geliyorum şimdi" mısırları iki. Tabağa koydum. Dolaptanda birar tane kola alıp Arya nın yanına gittim. Elimden bir kaseyi ve kolalardan biribi aldı. "Teşekkürler bebiş" gülümsedim. "rica ederim" oturduk ve filmi izlemeye başladık. Film yetimhanede geçiyordu. Şimdiye kadar birçok film izlemistik ama bu film bizi ayrı etkilemisti. Küçükken yaşadığımız herseyi tekrar gözlerimizin önünden geçti. Dolu gözlerle filmi bitirdigimizde saat 12 ye geliyordu. Gözlerimi elimin tersiyle sildim. "Hadi Arya git yat artık yarın okula gidicez" başıyla onayladı ve gözlerini sildi. "sen?" televizyonu kapattım ve tekrar ona döndüm "Buraları topluyayım bende uyucam" kafasını salladı. "peki iyi geceler" sıkıca bana sarıldı. "sanada" kollarımı ona doladım. Simdiye kadar birçok şey atlatmistik biz beraber büyüyen iki kardestik kan bagimiz yoktu aynı yetimhanede büyümüştük ama birbirimize o kadarda bağlıydık. Arya ile ayrıldık uyumak için odasına doğru gitti. Bende.salonu düzelttim bulaşıkları makineye dizdim. Saat çoktan bir olmuştu ama uykum yoktu. Odama gidip üstümü değiştirdim. Mavi bir şort ve beyaz bir tişört giydim. Yarın okulun ilk günüydü ama bizim için önemli olan okul değil katillerdi tahminimize göre iki kisiydiler. Yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım. Yarın zor bir gün beni bekliyordu çünkü hata yapma şansım yoktu. Sevda abla. Beni istememisti Arya yı istemişti. Arya çok ısrar edincede beni almak zorunda kaldı bana en çok dediği şey hata yapma şansımın olmadığıydı. Ne kadar bana karşı gaddar birisi olsada ona teşekkür etmeliydim. Çünkü beni o cehennemden kurtarmıştı. Gözlerimi kapattım. Uyumam lazımdı sabah uykusuz kalırda bişeyi gözden kaçırma ihtimalini kabul edemezdim.
Kendimi uykunun yumuşak kollarina bıraktım.
(~🐥~)
Saat sabahın yedisiydi. Arya çoktan uyanmış saçlarını düzleştiriyordu. Ben ise hala uyuduğum kıyafetlerin içindeyde kahvaltı hazirliyordum. Yumurtayıda masaya bıraktım sofra hazirdi. "Arya hadi gel kahvaltıya"
"Geliyorumm" Arya saçını düzleştirmis sarı bir elbise giymişti.
"Arya okula gidiyoruz" bana göz devirdi."biliyorum canım bu elbiselere sevda abla giy dedi ve oldukçada güzel" kıkırdadım" bu kadını amacı ne ya" sandalyeyi çekti ve yanıma oturdu "Bence bir yandanda bizi evlendirmeye çalışıyo" gülümsedim "ordaki yaş grubuyla bizimki birmi" dudagini büzdü "kendimden küçük bir koca istemiyorum" önumdeki zeytini ona fırlattım "evlenmek için çok erken salak. Neyse hadi kahvaltını et" sözlerini sofranın üzerinde gezdirdi. "Ellerine sağlık Arel ciğim" "Afeyet olsun Aryam" sessiz bir kahvaltı oldu. Geç kalmamak için masadan erken kalktim. Odaya gittim ve dolabi açtım siyah mini bir elbisenin üstunde bir not vardı [Arel ilk gün bunu giyin!]
Göz devirdim elbise giymeyi severdim ama suan bir gorevdeydik. Elbiseyi hızlıca üzerime geçirdim. Dizimin bir karış üstünde bitiyordu. Kısa olmasina ragmen cok rahattı. Aynanın karşısına geçtim saçlarımı hızlıca. Taradım ve açık biraktim. Makyaj masasına yöneldim. Yüzüme güneş kremi sürdüm. Rimel ve açık tonlu bir ruj sürdüm. Bu kadarı yeterliydi sonuçta okula koca bulmaya değil iş için gidiyorduk. Boynuma, dizlerime ve saçımın arkasına parfüm sıktım.
Ortaboydaki siyah çantamı alıp odadan çıktım. Arya çoktan kahvaltısını bitirmiş ve sofrayı toplamıştı beni görünce gülümsedi. "çok tatlı olmuşsun yaa" ona gülümsemeyle karşılık verdim. "Hadi hazırsan çıkalım Arya." kafasini salladı. Ellerini yıkayıp, koltugun üstünden çantasını aldı ve yanıma geldi. "Hadi gidelim" kafamı salladım. Ayakkabılıktan siyah topuklu bir çizme buldum. Dizlerimin altında biten çizmeyi giyindim. Arya ise siyah bileğini saran bir topuklu ayakkabı giydi.
"Arel heyecanlımısın" kafamı olumsuz anlamda salladım. "Değilim Arya çünkü çoktan üniversiteyi bitirdik." kafasini salladı. "Ben heyecanlıyım yaa" gülümsedim "Neden?" bana imanlı bakışlar yöneltti "belki hayatımızın aşkıyla orda kavuşuruz" göz devirdim. Oradakilerin çoğu bizden küçük ve biz bir görev için oradayız. Dudağını büzdü ve kapıdan çıktı. Kıkırdadım "Üzülme sana koca bulucam" kahkaha attı. " canımsın yaa" evden çıktık ve arabayı binip okula doğru yöneldikMerhaba güzel okurlarım bölümü umarım begenmissinizdir. Hepinizi seviyorum yeni bölümde görüşmek üzere 💓💓💓