Merhaba. şimdi ilk olarak pek açıklama yapamayız. evet, yapamayız çünkü bu kitabı iki kişi yazıyoruz.Elizya nın ağzından olan bölümler Yüsra Yargı ya Berna'nınkiler ise Betül Kaya ya aittir.Imm... oylarınızı bekleriz iyi okumalar. :)
Elizya'dan
"Ooo! Küçük hanımlar sonunda gelebilmiş.Nerede olduğunuzu sorabilir miyim?" Boğazımda oluşan düğümü yutmaya çalıştım.Bu kadından nefret ediyordum.Nasıl bu kadar korkunç olabiliyordu. "İzin vermediğin okul şenliğindeydik."dedi Berna. Müzeyyen tek kaşını kaldırmış,nefret kusan gözlerle bize bakıyordu.Sahi bizden bu kadar nefret edecek ne yapmıştık ona? "Ve izin vermediğim halde gittiniz."dediğinde sinirden sıktığım çenemi gevşettim. "eeeh yeter be! Bıktım artık annemin izin verdiği yerlere senin izin vermemenden.Sen kendini ne sanıyorsun ya!" Müzeyyen göğsünde bağladığı kollarını çözüp aynı şiddetle bağırdı. "Sen gidebilirsin Elizya! Ama burslu arkadaşlarını ders çalışması ve yurt kurallarının dışına çıkmaması gerek."dedi ve devam etti. yoksa onları burada tutmamızın anlamı kalmaz değil mi? Ve sizin yarın tarih sınavınız var.Arkadaşlarını sorumluluğunu alabilir misin?" "Nasıl bu kadar acımasız olabiliyorsun sırf burslular diye onlara böyle davranamazsın. Onlar olmasa sen ve yurdun bir hiç.Onlar sayesinde çevrenin en iyi eğitimcisi niteliğine sahip oldun.Bu konuşmadan annemi haberdar edeceğim."dediğimde müzeyyen çenesini kapatmış ve olanları kabullenmiş gözüküyordu. "Yürüyün kızlar!" " Eee Müzeyyencim! senin dilinden böyle konuşulur. Para satın almış seni."dedim ve nokta.Tabi ki o kısmı içimden söylemiştim, o kadarı yemezdi. Merdivenleri 3'er, 3'er atladıktan sonra dolapların bulunduğu odaya gelmiştik.Hızla üzerimdekileri çıkartıp pijamalarımı giydim. "Böyle bir insan olamaz."dedi Yasemin. "Elizya ,Annem'e söyleyeceğim deyince nasılda sustu."diye devam etti Kübra.Ben ise konuşulanlara katılmayıp aynanın karşısına geçmiştim.Bugünün güzel olmasını ummuştum ama elimi ayağımı titretecek kadar sinire boğulmuştum işte.Aynaya baktığımda kıpkırmızı bir surat, ağlamak üzere dolan gözler gördüm. Ben şu kızarma işini fazlaca abartmış elma'ya değil güneşte yanmış insana benzemiştim. Elime aldığım pamukla özenle sürdüğüm Eyeliner'ı, sildim.İşim bittiğinde " Kızlar hadi üst kata çıkıp şu Tarih sınavına çalışalım."dediğimde. Hepsi 'olur.'anlamında başını salladı. Berna kolunu omzuma attığında ona gülümsedim. "Anlat" dercesine dudaklarını oynattı. "Sonra" diye cevapladım. Kübra yanımıza geldiğinde "Kızım sen ki Müzeyyen'e caz koymuş insansın.Ne bu moral bozukluğu,ne bu hiddet ,ne bu celal!" "Ne saçmalıyon kızım ya?"dediğimde.Berna "Casper!" diye açıkladı. "He pardon." Dediğinde istemsiz gülmüştüm. Surat ifadesi çok komikti. "Salak ya!"deyip kolunu omzuma attım.