7

509 33 40
                                    

''Seni çok seviyorum Nemi, sonsuza dek yanında kalmak istiyorum.''  dedi Hakuji aşk dolu gözlerle.

''Sarıl bana Nemi, lütfen...''

Sanemi huzursuzlukla sevgilisine sımsıkı sarıldı. Sanemi hayatının sorunsuz ilerlemesinden oldukça rahatsızdı. Aslında herkesin gıpta edeceği bir hayatı vardı Sanemi'nin: Sadık bir sevgiliye sahipti, iyi arkadaşlık ilişkileri vardı, derslerinde sorun yoktu, maddi durumdan iyiydi, mükemmel bir ailesi vardı... fakat bunlar neden Sanemi'yi tatmin etmiyordu? Her şeyin böylesine kusursuz olması mide bulandırıcıydı.

Hakuji, Sanemi için sol koluna bir dövme bile yaptırmıştı. Hakuji için bu dövme Sanemi'ye olan aşkını sembol ediyordu. O dövmeye baktıkça aşkı gözü önünde canlanıyordu ve içi huzurla doluyordu. Böylesine kusursuz bir ilişkiye sahip olduğu için müteşekkirdi. Hakuji sonsuza dek Sanemi'nin yanında olmak istiyordu, Sanemi ise bu sorunsuz ilişkiden sıkılmıştı.

"Hissettiklerinin hiçbiri yanlış değil Sanemi. Madem öyle hissediyorsun, o zaman neden benimle olman bir sakınca olsun?" dedi bir fahişe.

Sanemi bir anlık gelen heyecanla bir fahişeyle birlikte oldu ve Sanemi uzun zamandır kendini bu kadar iyi hissetmemişti. Şevk, ter, heyecan, korku... Bunları o kadar uzun zamandır hissetmemişti ki bu duygulara yabancı kalmıştı adeta. Sanemi ve Hakuji arasında artık kusursuz bir ilişki yoktu; yalanlarla, aldatmalarla, kurnazlıklarla, yozlaşmayla dolu bir ilişki vardı. Hakuji her şeyden habersiz hayatına devam ederken hayat ona yüzleşmesi gereken sert bir tokat atmıştı.

"Niye beni aldattın Sanemi?" dedi Hakuji öfkeyle. Avazı çıktığı kadar içindeki acıyı haykırmak istiyordu.

"Eğer beni sevmiyorsan benden ayrılmalıydın ama bu yaptığın..."

''Ayrılalım Hakuji.'' dedi Sanemi, Hakuji'yi yanıtsız bırakarak. Hakuji inanamayarak Sanemi'ye baktı. ''Sen hep böyle miydin? Ya seni yanlış tanımışım ya da gerçek kişiliğini benden saklamışsın. Bravo, cidden. En azından bana bahanelerini anlat da kendimi şimdikinden kötü hissetmeyeyim.''

''Her şey bitti, Hakuji.''

Akaza boş gözlerle Giyuu'ya bakıyordu. Giyuu, Obanai'yi aramaya karar vermişti. Akaza her ne kadar tüm benliğiyle Sanemi'den nefret etse de hâlâ onu deliler gibi seviyordu ve bu yüzden kendinden de nefret ediyordu.

''İguro, Sanemi senin yanında mı?'' diye sordu titrek sesle Giyuu.

''Bugün yanıma hiç uğramadı. Bir şey mi oldu Shinazugawa'ya?''

Aldığı cevap üzerine gözyaşlarına boğuldu Giyuu. Giyuu, Obanai'ye yanıt vermeden aramayı sonlandırdı.

''Beni aldatıyor, ben... Hakuji...''

Akaza bir süre Giyuu'nun kendisine gelmesini bekledi. ''Eğer yeterince cesaretin varsa Sanemi'yi arayabilirsin.'' Giyuu, ağlamaktan kızaran gözleriyle telefonunun ekranına baktı. ''Haklısın Hakuji, arayacağım.''

Giyuu burnunu çekerek Sanemi'nin numarasını tuşladı. Artık ağlamıyordu fakat dokunsalar ağlayacak gibiydi.

''Alo, Giyuu?'' diyerek telefonu açtı Sanemi.

''Neredesin Sanemi?''

''İguro ileyim.''

Giyuu tutmakta zorlandığı gözyaşlarını yeniden salıverdi. ''Neden?'' dedi ağlarken. ''Neden bana yalan söylüyorsun Sanemi? İguro seni bugün hiç görmediğini söyledi bana ve sen...'' Giyuu cümlesine devam edemedi ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Hakuji ses çıkarmadan eliyle Giyuu'nun omzunu sıvazlayarak ona destek olmaya çalıştı. Sanemi sessizce telefondan sevgilisinin gelen ağlayışlarını dinliyordu.

Birkaç dakika sonra Giyuu ''Her şey yalan mıydı?'' diye sordu.

''Evet, seni hiçbir zaman sevmedim.'' dedi ve aramayı sonlandırdı Sanemi.

Günler ve haftalar geçmişti ama Giyuu yaşadığı şoku hâlâ atlatamamıştı. Hakuji arada sırada Giyuu'nun yanına gidiyor ve onun kendi omzunda ağlamasına izin veriyordu. Mitsuri, Shinobu, Kyojuro ve diğerlerinin aldatmadan haberi olmadığından dolayı bunun sadece bir ayrılık olduğunu düşünüyorlardı. Gerçekleri sadece Sanemi, Giyuu ve Hakuji biliyordu.

''Tomioka, lütfen bizimle konuş.'' dedi Kyojuro.

''Seni bu halde görmek bizi çok üzüyor. Obanai senin yemen için bir sürü yemek bile hazırladı, ne olur ye.''

''Tomioka, bize her şeyi anlatabilirsin.''

Hiçbir şeyin çözümü yoktu ki, nasıl anlatabilirdi? Keşke onun o kulağa hoş gelen yalanlarına kanmasaydı. Keşke hep bildiği düşünceleriyle hareket etseydi, belki o zaman canı bu kadar yanmazdı.

Birkaç gün önce yurt dışındaki arkadaşlarıyla konuşmuştu Giyuu. En azından karşısında endişeyle duran üç arkadaşına bundan bahsedebilirdi.

"Ben Sabito ve Makomo'nun yanına gidiyorum. Birkaç hafta içinde Amerika'ya gideceğim. Özür dilerim, sizi yüzüstü bırakıyormuşum gibi oldu."

Mitsuri arkadaşının bu sözlerine dayanamayarak ona sımsıkı sarıldı. "Lütfen böyle şeyler söyleme Tomioka. Eğer bu sana iyi gelecekse istediğin yere gitmekte özgürsün. Yeter ki iyi ol."

Giyuu titreyen elleriyle Mitsuri'nin sarılışına karşılık verdi. Sarılma bitince Giyuu diğer iki arkadaşına yöneldi.

"Kocho, Rengoku..." Giyuu çekinerek onlara sarıldı. "Asla birbirinizi bırakmayın ve hep birbirinize destek olun."

"Seni özleyeceğiz Tomioka."

Dört arkadaş birbirleriyle vedalaşırlarken Hakuji bir güzellik salonuna girdi. Yoriichi, arkadaşını görünce şaşırdı.

"Kızıl saçlarını sevdiğini sanıyordum, yeniden mi boyatacaksın?"

Hakuji acı bir şekilde gülümsedi. "Artık Akaza olmak istemiyorum Yori."

---
hep mutlu mu olacağız amk

---hep mutlu mu olacağız amk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

neyse en azından obamitsu ve renshino mutlu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

neyse en azından obamitsu ve renshino mutlu

Heart's Cry |sane.giyuu|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin