12☀️

99 16 6
                                    

Ayçiçeğim:
Selam

Gizemli:
Selam

Ayçiçeğim:
Nasılsın?

Gizemli:
İyiyim
Sen?

Ayçiçeğim:
İyiyim

Gizemli:
Özüme döneceğim diye gittin başka biri olarak geldin
Felix iyi misin?

Ayçiçeğim:
İyiyim iyiyim

Gizemli:
Beni kandırabileceğini mi sanıyorsun?
Dökül

Ayçiçeğim:
Sana bir şey sormak istiyorum ama emin değilim

Gizemli:
Çekinme
Sor

Ayçiçeğim:
Ne zaman karşıma çıkacaksın?
Ya da ne zaman ismini söyleyeceksin?

Gizemli:
Yakın bir zamanda
Sanırım sandığından daha da yakın bir zamanda

Ayçiçeğim:
Gerçekten mi?
Ben seni zorlamak istemiyorum
Sadece merak ediyorum

Gizemli:
Biliyorum
Aslında seninle konuşmayı bırakmayı düşünüyordum
Uzun bir zamandır

Ayçiçeğim:
Ne?

Gizemli:
Ama yapamadım
Uzun bir süre sana yazmadığım da aslında bir daha yazmayacaktım
Okula gelmediğinde aklım başıma geldi
Seni her saniye özlediğimi fark ettim
Seninle iletişime geçmek benim için çok büyük bir lütuf
Bunu kaybetmek istemedim
Birinden hoşlandığını söylediğinde seni unutmaya çalıştım daha önce denediğim ama başaramadığı şeyi tekrar denedim
Olmadı
Yapamadım
Beceremedim
Her daim aklımdayken seni unutmayı beceremedim
Keşke senden hoşlansaydım dediğinde kalbimin nasıl attığını anlatamam sana
Sanki bir arabayla yarış yapmışım gibi atıyordu
Dün mutluluktan uyuyamadım bile
Bir şansım var gibi hissettim
Sonra sevdiğin başka biri olduğu aklıma gelince sanki uçurumdan düşüyormuş gibi hissettim
Gerçekten bir şansımız olamaz mı? (görüldü 22.53)

Ayçiçeğim çevrimdışı

[Changbin]

Cevap vermedi. Telefonu yatağımın üstüne fırlattım. Oturduğum sandalyeden kalkıp pencerenin önüne gittim. Her zaman kapalı olan perdeyi felix'in evini rahat görebileceğim şekilde araladım. Işıkları açıktı. Perdeleri de açıktı. Odaların içinde gözlerimi gezdirdim. Felix görünmüyordu. Odasını biraz daha inceledim. Çok sade bir odası vardı. Beyaz dolap, beyaz yatak, beyaz bir çalışma masası. Yatağının üstünde siyah çerçeveli bir tablosu vardı. Ayrıca bütün bu sadeliği arasında olan karmaşık bir halısı vardı.

Ben odayı incelerken odasının kapısı açıldı. Felix'in üstünde siyah sweeti ve siyah şortu vardı.

Felix ile zevklerimiz benziyor aslında. Ben de felix gibi sadeliği severim. Her şeyim ya siyah ya beyaz. Karmaşık şeyleri pek sevmem.

Yatağının üstüne oturdu. Yazdıklarıma üzülmüş olmalı. Zaten beni severken neden onu üzdüm ki?

O da beni diğerleri gibi dış görünüşüm yüzünden seviyor. Beni gerçekten sevmiyor.

Tekrar ayağa kalktı. Balkona doğru yürüdü. Beni görmeyeceğini bilmeme rağmen perdeyi birazcık daha kapattım.

Balkon parmaklıklarına ellerini koydu ve kafasını gökyüzüne çevirdi.

You Are My SunshineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin