27🌻

79 9 6
                                    

[Hyunjin ve felix]

Jinjin💛:
Felix
Yemin ederim senin iyiliğin içindi
Sadece siz mutlu olun istedim
Sana anlatsaydım changbin'e ihanet etmiş olacaktım
Changbin benim tek arkadaşım
Zor zamanımda yanımda olan tek insan
Onu kaybedemezdim
Seni de kaybedemem
Sen benim hayatıma ansızın giren biricik kardeşimsin
Seni geç buldum erken kaybetmek istemedim
(İletildi 22.28)
(Görüldü 02.30)

Kardeşim💕:
Hyunjin ben changbin
Felix uyuyor

Jinjin💛:
Senin ne işin var orada

Kardeşim💕:
Konuştuk biraz

Jinjin💛:
Ne konuştunuz diye sormayacağım
Anlatma da

Kardeşim💕:
Anlatmayacağım zaten
Neyse
Bir süre felix'e yazmasan iyi olur
Düşünmeye ihtiyacı var
Bırak kafasını dinlesin
Merak etme ben yanında olacağım

Jinjin💛:
Peki
Diyecek bir şeyim yok
Sen yanında olacaksan endişelenmeyeceğim en azından

Kardeşim💕:
Dediğim gibi merak etmene gerek yok
Sende git dinlen
Sonra görüşürüz

Jinjin💛:
Görüşürüz

Changbin'den

Telefonu kapatıp felix'e geri verdim. "Teşekkür ederim." Dedi hafif tebessümle.

"Keşke sen cevap verseydin. Kendimi kötü hissediyorum."

"Ben cevap verseydim daha kötü olurdu. Üzebilirdim onu. Böylesi daha iyi oldu." Elini elimin üstüne koyup güven verircesine sıktı.

Hyunjin'e yalan söylemiştim. Felix hyunjin'e cevap vermek istemediği için benden istemişti. Kendimi kötü hissettirmişti bu durum.

"Uyumak ister misin? Kim bilir kaç saattir ağlıyorsun." Konu biraz olsun değişsin ve felix dinlensin istemiştim. Ben geldiğimde ağlıyordu. Öncede ağladığından eminim.

"Uyumak istemiyorum." Diyip yatak başlığına yaslandı.

"Ne yapmak istersin peki?" Dedim ona dönerek.

"Puzzle yapalım mı? Seninle birlikte yaptıktan sonra hiç yapmadım. Birlikte bitirelim istiyorum." Heyecanlı heyecanlı söylediğinde kalbimin teklediğini hissettim.

Tek zaafımsın Lee felix.

"Yapalım." Dediğimde gülümseyip elimi tuttu.

Öldüm.

Önce kendisi sonra beni kaldırıp önden gitti. Salona geldiğimizde masanın üstünde öylece duran puzzle ilk görüş alanıma giren şey olmuştu. Dediği gibi bıraktığım gibi duruyordu.

"Sen otur, ben kahve yapıp geliyorum." Elimi bırakıp mutfağa gittiğinde boşlukta hissettim. Elimdeki sıcaklık birden gidince üşüdüm sanki.

Koltuğa oturup tuttuğu elime baktım. Tekrar elimi tutması için nereye başvurmam gerekiyor? (Bana)

"Tek şekerli içiyordun değil mi?" Felix ellerinde kupalarla içeri girdiğinde elimde olan bakışlarımı ona döndürdüm. Hatırlaması nasıl mutlu etti anlatamam. "Evet."

Bardağı bana verip yanıma oturdu. "Sakın puzzlema dökme! Olay çıkartırım." Alay edercesine söylediği için şaka yaptığını anlamıştım.

"Güvenmiyorsan yapmasaydın." Dedim kahveden bir yudum almadan önce.

"Ver kahvemi. İçme." Dediğinde bardağı geri çektim.

"Vermem."

"Sus o zaman." Önüne dönüp parçalardan birini eline aldı.

"Sustum." Bende önüme dönüp puzzle a odaklandım.

Felix'in kafası dağılmıştı biraz olsun. Yani umarım başarmışımdır.

Yaklaşık bir saat sessizce, bir saat sohbet ederek puzzle yaptık.

Felix'in gözlerinden akan uykuya rağmen direndiğini gördüğümde felix'e döndüm. Elinde tuttuğu parçaları alıp masaya koydum.
"Uykun geldi. Gidip uyu hadi. Yarın okulda uykusuz uykusuz gezme."

"Tamam." O da uykuya yenik düşmüş olmalı ki direnmeden onayladı beni.

"Ben gideyim o zaman. Sen de uyu." Ayağa kalktığımda elimden tutmasıyla durmak zorunda kaldım.

"Bu gece birlikte uyusak olur mu? Yalnız kalmak istemiyorum." Bana yavru köpek bakışları atarak söylediğinde hayır demek imkansızdı.

"Olur."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
You Are My SunshineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin