YENİ HAYAT

5 0 0
                                    

*1 yıl sonra*

"KOĞUŞ KALK! AYÇA KOŞ, SANA GÜZEL BİR HABERİM VAR! "diyerek sabahın köründe yetimhanede inleyen bu sesi tanıyordum. Ahmet amca bizi uyandırmaya gelmişti, fakat benimle ne işi vardı ki? Yavaşça yataktan doğrulduğumda çoğu kişinin homurtularını duydum. Kendime gelip etrafa bakındığımda Ahmet amcayı dibimde beni sırıtarak izlerken buldum. Ben yüzümü ovalarken hafifçe üzerime eğilerek, " Ayça'cığım, çabuk uyan! Sana güzel bir sürprizim var! " diyerek yorganı üstümden çekiştirince yüzümü buruşturarak doğrulduk. "Çabuk giyin kızım! Seni bekliyorum! " diyerek çıktı. Ranzamın üstünde yatan ve hayatımda gördüğüm en enerjik kız olan Esra bi' anda kafasını aşağıya sarkıtarak bana baktı, göz göze geldiğimizde hemen aşağıya indi ve yatağımın yanına gelip kolumdan çekiştirerek, "Hadi be kızım! Belki sana aile olmak isteyenler vardır! " dedi ve beni kaldırmayı başardı. "Sus Esra, istemiyorum ben aile falan. İyiyim ben. " diyerek hâlâ çatık olan kaşlarımla lavaboya yöneldim. Ailemin acısı hâlâ geçmemişti, yaramdan hâlâ oluk oluk kanlar akıyordu. Fakat diğerlerine yansıtmamaya çalışıyordum çünkü beni burada gerçekten seviyorlardı ve endişelenmeleri istemezdim. Lavaboda işlerimi halledip kıyafet dolabıma yönelerek dar paça mavi bir pantolon üzerine kalçamın biraz üzerinde biten beyaz bir tişört geçirdim ve omuzumda biten dalgalı saçlarımı tarayarak odadan çıktım...

Odadan çıktığımda direk kapının önünde bekleyen Ahmet amcayı gördüm. Beni gördüğü gibi sırıtarak yanıma geldi ve elini omzuma koyarak omzumu okşadı. Ona gülümsediğimde bana başıyla 'gel' işareti yaptı ve birlikte müdürün odasına giden kata çıktık. Kaşlarımı hafif çatarak, "Müdürün odasıns mı gidiyoruz? Neden? " diye sorduğumda elini ağzına götürerek 'sus' işareti yaparak, "Şşht. Soru sorma güzel kızım. Sürpriz olsun. " dedi ve bana göz kırparak elini omzuma attı. Müdürün odasına geldiğimizde kapıyı tıklatarak içeri girdik. Ahmet amcanın arkasında ilerleyerek yavaşça içeri girdiğimde içeridekileri inceliyordum. İçeri girdiğimde ilk gördüğüm kişi bana merhametle bakan, yeşil gözlü ve sarışın, tahminen kırklı yaşlarında olan bu kadındı. Biraz daha sağa bakınca bir adam daha gördüm, o ise kahverengi gözlü ve kumraldı. Ama bakışlarında yine merhamet vardı. İkisi birden beni gördükleri an ayaklandılar ve gözleri parladı. İkisi de bana gülümsüyordu. Heyecandan ellerini nereye koyacaklarını bilmiyormuş gibi bir halleri vardı. Müdür, "Buyur, otur kızım. Ahmet, sen çıkabilirsin. " diyerek Ahmet amcaya kapıyı gösterince Ahmet amca bana son kez destek olmak istermiş gibi, "Güçlü kızım benim. Seni sevdiğimi unutma. " diyerek sırtımı sıvazladı ve çıktı. Yavaşça oturduğumda müdür gülümseyerek konuşmaya başladı. "Ayça'cığım bu hanımefendinin adı Seçil, bu beyefendinin adı ise Murat. Onlar seni evlat edinmek istiyorlar. Durumları gayet iyi ve tecrübeleri var. Senin yaşında bir kızları daha var, onun adı da Selin. Lütfen, hemen reddetme. Seni istediğin okula gönderebilirler. " normalde reddeceğim fikir son cümleden sonra biraz mantıklı gelmeye başlamıştı. Çünkü güzel bir mesleğimin olması annemin vasiyetiydi, bu yüzden çok çalışıyordum. Ortamda birkaç saniyelik sessizlikte bunları düşündükten sonra, "Denemek istiyorum... " demekle yetindim. Müdürün hiç beklemiyormuş gibi gözleri büyüdü. Adının Seçil ve Murat olduğunu öğrendiğim adam ve kadın ise bana bakarken gözleri dolmuştu ve hafif tebessüm ediyorlardı. Seçil Hanım, "Çok teşekkürler Ayça'cığım. Senin hayatını öğrenince sana yardım etmek istedik. Umarım iyi anlaşabiliriz. " dediğinde yavaşça ellerimi tutmuştu. Rahatsız olmamıştım bu yüzden elimi çekmedim. Fakat aklıma annem ve babam gelince gözlerim doldu bu yüzden başımı yavaşça aşağıya eğdim. Murat Bey ise, "Güzel kızım... " demekle yetindi. Gerçekten iyi insanlara benziyorlardı. Ama asla annem ve babamın yerini tutamayacak olmaları onlar için üzücü olmalıydı, bu yüzden onlara bir şey söylemek yerine başımı aşağı yukarı sallayarak hafifçe içten bir şekilde gülümsedim...

