Keremin yazdığı o mesajdan sonra hemen Zaniolonun yanına gitmem kulağa hoş gelmiyordu, ama aklım bir nevi Keremden intikam alıyor gibiydi.
Kapıyı tıklattığımda çok geçmeden kapıyı açtı.
"Hoşgeldin gelsene" yaptığım bu şeyden en fazla ne kadar utanabilirdim ki en fazla ne olabilir ki aşık fln mı olcam yani ne.
İçeriye girdiğimde evi göz ucuyla incelemeye başladım harika görünüyordu tam bir İtalyan erkeğine yakışır tarzdaydı.Onun peşinden salona geçtik ve koltuğa oturduk.Beni hiç baskılamadan yargılamadan;
"Birşey içer misin ya da aç mısın"diye sordu.
Başımı iki yana salladım.Aslında hiç olmadığı kadar konuşmak istiyordum ama kelimeler bir türlü ağzımdan çıkamıyor gibiydi.İkimizde sessizce otururken sessizliği bozan o oldu."Neyin var iyi görünmüyorsun"dedi
"Her zamanki durumlar işte n'olacak"diye geçiştirdim."Eğer hakkımızda çıkan haberler yüzündense inan-"demesiyle dudağına elimi koyup sarıldım bunu beklemiyordu açıkçası ben bile kendimden böyle birşey beklemiyordum.Gözlerimi kapattım hiçbirsey düşünmek istemiyordum,bir anda terk edilmiştim bunun ağırlığının beni ezmesine izin vermemeliydim.Bu sırada Zaniolo beni kendine daha çok yaklaştırmış ve saçlarımı okşuyordu.Bazılarına bu yaptığım şey saçma yada kötü birşey gibi gelebirdi ama inanın benim o an ruh sağlığım zaten diplerdeydi ne yaptığımın ağzımdan ne çıktığının farkında bile değildim öyle boş boş oturuyordum.Artık hayat geçmiyordu sanki