31🌻

35 3 3
                                    

3.kişiden

Önüne geçen insanlara çarpmamaya çalışarak koşuyordu kaldırımda changbin. Felix'in mesajını aldığı gibi evden bir hışım çıkmıştı.

Olabildiğince hızlı koşuyordu. Bazı insanlara çarparak geçtiği için küfür yemişti ama umursamadan devam etti yoluna.

On beş dakikalık yolu koşarak beş dakikada gelmişti. Koşunun ardından sahile gelmişti. Nefes nefese etrafa bakıp felix'i aradı. Denizin karşısında oturmuş batan güneşi izleyen siyah saçlı genci görünce bir dakika kadar uzaktan izledi.

Esen rüzgarda savrulan siyah saçları, küçük bir tebessüm kondurduğu dudakları, güneşin yüzüne vuran ışığıyla parlayan çilleri ile adeta bir tablo gibi görünüyordu felix. Siyah saçları hâlâ changbin'in kanayan yarası olsada changbin felix'in her haline ayrı hayrandı.

Felix sanki changbin'in orada olduğunu anlamış gibi kafasını ona döndürmüştü. Changbin büyülenmiş gibi felix'e bakarken daldığı yerden felix'in kafasını ona döndürmesiyle çıkmıştı. Yakalanmış olmanın verdiği hisle elini ensesine atıp kaşıdı.

Felix, changbin'i görünce gülerek el salladı.

Changbin felix'in gülüşünü görünce yanına doğru yürüdü.

10 adımlık mesafeyi kısa sürede kapatıp felix'ine ulaştı.

Changbin felix'in tam önünde durduğunda kafasını kaldırarak baktı. "Selam. Yüzün niye kızarık? Koştun mu yoksa? Koşmana gerek yoktu bekliyordum zaten. Otursana.” Felix'in hızlı hızlı konuşmasıyla bir şeyler olduğunu düşünmüştü.

Yanına oturdu anlamaz gözlerle. Otururken bir selam diye mırıldamıştı.

Felix gergince elleriyle oynarken changbin'e döndü. Hemen söyleyip kurtulmak istiyordu.

“Felix.”

“Changbin.”

İkisinin de aynı anda konuşması ile gülümsediler.

“Sen söyle.” Felix changbin'e öncelik tanıyarak konuşmayı ona bıraktı. Kendisi sonra da söyleyebilirdi.

Changbin dudaklarını birbirine bastırarak durdu birkaç saniye. Kafasında cümleleri toparlamaya çalıştı. Felix'in gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladı. “Az önce söylediklerimden dolayı kafanın karışmasını istemiyorum. Seni sevdiğimi biliyorsun. Senden bana bir cevap vermeni de beklemiyorum. Hazır olmanı, zamanı geldiğinde bana cevabını vermeni istiyorum sadece. Yanlış anlama kesinlikle seni zorlamıyorum bunu asla istemem. Beni reddedersen de buna karşı gelmem ve sessizce çıkarım hayatından.” Son cümlesinde bakışları aşağı düşmüştü. Belki de bakamayacaktı bir daha o güzel gözlere. Belki de bir daha böyle karşılıklı oturamayacaklardı. Bu düşüncelerle huzursuz oldu kalbi.

Felix changbin'in sözleriyle hazırladığı cümleleri bir kenara atarak kot pantolonunun arka cebine elini attı.

Changbin felix'in hareketlenmesiyle anlık gideceğini düşünerek üzülürken kendisine uzatılan kutuyla şaşkınca baktı felix'e. Anlayamamıştı. Bu kutu neydi böyle?

“Al.” Changbin'in kutuyu almamasıyla söyledi felix. “Cevabım bu kutunun içinde changbin. Al ve aç.”

Changbin felix'in kendisine gülümseyerek bakan gözleriyle kutuyu aldı eline. Umutlandı gülümsemesine.

Cevabını kutunun içine mi yazmıştı anlamasada kutuyu açtı.

Kutunun içinden çıkan şeye kaşlarını çattı. Anlayamadığı için felix'e baktı soran gözlerle.

Felix heyecandan yerinde duramayarak ayağını sallamaya başladı. “Alsana eline. İçini aç sonra.” Changbin'in anlamaz gözlerine karşılık cevap verdi.

Changbin ayçiçeği şeklindeki kolyeyi kutudan çıkartarak eline aldı. Sol avucunun içine koydu kolyeyi. Sonra ise içini açtı.

Beklediği cevap avucunun içinde duruyordu.

You are my sunshine.” İçindeki yazıyı sesli bir şekilde okuduğunda dolu gözleriyle felix'e baktı.

Felix kocaman gülümsemesiyle konuştu. “Sen benim güneşimsin, changbin. Ben de senin ayçiçeğin.”

Changbin duyduğu kelimelerle gülümsedi. Aralarındaki kısa oturma mesafesini kapatarak kollarını felix'in beline sardı.

Felix salladığı bacağını durdurdu sarılmayla. Kollarını changbin'in boynuna sardı. Huzurla kapattı gözlerini. Changbin'in vereceği cevabı biliyordu fakat istemsiz heyecanlanmıştı. Ve bu heyecan changbin sarıldığı an geçmiş, yerini rahatlamaya bırakmıştı.

Sen benim ayçiçeğimsin, felix. Ben de senin güneşin.” Changbin'in felix'in sözlerine hitaben söyledikleriyle kocaman gülümsedi felix. Kolları daha sıkı sardı changbin'i.

Daha fazla söze ihtiyaçları yoktu ikilinin. Changbin cevabını almıştı. Felix de changbin'i.

Bence de bu bölümde daha fazla bir söze ihtiyaç yok.

Kolyenin kapalı ve açık hali.

Kolyenin kapalı ve açık hali

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
You Are My SunshineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin