"BARIŞ ALPER YILMAZ TRAFİK KAZASI YAPTI!"
Sabah saatlerinde Galatasaraylı futbolcu Barış Alper Yılmaz, Giresun yolu üzerinde bir trafik kazası geçirdi.
•
Beste'den
15 saatlik nöbet sonrası uykuma kavuşma hayaliyle hastaneden çıkarken gelen ambulans bütün hayallerimi suya düşürmüştü. Umursamamaya çalışıp yürümeye devam etmek istesem de vicdanım da buna pek izin vermemişti açıkcası.
"Beste!! Acil gelmen lazım!! Barış..!"
Gelen sesle her şey durmuştu sanki bir anda. Ambulansın içindeki çocukluğum, gençliğim, kısacası her şeyimdi.
" Beste!!" dediklerinde kendime gelip uçmuştum resmen hastanenin kapısına.
" Ne olmuş?! Nasıl olmuş?! Biri bir şey anlatacak mı artık!?" dediğimde uzun bir sessizlikten sonra biri konuşabilmişti sonunda.
" Trafik kazası.. Fiziksel bir sorun gözükmüyor. Ama kafa travmasından şüpheleniyoruz." dediklerini başımla onayladıktan sonra hemen acile almışlardı Barış'ı.
Nöbetten yeni çıktığımdan içeriye de almamışlardı. Bir yandan uykusuzluk bir yandan şoke olmamla kafam da hiç yerinde değildi zaten şu an.
Barış.. Liseden beri devam eden mükemmel bir ilişkimiz vardı. Araya ne kadar mesafe de girse vazgeçememiştik birbirimizden.
Elim telefona gittiğinde Barış'tan gelen mesajla gözlerimin dolduğunu hissetmiştim.
~barış
sürpriz yapmak isterdim
ama dayanamadım
ahahshajsh
bayram için rize'ye geliyorum
ilk durağım senin yanın olacak
hemşire hanım
çok özledim be.." Ben de çok özledim be.. N'olur Barış.. N'olur bırakma beni.." diye kendi kendime söylendiğimde çıkmıştı doktor içeriden.
" Hocam Barış..! Barış iyi mi..?"
" Beste.. Şüphelenen kafa tramvası doğru olabilir. Şu an uyuyor. Uyanınca daha da netleşir her şey. Ama Barış'ın hafıza kaybı geçirebilme ihtimaline kendini hazırla."
" Ne demek bu şimdi ya?.." dediğimde hemşire hızla çıkmıştı odadan.
" Hocam!.. Uyandı!.." dediğinde doktorla birlikte ben de girmiştim içeriye.
Doktor kısa süreli bana baktığında önüne geri dönmüştü ardından. Çok bile beklemiştim dışarıda.
" Barış bey.. Nasıl hissediyorsunuz kendinizi?" derken aynı zamanda ışıkla gözlerine bakıyordu.
" Barış mı?.. O kim ya?.."
" Lütfen şaka yapıyor ol sevgilim.." dediğimde bir süre bana bakıp doktora dönmüştü geri.
" Benim başım çok ağrıyor.. Yok mu bir ağrı kesici falan ya.."
Doktor mimikleriyle hemşireye ağrı kesici için işaret ettiğinde biz de çıkmıştık dışarıya.
" Kendi adını bile hatırlamıyor.. Ne yapacağız Seçil Hocam?"
" Zaman.. Beklemekten başka bir şey yapamayız biliyorsun Beste."
" Evet.. Ama ben Barış'ın yanında olmak istiyorum hocam. Lütfen... Belki hatırlamasını hızlandırabiliriz."
" Tamam. Önce dinlenmen lazım. Sen yeni çıkmadın mı hem nöbetten? Hadi evine. Biraz uyu sonra gelirsin yanına."
" Gidemem."
" Beste ayakta uyuyorsun saçmalama. Hadi."
" Söz dinleneceğim ama eve gitmemi istemeyin hocam benden."
" Ah Beste ah.. Tamam." dediğinde gitmişti yanımdan.
O gittikten sonra Barış'ın yanına girme ihtiyacı hissetmiştim. Şu an içinde olduğum durum ne kadar kötü olursa olsun onu çok özlemiştim.
Odaya girdiğimde uyuyordu. Gidip yanımdaki koltuğa oturduğumda açmıştı gözlerini.
" Daha iyi misin?" diye direkt lafa daldığımda şaşırmış olacak ki komik bir bakış atmıştı.
" Evet.. Sen neden buradasın?"
" Hemşireyim. Durumunu merak ettim de bir bakayım dedim."
" Hemşire.. Sen az önce de buradaydın.. Hatta sen bana sevgilim dedin.. " dediği şeyle elim ayağıma karışmıştı.
" N.. Ne alaka ya? Yanlış duymuşsun." dediğimde gözüm serumuna çarpmıştı. Düzeltmek için ayaklandığımda ayağım yatağa takılmıştı. Sendelediğimde zar zor tutunmuştum yatağın demirine.
" Senin gözlerin ne renk ya?"
" Gri.. Çok görülen bir renk değil."
" Evet.. Çok tanıdıklar ama ben kendimi bile hatırlamıyorum.. Çok özür dilerim." dediğinde gözlerim dolmuştu.
" Hiç önemli değil.. Sen iyi ol yeter Barış." dediğimde gülümsemiştik karşılıklı.
" Sen tanıyorsun beni. Anlatsana bana biraz ya.. Kimim ben?"
" Bunun için çok yorma kendini şimdi. Ama söz anlatırım. Birlikte bile öğreniriz hatta tekrardan." diyip göz kırpmıştım.
" Ya en azından adım soyadım mesleğim falan. Böyle hiçbir şeyi bilmemek çok zor be hemşire."
" Tamam tamam. Barış Alper Yılmaz. Ülkenin büyük bir takımı olan Galatasaray'da futbolcusun."
" Neymişim ben be.."
" Ya.. Sen neymişsin be abi.." dediğimde kahkaha atmıştı.
" Gözünden uyku akıyor hemşire. Dinlenmeyi düşünmüyor musun?"
" Düşünürüm bir ara."
" Saçmalama istersen. Kaç saattir uykusuzsun?"
" Ne çok soru soruyorsun ya.. 15. Hatta şu an 16'ncı saat dilimine girdim."
" Sormayız soru artık tamam. Seni düşündüğümden dedim. Yoksa beni ne ilgilendirir bu. Bakmak zorundasın bana her türlü."
" Çok zorlama şansını istersen." dediğimde kafamı yaslamıştım koltuğa.
" Ee anlat ya sıkıldım.." dediğinde çoktan kapanmıştı gözlerim.
•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
uykusuz ve dengesiz || barış alper yılmaz
Fanfic'hep beni bil beni söyle,dilinden düşm'iyim.'