*2 hafta sonra*

Seçil Hanım ve Murat Bey'le baya vakit geçirmiştik. Tanıştıktan sonraki gün beni lunaparka götürmüşlerdi, ondan sonraki gün sinemaya, ondan sonraki gün ise evlerine gitmiştim. Onlara yavaş yavaş alışıyordum fakat onlara baktıkça kahroluyordum. Çünkü aileme çok benziyorlardı... Annemin de gözleri yeşildi ve babam da kumraldı... Hatırladıkça içim daraldığı için iç çekerek valizimi hazırlamaya devam ettim. Evet, evlerine taşınacaktım. Esra 32 diş sırıtarak eşyalarımı toplamamda bana yardım ediyordu. Esra buradaki en güvendiğim arkadaşımdı. Bu yüzden benim güzel bir aileye sahip olacağım için çok mutluydu. O ise daha doğar doğmaz buraya gelmiş, burada büyümüştü. Annesini ve babasını hiç tanımamıştı. Bu yüzden pek üzülmezdi...

Eşyalarımı toplamam bitince yavaş yavaş herkesle vedalaşarak beni bekleyen Ahmet amcanın yanına gittim. Herkes ağlıyordu çünkü herkesle kardeş gibiydik. Ahmet amcanın bile gözleri doluydu. Yavaşça giriş kata doğru ilerledik. Bahçeye çıkınca biraz ilerimizde Seçil Hanım ve Murat Bey'i arabalarında gördüm. Beni gördükleri an gözleri parlayarak arabadan indiler ve yanımıza doğru ilerlediler. Onlar gelene kadar Ahmet amca bir anda beni kendine çekip sarıldı ve, "Beni unutma güzel kızım. Bir şeye ihtiyacın olduğu an telefon etmen yeterli. Seni çok seviyorum Ayça'm... " dediğinde bende yavaşça kollarımı beline doladım ve, "Bende seni çok seviyorum ve seni asla unutmam Ahmet amca. Ara sıra yine görüşürüz. " dedikten sonra ondan ayrıldım. Birbirimize zorda olsa gülümsedikten sonra Seçil Hanım ve Murat Bey'e baktım. Birlikte konuşa konuşa arabaya doğru ilerledik ve arabaya bindim. Herkes bana camdan el sallıyordu. Onlara bakarak yavaşça elimi salladım ve içten bir tebessüm ettim. Benim de gözlerim dolmuştu. Seçil Hanım farkettiğinde, "Merak etme, sen ne zaman istersen o zaman ziyarete geliriz onları kızım. " dedi ve biraz olsun içimi rahatlatmaya çalıştığında ona doğru döndüm ve gülümsedim. O da bana gülümsediğinde Murat Bey arabayı çalıştırdı ve eve doğru ilerledik. Eve geldiğimizde gözlerim kocaman açıldı çünkü ev çok güzeldi. İki katlı bir villaydı. Bembeyaz duvarlarına tezat siyah bir kapısı ve siyah çerçeveli pencereleri vardı. Onlar arabadan indiğinde bende arabadan indim ve kocaman bahçeye bir göz attım. Sonra eve tekrardan gözüm kaydığında ikinci katın penceresinden beni sinirle izleyen ve muhtemelen ablam olan o kızı gördüm. Uzun süre bana baktığı için hafif gülümseyerek el salladım fakat bunu farkettiği an perdeyi çekip içeri girdi. Seçil Hanım yanıma doğru ilerleyerek, "O biraz tabanıdır. Boş ver. Yakında ısınır sana güzel kızım. Hadi geçelim. " dedi ve sıcacık tebessümü içimi ısıttı. Bende ona gülümseyerek peşinden eve doğru ilerledim...

EMANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin