O günden beri Giyuu'nun renksiz dünyasına renkler birer birer girmeye başlamıştı. Sanemi'nin kendisine hissettirdikleri bir rüya gibiydi ve her şey gerçek olamayacak kadar kusursuzdu. İki ay boyunca Giyuu'nun düşüncelerini değiştirmek için çok uğraşmıştı Sanemi. Giyuu yanlış bir perspektiften baktığını anlayıp arkadaşlarıyla beraber mutlu olmayı öğrenmişti.
"Ee, şu Rengoku olayı ne oldu Kocho?" diye sordu Giyuu. Shinobu bir yandan Giyuu'nun eline siyah oje sürüyordu.
Shinobu iç çekerek ojeyi kenara koydu. "Açılmasam mı acaba? İçim içimi yiyip bitiriyor ama hislerimi söylemekten korkuyorum."
Giyuu biraz arkadaşlarını iyice anlayabilmek için son zamanlarda onlarla daha çok vakit geçiriyordu. Shinobu'nun Kyojuro'ya aşık olduğunu bir ay önce öğrenmişti ve bu Giyuu ile Shinobu arasında küçük bir sırdı. Sanemi'nin tavsiyelerini dinlemesi işine yaramıştı, arkadaşlarına yardımcı olmaktan memnundu.
"Bence Rengoku sana karşı boş değil. Yardım edebileceğim ne varsa yaparım."
Shinobu umutlu gözlerle arkadaşına baktı. "Gerçekten mi?"
"Yani, Sanemi sayesinde İguro ve Kanroji şu anda sevgililer. Sanemi'nin yaptığı İguro'ya biraz özgüven aşılamaktı."
Giyuu ve Shinobu uzun uzun dertlerini dökmüşlerdi birbirlerine. "Bunca zamandır onun sorunlarını niye fark edemedim?" diye geçirdi içinden Giyuu. Shinobu uzun zamandır onun arkadaşıydı fakat Giyuu hiçbir zaman Shinobu'nun dertlerinden haberdar olmamıştı. Shinobu daima gülümseyen biri olduğu için onu sinirlendiren çok az şey var sanıyordu Giyuu. Meğerse Shinobu öfkesi ve problemlerini insanlardan saklamak için sürekli gülümsüyordu.
Shinobu'nun duygularını Kyojuro'ya açıkladığı gün onlar çıkmaya başlamıştı ve birbirlerini asla bırakmayacaklarına dair yemin etmişlerdi. Giyuu'nun içini arkadaşlarının isteklerine kavuşmasından dolayı mutluluk kaplıyordu. Shinobu artık kendi duygularını gizlemek ve onlarla yalnız başına mücadele etmek zorunda değildi.
"Seni seviyorum Giyuu." Sanemi uzun ellerini Giyuu'nun ince, yumuşacık ellerinin üzerine koydu. Sanemi'nin elleri Giyuu'nun ellerine göre biraz kalındı bu yüzden Sanemi hep sevgilisinin ellerini çok beğenmişti.
"Bu kafe bana nostaljik hissettiriyor." dedi Giyuu.
"Evet, iki ay öncesi bir şekilde nostaljik oluyor." birlikte güldüler.
Akaza çifte iğrenerek bakıyordu. Sinirlerine hakim olmaya çalışarak önündeki çilekli sütü içti. Karşısındaki arkadaşı Kokushibo da durumdan rahatsız görünüyordu.
"Michi," dedi Akaza kısık sesle. "Daha fazla dayanamıyorum, söylemeliyim."
"Emin misin?"
Akaza gözyaşlarını kontrol edememişti ve yavaşça akmaya başlamıştı. "Acıyor, başkalarının da canının yanmasını istemiyorum." Akaza eliyle gözyaşlarını sildi. Öfke, hayal kırıklığı, acı, üzüntü... O gün yaşananlar Akaza'nın dönüm noktası olmuştu. Eğer geçmişi değiştirebilseydi kararlarını ve duygularını süzgeçten geçirirdi.
"Üzgünüm hayatım, İguro ile buluşmam lazım. Görüşürüz." dedi Sanemi gelen aramayla.
Sanemi sevgilisinin yanağına öpücük kondurduktan sonra kafeden ayrıldı. Giyuu gülümseyerek ona el salladı. Birkaç dakika sonra da Giyuu kafeden ayrıldı. Akaza ve Kokushibo, Giyuu'yu takip ediyorlardı.
"Giyuu." dedi soğuk bir tonda Akaza.
Giyuu adının seslenmesiyle arkasına döndü. "Akaza?"
"Seninle önemli bir konu hakkında konuşmamız gerekiyor." Akaza sert bakışlarını Kokushibo'ya çevirince yumuşatmıştı. "Benimle geldiğin için teşekkürler Koku."
Giyuu bu durumdan işkillense de anlık gelen doğrultuyla Akaza'yı geri çevirmedi. İkisi de insanlardan uzak bir yere geçtiler, Kokushibo ise konuşmaya saygı duymak adına onları duyamayacak kadar uzakta arkadaşını bekliyordu.
"Ne konuşmak istiyorsun Akaza?"
"Hakuji."
"Anlamadım?"
"Bana Hakuji de. Hakuji benim gerçek adım."
"Peki."
Giyuu, Akaza'nın neden bu kadar ciddi olduğuna anlam verememişti. Akaza'dan hoşlanmazdı fakat onun bazı yönlerini takdir ederdi. Akaza eğer bu kadar ciddiyse konu gerçekten önemli olmalıydı.
"Ben Sanemi'nin eski sevgilisiyim. Aramızda neler geçtiğini anlatamam fakat ondan ayrılmalısın Giyuu."
"Siz sevgili miydiniz?" Giyuu kaşlarını çattı. "Ayrıca ayrıl da ne demek oluyor?"
"İlişkimizi herkesten gizlemiştik." Akaza sol kolundaki dövmeye baktığında aklına eski anıları gelmişti; gerçek olamayacak kadar güzel ama bir o kadar da yanıltıcıydı. "Sanemi ile aramda geçenler benim özelimdir ancak senin de benim gibi zarar görmeni istemiyorum Giyuu. Aradan iki yıl geçmesine rağmen o acıları, anıları, hayal kırıklığını, yalanları atlatamadım ve hâlâ dün gibi aklımda yaşananlar. Dünyanın başına yıkılması, inanmak istemediğin gerçekler, kendine kızma, aptal yerine konulma... Bunlarla baş etmek çok zor ve yorucuydu."
Akaza sol kolundaki dövmeye dalıp gitmişti. Eğer zamanı geri alabilseydi, eğer bazı şeyleri değiştirebilseydi...
"Ondan hemen ayrıl Giyuu, hayal kırıklığına uğramanı istemiyorum. Yoksa sonunda üzülen sen olacaksın."