"Heyy, beni bırakın. Yanlış yapıyorsunuz. " dedim tepinerek.
Cevap yok.
"Beni bırakın. Yoksa çok kötü olacak. " dedim en sonunda.
İçlerinden biri konuştu "Kes sesini. Bizi tehdit etmek haddine mi? Yoksa bize bişey yapabileceğini mi sanıyorsun?"
Dudağımı ısırdım "Bırakın beni, size anlatacaklarım var. " dedim yalan söyleyerek.
Kızıl saçlı, savaşçı gibi giyinen kadın tek kaşını kaldırdı"Ne saçmalıyorsun?"
Ellerimi gösterdim "çözün konuşacağım. "
Beni kale almadılar.
En sonunda önümdeki prens dedikleri kişiye baktım.
Gözleri bana kaydı ama hiç oralı olmadı.
"Beni neden bağladınız ki? Suçum ne?" dedim en sonunda.
Siyah saçlı adam konuştu "Prensimizin evine yol büyüsüyle girmeye çalışan bi kaçıksın. Kral senin gibi casusun prens Adrian'ın evine yol büyüsüyle girmeye nasıl çalıştığını çözmeden seni zindana atmayacaktır. "
Kızıl saçlı kadın konuştu "Bir zamanlar vadedilen kurtarıcıyı sende biliyorsundur. Son yakılan kurtarıcı onu müjdelemişti. Herkez biliyor. Onun hakkında pek çok bilgi arıyoruz ama ulaşamıyoruz. Yinede daha öncekini nasıl bulduysak onuda bulucaz ve gerekeni yapıcaz. " dedi.
Yutkundum "Aa evet o hikayeyi duymuştum. Peki benim o olduğumu mu düşünüyorsunuz?" Diye korkarak sordum.
Siyah saçlı adam "Senin o olduğunu düşünsek konumun bambaşka olurdu. "
Kızıl saçlı kadın konuştu "Senin gibi biri o olamaz. O , kendini gözden ırakta saklardı. Eminim kadimler onu bizden korumak için kimliğini gizli tutması gerektiğini de söylemişlerdir. "
Daha konuşmadı. O saraya giremezdim. Girersem çıkamazdım.
Rossi'den bi atak bekledim.
Beklediğim atak geldi ve ellerimi sihirle çözdü.
Şimdi atın canını biraz yakacaktım ama başka şansım yoktu.
Kimse fark etmeden atın üzerine tam oturdum ve ilerde en önden ilerleyen prensin önüne sürdüm.
O kadar hızlı hareket etmiştim ki kimse yetişmemişti.
Prens bunu beklemiyor olacaktı ki yandan bana bi bakış attı ancak buna fırsat vermeden kabzasından kılıcı aldım ve yüzüne hızla bi çizik attım.
O hemen toparlanamadan , ve geridekiler bana yetişemeden atın yelesinden tuttum ve onu hızla koşturdum.
Gözden kaybolduktan sonra ormanın birinde attan indim.
Saraya varmadan kaçmayı başarmıştım.
Öldüreceğim kurban olan Kral Arthur'un oğlu olduğunu öğrendiğim prens Adrian'ı yüzünden yaralamış ve böylece bir cinayete daha teşebbüs etmiştim.
Bu yaptığım bana çok fena geri dönecekti biliyordum.
Amacım öldürmek değildi ancak bu uğurda ben ölmeyi göze almışken başkalarının beni engellemesine asla izin vermezdim. Yoluma kim çıkarsa , prenste olsa hepsini teker teker ezip geçecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtarıcı: Varis #ilmelistan
FantasyEvrenleri bekleyen felaketi biri durdurabilecek miydi? Son yakılan kurtarıcının müjdesi doğru muydu? Kurtarıcı gelecek miydi? Peki tüm evren ejderhalara düşmanken evreni ejderhaların seçtiği Alina'nın kurtaracak olması doğru muydu? Alina ejderhalar...