Üçümüz Önden giderken diğerlerinin ne yaptığı pek ilgimi çekmiyordu. Sanırım bu ikili en bi sevdiğimdi. "Unutulduk." Dedi Defne arkadan,üzgün bir sesle.Sıla "kesinlikle katılıyorum." Diye sitem etti. Arkamı dönüp üçlüyü baştan aşağı süzdüm "Öyle olmuş galiba.Üzülmeyin lan sizi de seviyorum."dediğimde Defne uzun bacaklarıyla kıymetlime tekme savurdu.Acıyla yere yapıştığımda 5'i birden anırıyordu.Sakin kalıp hiçbir şey olmamış gibi ayağı kalktım. "İnşallah sevdiğiniz çocukların önünde size aynısını yaparlar."diye bağırıp kaçtım.Bunu söylerken pek içten söylemiştim. Bu onları güldüklerine pişman etmeye yeterdi.Hızla çalışma odasına girdiğimde Berna da peşimden gelip "Çabuk geri al o duayı."diye bağırdığında, sırıttım.Malkoç'a rezil olmaktan çok korkuyordu ki bu defalarca başına gelmişti. "Başvuruda bulunmadım canım dua ettim.Nasıl geri alabilirim."dediğimde çoktan diğerleri de gelmişti. "Ulan o söylediğin kavgada denmez insafsız!"dedi Kübra. "Gülmeseydiniz sizde.Bana ne!"deyip omzumu sirktim.Böyle yapınca dudaklarını büzmüş küçük ,şirin çocuklar gibi olurum' sananlardandım ama tabii ki öyle olmuyordu."Boş verin bu kafirin duası kabul olmaz zaten."dedi Berna. " Kim bilir?"deyip sırıttım.İbneliğin sınırlarını genişletiyordum.Tarih kitabımı kapıp,boş masalardan birine oturdum. Tek yaptığım fosforlu kalemle üzerinden geçmekti.Sedeften kopya çekebilirdim.Kızla 1 hafta takılıp kendime bağlamıştım sonra da önümüze oturmasını istemiştim.Ah! o günler Berna'yla neler çekmiştik.Sürekli başarı hikayelerini anlatıp duruyordu.Girdiği bilgi yarışmasında ki madalyalarını görmek için bizi evine davet ettiğini hiç unutamıyorum.Yurda kadar gelip Müzeyyenden izin almayı bile denemişti.İlk defa Müzeyyenin izin konusunda ki tutumuna duacı olmuştuk.Neyse ki kurduğumuz plan işe yaramış ve karnemize yansımıştı. Tarih kitabıyla şehvetli bakışmamızın bilmem kaçıncı dakikasından sonra nihayet dayanamayıp İmparatorlukların ve Padişahlıkların bulunduğu kitabı kapattım. "Kızlar!Ben çok sıkıldım ya. Keşke bizimde İmparatorluğumuz olsaydı." Dedim. "Ah keşke! Elizyacığım."diye atladı Yasemin. " Osmanlı döneminde insanlar birbirleriyle çok güzel konuşurlarmış. Bu konuşma kesinlikle saygı ve sevgi çerçevesi dışına çıkmazmış. Öyle ki ağızlarında çıkan her söz şiir veya mani gibi gelirmiş ama şimdi şu halimize de bir bak." Bazen bu kızla neden takıldığımı ciddi anlamda sorguluyordum. "Eee yasemincim,benim söylemek istediğim o değildi ama bizi bilgilerinle aydınlattığın için sana müteşekkirim."dedim ve çimden bir oh çektim. Valla konuşurken ağzım yamuldu çarpılıyorum sandım. "Aydınlat bizi lütfen." Dediğinde seninde ağzın yamuluyor gibi oluyor mu? Diyesim geldi. "Ya ne bileyim.Bir düşünsenize Babalarımızın kral,bizimde prenses olduğumuzu.Kraliyet Okuluna gitsek mesela."dedim. "Sevdiğimiz çocuklar Beyaz atlı prenslere dönüşse."diyerek hayalime ortak oldu sevgili dostum Yasemin. "Düzgün konuşan prenslere" diye düzeltti Kübra. "Evet."dedim, gülerek. Berna derin bir iç çektikten sonra " Ya aynen, önüne gelen krallık bilmem ne kurmuş. hem de zenginsin. kafa rahat, hayat hoş."dedi."Sadece bizim düzenimize göre bir dünya."dedim. "Ve masal burada bitmiş."deyip tüm ambiyansın içine sıçan Kübra oldu. "Yarın ki Tarih yazılısında da kendi uydurduğunuz Tarih'e göre yazarsınız artık.Geçmeyi de anca hayal edersiniz. "Ulan dizilerde ki öpüşme sahnelerini bölen telefon zili gibisin, bir susmadın be!"dedim bıkkınlıkla. "Ne haliniz varsa görün ben gidip çalışacağım."deyip giden Kübra'nın arkasından baktım.Yeni mi ergenliğe giriyordu yoksa ergenlik bizimkine mi giriyordu bilmiyorum ama genelde ortamın en mantıklı konuşanı o olurdu.Bizim aksimize. "Aşkım meteorum da olabilir dimi?"diyen Sıla'ya baktım. "Kızım bıkmadın mı şu çocuğun peşinden koşmaktan.O çocuk hiç sana bakar mı hiç?"dedim. "Hayır! O bana naz çekiyor,zoru oynuyor."dediğinde ,gözlerim yuvalarında fırlayıp Sılanın kafasına geçirdi. "Ulan bunun hayal dünyası benimkiden de geniş.O yüzden dimi çocuk gördüğü yerde senden kaçıyor."dedi Berna. "Göreceksiniz bak Meteorum da bir gün beni sevecek."deyip gitti. "Vallahi sırayla veriyorlar."dedim. "Kızlar! Size bir şey söylemem lazım."diye söze girdi Defne.Üçümüzde Defne'ye odaklanmıştık. "Ben Tehlikeliyle yapamıyorum artık.Ayrılmak istiyorum."dediğinde Defne'nin Tehlikeliyi ne kadar çok sevdiğini düşündüm,bu kara onun için çok zor bir karardı. "Neden?" dedi Berna. "Çok yoruldum kızlar,bu ilişinin arkasını toplamaktan." "O öfkesine hiç hakim olamıyor.Oysa ben huzurlu bir hayat istiyorum.Hele kıskançlıkları son günlerde iyice değişik bir hal aldı."deyip sustu. "Neden bize hiç bahsetmedin."dedim onunla konuşa bilirdik. "Bu o kadar basit değil yani bu ikimizin arasında geçen şeyler onunla benim özelim.Ben- ben geçer sandım.Bilmiyorum."dediğinde ağlamak üzereydi. "Bence haklı."dedi Yasemin. "Adsad'ın da kıskançlıkları oluyor.Ama canımı asla acıtmaz.Küfürleriyle kulaklarımı cırmalamasını saymazsak." Ben sessiz kalan taraftım.Şaşkınlığımı saklayamıyordum.Tehlikelinin sinirli ve kötü bir çocuk olduğunu biliyordum ama bu çok fazlaydı. "Karar senin Defne.Bize saygı duymak düşer."dedi Berna. "Aynen!"deyip sessizliğimi bozdum. "Tehlikeli kardeşim gibidir ama sende öylesin ve senin mutluluğuna engel olamam.Umarım senin için hayırlısı olur." Ayrıldıklarında tehlikelinin halini düşünemiyordum.Defne'yi çok seviyordu ama içinden çıkamadığı bir karakteri vardı. "Umarım bende bana gerçekten değer veren birini bulurum."dediğinde,Defne'nin bitirmeye karalı olduğunu fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayale Uyanmak
Teen FictionBir sabah uyandığınızda kendinizi hayallerinizin ortasında bulsanız ne yapardınız?